Atılım Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tolga Omay, Bitcoin ve kripto paraların piyasadaki durumunu, güvenilirliğini ve yaygınlığını değerlendirdi. Omay, “Kripto paralara yatırım yapma motivasyonunun gençlerde daha yaygın olduğunu düşünüyorum. Çünkü gençlerin risk toleransları yüksek olup, değişen dinamiklere daha kolay uyum sağlamaktadır” dedi.

Prof. Dr. Omay, kripto paraların 2010 yılında işlem görmeye başladığını ve mevcut durumda 4 bin 485 adet kripto para bulunduğunu, Türk halkı arasında en çok bilinen kripto paranın ise Bitcoin olduğunu söyledi. Prof. Dr. Omay, hem bilim hem de finans camiasında kripto paraların paranın fonksiyonlarından tam olarak hangilerini yerine getirdiğinin ise kesin bir şekilde belirlenmediğini, durumun hâlihazırda araştırma konusu olduğunu, kripto paraların yavaş yavaş herkes tarafından kabul görmeye başladığını belirtti.

“Birçok işletme Bitcoin’in para olarak alışverişlerde kullanılabileceğini kabul etmiş görünüyor”

Bir varlığın para olarak kabul edilmesinin üç fonksiyonu yerine getirmesine bağlı olduğunu kaydeden Prof Dr. Omay, “Adı geçen üç fonksiyon paranın değer saklama aracı olması, değişim aracı olması ve hesap birimi olmasıdır. Bu anlamda en önemli özelliği değişim aracı olması, yani mal ve hizmet alım-satımında kullanılabilmesidir. Herhangi bir nesnenin değişim aracı olabilmesi için nesnenin herkes tarafından kabul ediliyor olması gerekmektedir. Öncelikle para olarak kabul edilmek şartıyla diğer iki fonksiyonu da yerine getiren varlıklara biz ‘para’ diyoruz. Akademik camiada Bitcoin’in paranın fonksiyonlarını yerine getirip getirmediğine dair 2010 yılından bu yana bin 508 makale yayınlanmıştır (Web of Science-Bilimsel Atıf Endeksi). Ben, Bitcoin’in paranın fonksiyonları cinsinden nelere tekabül ettiği üzerine yaptığım bir çalışmada bir değer saklama aracı olduğu sonucuna ulaştım. Menkul kıymetler borsaları uzun vadede yatırımcısına önemli oranda getiri sağlayan, tasarruf sahiplerinin tasarruflarını değerlendirmeyi tercih ettikleri geleneksel yatırım alternatiflerinden birisidir. Son dönemde kripto para borsalarının geleneksel borsaya alternatif, kripto paraların ise oldukça cazip bir yatırım aracı olarak değerlendirildiğini görmekteyiz. Özellikle pandemi sürecinde düşük faiz oranları ve merkez bankalarının piyasalara yüksek miktarda likidite sağlaması gibi sebeplerle çok sayıda yeni yatırımcı finansal piyasalara giriş yapmakta ve dolayısıyla işlem hacmi artmaktadır. Bu haliyle kripto paraların değer saklama fonksiyonunu yerine getirdiği ifade edilebilecektir. Ancak dediğim gibi paraya para diyebilmemiz için değişim aracı olma görevini yerine getiriyor olması gerekmektedir. Peki kripto paraları hangi sektörlerde, kaç işletme ödeme aracı olarak kabul ediyor? Bilişim, otomobil, sinema, yemek gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren birçok işletme, Bitcoin’in bir para olarak alışverişlerde kullanılabileceğini kabul etmiş görülmektedir. Ancak Bitcoin’in daha geniş bir tabana yayılması, mal ve hizmetlerin bedelinin Bitcoin cinsinden de belirleniyor olması gerektirmektedir ki kripto paralar, paranın tüm fonksiyonlarını yerine getirsin ve fiziksel para gibi para olarak kabul edebilsin” şeklinde konuştu.

“Gençlerin risk toleransı daha yüksek olduğu için onların arasında daha yaygın”

Türkiye’nin kripto para kullanımında Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü sırada olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Omay, “World Economics Forum istatistiklerine göre Türkiye vatandaşlarının yaklaşık yüzde 16’sının kripto paraları kullandığını söyledi. Buna göre Türkiye’nin hızlı bir şekilde değişime uyum sağlayarak kripto paraları değişim aracı olarak kabul etmeye başladığını iddia edebilmek mümkündür. Unutulmaması gereken nokta ise kripto paraların en büyük handikaplarının diğer enstrümanlara kıyasla spekülasyonlara daha açık olmaları, kısa vadelerde yüksek volatiliteye sahip olmaları ve halen kripto para piyasalarına ilişkin bir yasal düzenlemenin olmamasıdır. Elon Musk’ın 1,5 milyar dolar Bitcoin yatırımı yapıp, bir hafta içerisinde 40 bin dolar civarından 50 bin dolar seviyesine çıkarabildiği bir yapı söz konusudur. Bunu borsada yapamazsınız. Borsada buna manipülasyon denir. Dolayısıyla kripto paralara yatırım yapanların, spekülatif habere yatırım yaptığının bilincinde olması önemlidir. Kripto paralara yatırım yapma motivasyonunun gençlerde daha yaygın olduğunu düşünüyorum. Çünkü gençlerin risk toleransları yüksek olup, değişen dinamiklere daha kolay uyum sağlamaktadır” diye konuştu.

