Coğrafi İşaret Tescili, tanım açıklamasıyla belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren ad veya işaretlere deniyor. Bu tanımı biraz daha açarsam sanırım ilimiz için önemi daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum. Can Erzincanımızın Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Coğrafi işaret tescili onaylanan üç tane ürünü var, Erzincan Tulum Peyniri, Bakır İmalat ve El İşlemeciliği Sanatı ile Cimin Üzümü.  Dermason Fasulyemiz de şuan tescil aşamasında. Ümit ederiz ki daha çok yöresel ürünümüz tescillensin, ilimize daha çok katma değer sağlasın çünkü ilimiz aslında bu bakımdan çok zengin bir yöre. İsmini söylediğimiz zaman akla Erzincan’ın geldiği, özellikleri bakımından diğer ürünlerden farklı olan pek çok ürünümüz var ancak farkındalığımız biraz eksik ya da pek fazla önem vermiyoruz ve doğal olarak korumuyoruz. Herkesin aklındaki soru haklı olarak, “İyi peki tescil oldu ama bu ne demek oluyor?”  

Hemen cevap vereyim; bir yörenin her hangi bir ürünü, meyvesi, sebzesi, halısı, taşı, çiçeği, yemişi, kumaşı, hayvanı, madeni ve daha pek çok canlı veya cansız ürünü o yöreye özgü olabilir, o yörede ün kazanmış olabilir ve tüketiciler o yöreye güvenerek o yörenin adını gördükleri zaman bu ürünü satın alırlar çünkü ününü duymuşlardır, doğallığını bilmişlerdir. O ürün sadece o yörede yetişmektedir veya üretilmektedir. Çünkü o yörenin iklimi, havası, suyudur ürünü orijinal yapan. Tıpkı Cimin Üzümümüz gibi. Başka yörelerde yetiştirilmeye çalışıldığı zaman aynı tadı vermez, aynı biçimde veya aynı mineralde olmaz. Yaradan öyle yaratmış bu üzüm burada yetişirse Cimin üzümü olur. Erzincan Tulum Peyniri’nden örnek verecek olursak ta, peynirimiz ülke çapında bilinen ve tercih edilen bir peynir. Koyunların otladıkları yaylalardan tutun, yayladaki otlardan iklimine kadar, havasına kadar koyunun sütünü şekillendirir. Peki tüketiciye sunulan peynir gerçekten Erzincan Tulum Peynirimi? İşte tamda burada bunu suistimal eden kişiler ortaya çıkar. Tüketicinin doğal olanı tercih etme eğiliminde olduğunu bildiği için ürünün benzerini yapar ve üzerine o yörenin adını yazar. Tüketici yöre adını görüp ürünü satın alır ancak ürün beklediği kalitede çıkmaz. Çıkmayacaktır da çünkü o ürün sahtedir ancak tüketici bunu fark edememiştir. Üretici de üründe taklit ve tağşiş yaptığını, suç işlediğini fark edememiştir. Koyun sütü, şırdan mayası ve Kemah tuzundan oluşması gereken peynirimizin içinden ne hikmetse margarin çıkar, nişasta çıkar, hazır maya çıkar, inek sütü çıkar, çıkar da çıkar. Tüketici etrafta o ürün hakkında olumsuz konuşmaya başlar ve bu da tescilli ürüne ve o yöreye zarar verir, marka değerini düşürür.

Bunun çözümü şudur; ürün etiketlerinde yer almasını çok önemsediğim hologram, kare kod veya coğrafi işaret tescili amblemi. Denetimlerde tescile uygun ürün üreten firmalar artık coğrafi işaret tescili amblemi kullanacaklar ve tüketici de bu amblemi gördüğü zaman ürünün denetimden başarıyla geçtiğini anlayacaktır. Böylece Erzincan Tulum Peyniri ismini gördüğümüz zaman yapılacak ilk iş etiketinde amblem olup olmadığını kontrol etmek olacaktır. Tüketicide bu farkındalık yerleştikçe üretici de tescil sahibi Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası’na başvurup amblem almak isteyecektir. Bu farkındalığı ilimizde yaygınlaştırmak belki zaman alacak ama bunu önemsemezsek sürekli peynirimiz taklit ediliyor cümlesini kuracağız. Peynir çok sık karşılaştığımız bir durum olduğu için örneği peynirimizin üzerinden verdim. Diğer ürünlerimizde de aynı amblemin kullanılması faydalı olur. Kaldı ki artık pek çok ürünün doğallığını yitirdiği bir dönemde ciddi firmalar da amblemi olan ürünleri tercih etmekte. Çünkü bir denetim mekanizmasından geçtikten sonra ambleme sahip olunabiliyor. Güvenilirliği daha fazla. Dikkat edilmesi gereken bir husus ta şu; bu çözümü sürdürebilmek için üreticilerin birlik olmaları gerekiyor. Üretici birliği oluşturmaları gerekiyor. İster iki kişi olsun ister üç kişi ama yeter ki birlik olarak devam edilsin. “Şırdan bulamadığımız için hazır mayayla Erzincan Tulum Peyniri yapıyoruz” diyen üreticilere de tavsiyem, birleşip ufak çapta bir şırdan üretim tesisi kurun. Hem şırdan satarsınız hem de peynirimizin orjinalinin korunmasına katkı sağlanmış olur. Hem üreticiye hem tüketiciye çarpan etki olarak büyür. Herkes kendi ürününe dikkat ederse peynirimizi ülke çapında koruyabilir, taklit peynirlerle savaşabiliriz. “Madem öyle bende etiketime Erzincan Tulum Peyniri          yazmam” demekle bir yere varılamadığını artık görmek lazım.