SEOPix: İşletmeniz İçin Kusursuz SEO Stratejileri SEOPix: İşletmeniz İçin Kusursuz SEO Stratejileri

Kıdem tazminatı, İş Kanun’una tabi olarak çalışan işçilerin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olmaları ve hizmet sözleşmelerinin Kanun’da belirtilen şartlarda sona ermesi kaydıyla işveren tarafından ödenen bir tazminat türü olup 1475 sayılı mülga İş Kanun’unun 14. maddesinde düzenlenmiştir.  Söz konusu 1475 sayılı mülga İş Kanun’ u 4857 sayılı İş Kanunu ile birlikte yürürlükten kaldırılmışsa da mülga Kanun’un kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesinin yürürlüğü sürmektedir.  

İlgili hükümler uyarınca işçiye hangi hallerde kıdem tazminatı ödemesi yapılacağı belirtilmiş olup genel olarak haklı bir sebebi olmadan iş yerinden kendi iradesi ile ayrılan yani istifa eden işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağı hükmü esastır. Ancak bu hükmün istisnasını işçinin emeklilik tazminatı nedeni ile işten ayrılması hali oluşturmaktadır.  Bu ihtimalde; belirli şartları sağlaması şartıyla işçi, istifası halinde kıdem tazminatına hak kazanabilmektedir.  

Emeklilik Nedeni İle İşten Ayrılan İşçiye Kıdem Tazminatı Ödenmesinin Koşulları  

Yasa hükmü uyarınca; sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebi ile emekliliğe hak kazanamamış olsa dahi kendi isteği ile işyerinden ayrılarak kıdem tazminatı almaya hak kazanabilecektir. Ancak bu kapsama tüm sigortalılar dahil olmayıp yalnızca Yasa’da ifade edilen şartları taşıyan işçiler girebilmektedir. Bu kapsam içerisine dahil olunabilmesi için işçinin;  

  • İlk sigorta tarihinden bu yana 15 yıl geçmiş olması, 
  • Toplam prim gün sayısının en az 3.600 gün olması,
  • İlk sigortalılık tarihinin 08/09/1999 tarihi ve öncesi olması  

gerekmektedir.  Daha açık bir anlatım ile 08/09/1999 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olarak işe girişi yapan ve yaş haddi dışındaki tüm koşulları dolduran işçilerin belirtilen hükümden faydalanabilmesi yasal düzenleme uyarınca mümkün değildir.  

Belirtilen şartları sağlayan işçilerin ise Yasa’nın aradığı koşulları tamamladığını belgeleyebilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle belirtilen şartları taşıyan işçilerin aranan koşulları tamamladıklarını tespit eden yazıyı bağlı bulundukları SGK İl veya İlçe Müdürlüklerinden talep etmeleri gerekmektedir. İlgili SGK Müdürlüklerinden alınan tespit niteliğindeki belgenin de işverene teslim edilmesini ve söz durumunun işverene bildirilmesi gerekmektedir.  

Gerekli bildirimlerin yapılmasının ardından, en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı koşullarını tamamlayan kişilerin istifası halinde işveren tarafından kıdem tazminatı ödemesi yükümlülüğü doğmaktadır.  

Kıdem Tazminatı Alarak İşten Ayrılan İşçinin Yeniden Çalışmaya Başlaması                 

İşçinin yaş hariç emekliliğe dair kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması ve bu durumun işverene bildirilmesi ile kıdem tazminatına hak kazanmasının ardından tekrar çalışmaya başlaması mümkündür. Daha açık bir anlatım ile işçinin iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra yeninden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğuracağını düşündüğü bir başka işyerinde çalışma amacı ile de kullanması mümkündür.  

Yargıtay’ın güncel tarihli kararları uyarınca; sigortalılık süresini ve prim gün sayısını tamamlayan işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı vurgulanarak işçinin her ne kadar emekli olacağını gerekçe göstererek kıdem tazminatını almış olsa da, aslında kanundan doğan bir hakkını kullandığı gerekçesi ile yeniden çalışması Medeni Kanun’un 2. Maddesi uyarınca hakkın kötü niyetli kullanılması olarak edilmemiş ve Anayasa’da düzenlenen çalışma hürriyeti kapsamında değerlendirilmiştir. Daha açık bir anlatım ile 15 yıl 3600 günle kıdem tazminatı aldıktan sonra yeniden çalışmaya başlayan bir işçi, yeni başladığı işyerinde en az 1 yıl çalıştıktan sonra yeninden aynı gerekçe ile kıdem tazminatını talep edebilmektedir.  

Ancak burada dikkat edilmesi ve her olayın özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulması gereken husus; fesih hakkının dürüstlük kuralına uygun kullanıp kullanılmadığıdır. Yargıtay’ın emsal niteliğindeki bir kararında; özel nedenlerle işten ayrılmak istediğini bildiren ve işyerinden ayrıldıktan bir gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmak üzere işe başlayan işçinin, işe başladıktan çok sonra kıdem tazminatına ilişkin yazı almak amacıyla SGK’ya başvurduğu bir davada; Yargıtay ilgili hukuk dairesi tarafından yasa ile korunan hukuki menfaatin teminine yönelik bir davranış içine girilmediği bu nedenle de kıdem tazminatına hak kazanılmadığı belirtilmiştir. Dolayısı ile Yargıtay’ın ilgili daireleri fesih hakkının kötüye kullanıldığı durumlarda işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağına hükmettiğinden her olayın niteliğine göre değerlendirme yapmak gerekmektedir.  

Belirtilenlere ek olarak işçinin emeklilik nedeniyle kıdem tazminatına hak kazandıktan sonra tekrar çalışmaya başlaması durumunda söz konusu işçinin; işyeri bünyesinde “emekli statüsünde” bulunmaması daha açık bir anlatımla emekli aylığının kesilerek tüm sigorta kollarına tabi bir çalışan konumunda bulunması gerekmektedir. Aksi durumda, yani işçinin “emekli statüsü” ile çalışması durumunda tekrar emeklilik sebebiyle işten ayrılması halinde kıdem tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır.  

Sonuç olarak; istifa ederek iş ilişkisine son veren işçinin; en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı koşullarını tamamlaması ve ilgili belgeleri işverene ibraz etmesi durumunda işveren tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapılması kanun hükmü gereğidir. Ancak ilgili yasa hükmü işçiye hakkın kötüye kullanılması imkânı vermediğinden her olayın özellerine göre arı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.