“Bitcoin’i cazip hale getiren, arkasındaki blok zincir teknolojisidir”

Prof. Dr. Omay, Bitcoin’i cazip hale getiren temel sebebin insanların blok zincir teknolojisinin güvenilir olduğu algısından kaynaklandığını ifade ederek, “Bir Bitcoin cüzdanı, Bitcoin’lerin toplandığı, bireysel kullanıcıya mülkiyet tahsis eden özel anahtarlar ve genel anahtarlardan oluşan bir tür yazılım sistemidir. Sahip olunan özel anahtarı sıcak cüzdan veya soğuk cüzdanlar oluşturarak muhafaza etmektesiniz. Soğuk cüzdanlar güvenliği artıran bir yapı sunmaktadır, sıcak cüzdanlar ise aksine çevrim içi olma özelliği taşımaktadır. Dolayısıyla özel anahtarınızı kaybetmediğiniz veya çaldırmadığınız müddetçe güvenlik anlamında bireysel bir endişe taşımamaktasınız. Diğer taraftan kullanıcıların kendisinden kaynaklanmayan, kripto para işlemlerinin yapılması için oluşturulmuş kripto para sistemlerinin hacklenebilir olması anlamında bir güvenlik zafiyeti söz konusudur. Sistem hacklendiği takdirde yatırdığınız parayı iade edebilecek herhangi bir otorite bulunmamaktadır. İlerleyen süreçlerde kripto para piyasalarının regülasyonuyla birlikte güvenlik açığı kaynaklı riskler kripto para borsaları tarafından üstlenebilecektir” ifadelerine yer verdi.

“Yakın vadede merkez bankalarının kendi dijital paralarını ihraç etmeleri bir zorunluluk halini alabilir”

Paraların altın karşılığı olmadan basılmaya başlandığı dönemden itibaren değerini kaybettiğini aktaran Prof. Dr. Omay, “Amerikan dolarının şu andaki altın değeri ile 1971’deki altın değeri arasında derin bir uçurum vardır. Amerikan doları, altına karşı çok yüksek miktarda değer kaybetmiştir. Diğer para birimleri için de durum farklı değildir. Para birimlerinin altın karşısında erimesinin temel nedeni, ardı ardına gelen iktisadi krizlerin etkilerini azaltmaya yönelik olarak paranın sınırsız bir şekilde basılmaya başlanmasıdır ki, sınırsız para basımı da enflasyonu tetiklemekte, paranın değer kaybetmesine sebep olmaktadır. Bu anlamda, alternatif çözümlerin üretilmesi ihtiyacı doğmaktadır ve kripto paralar-özellikle de Bitcoin-sınırlı miktarda arz edilmeleri nedeniyle cazip bir seçenek gibi gözükmektedir. Kripto paraların merkezi bir otoriteye bağlı olmaması nedeniyle herhangi bir ülkenin ekonomik veya siyasi risklerinden de etkilenme ihtimalleri bulunmamakta, fiyatları arz ve talebe göre belirlenmektedir. Sıralanan birçok avantajına karşılık, ülkelerin yakın vadede tamamen kripto paralara geçiş konusunda istekli olacaklarını söylemek mümkün değildir. Ülkelerin tamamen kripto paralara geçmesi, merkez bankalarının itibari parayı kullanmak suretiyle para politikaları geliştirmesini, aynı zamanda fiziki paradan senyoraj geliri de elde etmesini engeller. Bununla beraber merkez bankalarının gündeminde kontrolün tamamen kendilerinde olduğu kendi dijital paralarını ihraç etmek olduğu da bilinmektedir. Bu bakımdan dijital paralara fiziki parayı tamamlayıcı bir nitelik kazandırılacağını ifade etmek yanlış olmayacaktır. Biz de Atılım Üniversitesi olarak hem kripto ve dijital para teknolojilerinin zaman içerisindeki evrimini takip etmek, hem de bu paraların sosyal mutabakat ile kabul edilip edilmeyeceği noktasında akademik araştırmalar yapmak üzere Ekonometrik Büyük Veri Araştırma Merkezi (EBVAM) kurduk” dedi.

Prof. Dr. Omay, aynı zamanda Türkiye Ekonomi Kurumu Yönetim Kurulu üyesi olarak 9-11 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek Uluslararası İktisat Konferansı’nda kripto para ve pandemi sürecinin kripto paralar üzerindeki etkilerini kapsayan bir panel hazırladıklarını söyledi.