Son yıllarda hijyen açısından birçok tartışmanın konusu olan damacana sulara 2022’nin başlamasıyla gelen zamlar, su arıtma cihazlarını bir kez daha alternatif olarak gündeme getirdi.

Geçtiğimiz yıllarda damacana suların hijyeniyle alakalı birçok skandal gündeme gelmişti. Birçok ildeki su firmalarında yaşanan skandal niteliğindeki hijyen ihmalleri, beraberinde birçok kişinin sağlık sorunu yaşamasına sebep oldu. Vatandaşlardan birçoğu ambalajlı su tüketimi yerine arıtma suyunu tercih etmeye başlamıştı. Yeni yılla birlikte ambalajlı suya gelen zamların ardından bu tercih daha da arttı. 2022’ye girişle birlikte ambalajlı sularda yüzde 100’e kadar uzanan zam oranı, düşük maliyetiyle bilinen su arıtma cihazlarının satışını arttırdı. Bir ailenin yaşadığı şehre göre ortalama 20 liraya satılan 19 litrelik damacana sularda yıllık 3 bin ile 3 bin 500 lira aralığındaki maliyeti cep yakıyor. Su arıtma cihazlarında ise bu maliyet 19 litrelik damacana başına 30-35 kuruş kadar oluyor.

“Türkiye’nin birçok ilinde birçok su firmasında problemler yaşanıyor”

Ambalajlı sularda kullanılan damacanaların hijyen probleminden bahseden İhlas Pazarlama Eskişehir Bölge Müdürü İbrahim Şengür, su arıtma cihazlarının bu konuda alternatif olduğunu belirtti. Birçok ilde bulunan ambalajlı su firmalarında bu sorunların yaşandığını belirten Şengür, “Damacana sularla alakalı daha önce halkımızın karşılaştığı problemleri basından takip ediyoruz. Geçtiğimiz senelerde Eskişehir’de yaşanılan damacanaların uzun süre kullanımından kaynaklanan problemleri de hep beraber gördük. Tüketiciler bu noktada çok mağdur oldular. Bildiğiniz gibi Türk Standartları Enstitüsü’ne göre bir damacananın 60-65 kullanımından sonra itlaf edilmesi gerekiyor fakat geçtiğimiz sene ortaya çıkan bu skandalda yaklaşık 10-14 senelik damacanaların kullanıldığı ortaya çıkmıştı. Aynı zamanda üretim tesislerinde de yaşanılan sıkıntılar mevcut damacanalarla alakalı. Damacanaların belli kimyasal maddelerle temizlenmesi gerekiyor ama son dönemde sıcak suyla temizlenip, dolum yapıldığına dair hatta ve hatta damacanaların içinden başka yabancı maddelerin çıktığına dair de haberleri hep beraber basından takip etmiştik. Tabi bu problemleri sadece Eskişehir’de yaşamıyoruz, Türkiye’nin birçok ilinde birçok su firmasında bu tarz problemler yaşanıyor. Yaşanılan bu sağlık problemlerinden dolayı su arıtma cihazları da ciddi bir alternatif olma yolunda devam ediyorlar” dedi.

“Damacana suyu 30-35 kuruş civarına üretebiliyorsunuz”

Tüketimde maliyet kısmının da birçok kişiyi etkilediğini söyleyen Bölge Müdürü İbrahim Şengür, 19 litrelik damacana suyun su arıtma cihazıyla 30-35 kuruşa üretildiğini söyledi. Piyasada ucuza satılan su arıtma cihazlarının rutin gerçekleştirilen filtre bakımlarında sorunlar yaşandığını belirten Şengür, “Sadece sağlık yönünden bunu incelemeyelim, maliyet yönünden de oldukça tasarruflu bir duruma getiriyor insanların su tüketimini bir damacana su aldığınız zaman harcadığınız ücret yıllık 3 ile 3bin 500 lira civarındayken bir su arıtma cihazı kullanmaya başladığınız zaman ortalama olarak bir damacana suyu 30-35 kuruş civarına üretebiliyorsunuz. Hem de kendi musluğunuzdan akan suyu görerek ve içinizde her hangi bir sıkıntı kalmadan rahatlıkla tüketebiliyorsunuz. Piyasada bildiğiniz gibi su arıtma cihazlarında da çok sahtekârlıklar yapılıyor. Çok uygun, çok ucuz fiyata merdiven altında toplayarak içerisine her türlü şey koyabiliyorlar. Özellikle karbon filtrede kullanılan karbon miktarı önemli. Bu karbonu daha az miktarda koyarak tüketicilere sunuyorlar. O yüzden tüketiciler arıtma cihazı tercihlerinde kurumsal firmaları tercih etmeleri, özellikle satış sonrası servis hizmetinin olmasına dikkat etmeleri çok önemli. Çünkü belirli bir periyotta filtrelerin değişmesi gerekiyor. Bu filtrelere ulaşmakta sıkıntı çekmemeleri gerekiyor bir sonraki senelerde. Bu tüketici için çok önemli bir detay. Tüketiciler ileride sıkıntı yaşamamak için bu detaya dikkat ederek tercih yapmalılar” ifadelerini kullandı.

“Bütün parçaların NSF-58 belgesine sahip olması gerekiyor”

Su arıtma cihazlarının içinde kullanılan parçaların öneminden bahseden İbrahim Şengür, NSF-58 belgesinin önemine değindi. Kurumsal firmaların tercihinin bu noktadaki öneminden bahseden Şengür, şu ifadelere yer verdi:

“Diğer bir durumda pandemi sürecinde bunu çok iyi yaşadık aslında hijyen noktasında. Bu hijyen noktasında Dünya Sağlık Örgütü’nün bazı standartları var. Bunlardan birisi de NSF-58 standardı. Su arıtma cihazlarında kullanılan insan sağlığına zararlı her hangi bir madde olmadığnı ifade eden standart bu. Maalesef piyasadaki bir çok su arıtma cihazında sadece bir ekipman üzerinde NSF belgesi bulunuyor. Ama su arıtma cihazlarının dikkat edilmesi gereken en önemli husus suyun girdiği noktadan çıktığı noktaya kadar bütün parçaların NSF-58 belgesine sahip olması. Bu noktada da kurumsal firmaların satış yapmış olduğu cihazların tercih edilmesi insan sağlığı açısından da çok büyük önem taşımaktadır.”