İSTANBUL (AA) - BDR Thermea Group Üst Yöneticisi (CEO) Bertrand Schmitt, Türkiye'nin kendileri için çok iyi bir seçim olduğunu belirterek, "Türkiye'de olmasaydık bugün Türkiye'ye yatırım yapar mıydık? Yine yapardık." ifadelerini kullandı.

Baymak'tan yapılan açıklamaya göre, şirketin 50. yaşı, Çırağan Sarayı'nda gerçekleşen törenle kutlandı. 25 ve 50 yıllık bayilere plaketlerin verildiği ve Sertap Erener'in sahne aldığı gecede, 2013'te Baymak'ı satın alan Hollandalı BDR Thermea Group'un üst yöneticisi Schmitt katılımcılara hitap etti.

Baymak'ın son yıllardaki atağıyla grup içinde en hızlı büyüyen şirketlerinden olduğunu ve Türkiye'nin BDR Thermea Group'un "üretim üssü" haline geldiğini aktaran Schmitt, iki hafta önce başka ülkede bir toplantıda olduğunu ve "Türkiye'de çok büyük bir varlığa sahipsiniz, Türkiye'ye tekrar yatırım yapar mısınız?" şeklinde bir soruyla karşılaştığını anlattı.

Soruyu çok önemsediğini, Türkiye'nin grubun içerisindeki 7 büyük pazardan biri olduğunu aktaran Schmitt, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu soruyu ciddiyetle ele aldım ve Türkiye'de neden bulunduğumuzu düşündüm. Bu konuda 3 neden buldum. Türkiye hem Avrupa'da hem de çevresinde çok büyük bir pazar. Avrupa'da ve dışında büyüme olanaklarımıza baktığımızda Türkiye çok iyi bir seçim. Mesela bu sayede geçen yıl Rusya'ya yaptığımız ihracatımızı artırdık.

Bir diğer nedenimiz ise teknoloji, Türkiye pazarında bizim için önemli olan teknolojilere sahibiz. Peki Türkiye'de olmasaydık bugün Türkiye’ye yatırım yapar mıydık? Yine yapardık, bunun için de iki iyi nedenimiz var. Bir tanesi bugün burada bulunan iş ortaklarımızla yıllar içinde kurduğumuz ilişkinin niteliğine ve kalitesi. İkinci nedenim ise buradaki ekibimiz."

- "Odağımızda 'müşteri deneyimi' var"

Baymak Üst Yöneticisi (CEO) Ender Çolak ise, şirketin, dünya ısıtma soğutma sektörünün en önemli oyuncusu haline gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

Geride kalan sürenin Türkiye'de kurulmuş bir sanayi şirketi açısından çok önemli bir zaman dilimi olduğunu aktaran Çolak, "Bu süre zarfında her geçen yıl istikrarlı bir şekilde büyüdük, üretim kapasitemizi artırdık, ürün yelpazemizi genişlettik. Türkiye’nin kombi markası haline geldik. Bugün artık Türkiye’de akla Baymak denince kombi, kombi denince Baymak geliyor." ifadelerini kullandı.

Baymak'ın 2013'te sektöründe dünyanın en büyük oyuncularından olan BDR Thermea Group bünyesine katıldığını anımsatan Çolak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"BDR Thermea Group'un şirketimize verdiği katkı sayesinde hizmet anlayışımızı yeniledik; müşteri yolculuğunda öncü olmak amacıyla bayilerimizle, tedarikçilerimizle, teknik servislerimizle, çalışanlarımızla ve müşterilerimizle çok yakın ilişkiler kurduk. Biz büyürken onların da büyümesini ve çağa ayak uydurmasını sağlayacak yatırımlar yaptık. Öte yandan sosyal fayda odaklı pazarlama ve içerik pazarlamasının önemi de her geçen gün artıyor. Nitekim sosyal konularda çözüm getiren bir markayı tercih eden tüketicilerin oranı yüzde 64. Ve bu konuda oldukça iddialıyız."

Çolak, Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Markalar'ın yarıştığı A.L.F.A. Awards'ta Isıtma kategorisinde "Müşteri Markası" ödülünü aldıklarını anımsatarak, Muse Creative Awards'ta yine bu konuda iki ödül almalarının ve diğer ödüllerin bu anlamda doğru yolda olduklarını gösterdiğini anlattı.

- "Enerji dönüşümünde sektöre öncülük ediyoruz"

Çolak, Baymak'ın yenilenebilir enerji ve enerji dönüşümünde de sektöre öncülük ettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Ürün portföyümüzde yenilenebilir enerji kategorilerinde üretim, ihracat ve ithalat bulunuyor. Gelecek, bize çocuklarımızın yaşayabileceği bir dünya için temiz enerji kullanımını, yenilenebilir kaynak tüketimini işaret ediyor. Yenilenebilir enerji kullanımı için geçtiğimiz yıl dünyada 200 milyar doların üzerinde yatırım yapıldı. Araştırmalar 10 yıl içinde Avrupa’da kombi ve kazan pazarının yüzde 30 oranında daralacağını, katı yakıtlı kazan pazarının da zaman içinde yok olacağı gösteriyor. Diğer yandan Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yapılan projeksiyonda, 2060 yılına kadar dünyada kullanılan elektriğinin yarısından fazlasının güneş enerjisiyle üretileceği ve sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltacağı öngörülüyor."