Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası hızla uygulamaya alınan finansal önlemler sayesinde Türk ekonomisi, kısa sürede şoku atlattı.

3 yıl önce yaşanan darbe girişimi sonrası piyasalar bir anda artan risk algısı sebebiyle zorlu bir döneme girmişti. 14 Temmuz 2016'da günü 2,8778'den kapatan dolar/TL, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin basına yansıması sonucu yurt dışı piyasalarda satış ağırlıklı bir seyir izleyerek yüzde 5,1'lik artışla 3,0250 seviyesine yükselmişti.

Ülkede yaşanan olağanüstü durum sebebiyle artan riskler, ekonomik göstergeleri negatif yönde etkilemiş, bunun ilk emareleri de döviz kuru üzerinde görülmüştü. Araya giren hafta sonu sebebiyle uluslararası piyasaların kapalı olması ve darbe girişiminin kısa sürede bastırılması, göstergelerin daha da kötüleşmesini engelleyen unsurlar olmuştu.

Darbe girişiminin büyük oranda bastırıldığı pazartesi günü, BIST 100 endeksi 15 Temmuz cuma günkü kapanışa göre günü yüzde 7,08 düşüşle 76.957,61 puandan günü tamamlamıştı. Haftanın devamında da düşüş eğilimini sürdüren endeks, haftayı yüzde 13,39'luk değer kaybıyla kapatmıştı.

Sanayi üretiminde sert düşüş

Haziranda 6 aylık bir yükseliş trendinin ardından 107,4 seviyesine yükselen sanayi üretim endeksi, temmuzda 20 puandan fazla gerileyerek 86,9 seviyesine inmişti.

İhracat ve ithalat tarafı da darbe girişiminden olumsuz yönde etkilenmiş, ticari aktivitede önemli bir düşüş gözlemlenmişti. İhracat temmuzda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 azalmış, yavaşlayan tüketim harcamalarıyla birlikte ithalat da temmuzda bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,4 düşmüştü.

Yılın ilk 2 çeyreğinde sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 4,7'lik büyüme oranını yakalayan Türk ekonomisi, darbe girişiminin yaşandığı üçüncü çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış endekse göre yüzde 0,2 daralmıştı.

Ekonomi kısa sürede eski seviyesine ulaştı

Darbe sonrası piyasalarda oluşan tedirginliğin asgari seviyeye indirilmesi için ekonomi yönetimi ve regülatörlerin aldığı birçok önlem sayesinde darbe girişiminin ekonomiye maliyeti minimuma indirilmeye çalışılmıştı.

Alınan önlemler sayesinde ekonominin kısa sürede eski seviyelere ulaşılması sağlanırken, BIST 100 endeksinin darbe öncesi seviyelere yükselmesi 6 ay sürmüştü. Sonrasında bir yıl içinde yaklaşık yüzde 50 yükselen BIST 100 endeksi, Ocak 2018'de 120 bin seviyesini görmüştü.

"Darbeler finansal açıdan en büyük felaketlerden biridir"

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Tuna, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbe ve darbe girişimlerinin, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden olduğunu söyledi.

15 Temmuz Cuma günü gerçekleşen hain darbe girişimi sonrası piyasalarda bir panik havası oluşmasının beklendiğini ifade eden Tuna, "Ancak pazartesi piyasalar açıldığında panik havasının ötesinde ülkemizde tüm finansal kurumlar hizmet vermeye devam etti. Panik havasının oluşmamasında, devletinin yanında olan vatandaşlarımız ve başta Merkez Bankası ve BDDK olmak üzere kurumlarımızın aldığı önlemler büyük rol oynadı." dedi.

Tuna, alınan tedbirlerle birlikte finansal piyasaların olağan düzeninde işleyişine devam ettiğine işaret ederek, "Merkez Bankası, kısa vadede oluşabilecek likidite riskine karşı elindeki araçları kullanmaya başladı. Bankalar ise müşterilerin normal bankacılık hizmetlerini sorunsuz bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli olan tüm tedbirleri aldı." değerlendirmesinde bulundu.

Bu ve benzeri olağanüstü durumlarda oluşabilecek en büyük riskin bankalara yapılacak hücum olduğuna dikkati çeken Tuna, vatandaşın yastık altında tuttuğu tasarruflarını, devlete olan güvenlerini göstermek için bankalara yatırdığını, bunun da dünya tarihinde bir ilk olduğunu söyledi.

Tuna, darbe sonrası vatandaşların finansal kararlarının dünyada bir örnek teşkil ettiğini ifade ederek, "15 Temmuz sonrası mevduat çıkışının ötesinde mevduat girişine rastlanması bu duruma ender bir örnektir." dedi.

"Ekonominin dinamizmi sayesinde istikrar önemli ölçüde sağlanmış gözüküyor"

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak da 15 Temmuz öncesi yapılan operasyonlarla ekonomik açıdan ülkeye zarar verilmeye çalışıldığını, 15 Temmuz'da da askeri darbeye başvurulduğunu söyledi.

Yumuşak, "FETÖ üzerinden 17-25 Aralık 2013 müdahalesi ile hükümeti baskı altına almayı denemişler, başarısız olunması üzerine 15 Temmuz 2016'da askeri bir darbe ve işgal planı uygulamışlardır. Türk halkının basireti ve vatanseverliği sayesinde bu girişim başarısız olmuş ancak sonrasında ekonomik açıdan ablukaya alınmaya çalışılarak yöntem değişikliğine gidilmiştir." şeklinde konuştu.

Yaşanılan darbe girişiminin ekonomik açıdan bir faturası bulunduğunu, bunun da darbe sonrası dönemde enflasyon ve faiz oranlarındaki artışta, işsizlik oranları ve büyümedeki yavaşlamada ortaya çıktığını belirten Yumuşak, darbelerin finansal istikrar açısından oldukça zararlı olduğunu söyledi.

Yumuşak, "Tüm bunlara rağmen Türkiye ekonomisinin dinamizmi ve yönetiminde gösterilen başarı sayesinde ekonomik istikrar önemli ölçüde sağlanmış gözükmektedir." dedi.