Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Talebimiz, taşeron şirketlerde çalışan bütün işçilerin, işçi statüsünde ve işçi kadrolarında kamuda çalışmaya devam etmeleridir." dedi.

Erzincan Öğretmenevi'nde gerçekleştirilen Hizmet-İş Erzincan Şubesi 2. Olağan Genel Kurulunda konuşan Arslan, yaklaşık 50 ülkede iş kollarına bağlı sendikalarla iş birliği anlaşması yapan kuruluşların üyesi olduklarını söyledi.

Arslan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün aynı zamanda Türkiye'yi işgal girişimi olduğunu ifade ederek, "Başta NATO olmak üzere Batılı emperyalist güçlerin Türkiye'ye yönelik girişiminde kullandıkları taşeron bir örgüttü. Biz bu mücadelede de halkımızdan, milletimizden, demokrasiden yana tavır aldık." diye konuştu.

"Hala 15 Temmuz'un hesabı devam ediyor. FETÖ'yü taşeron örgüt olarak kullanan uluslararası emperyalist güçler, Türkiye için hesaplarını devam ettiriyor." ifadelerini kullanan Arslan, şöyle devam etti:

"Gerek Suriye'de gerek Irak'ta gerekse Batı'da Avrupa Birliği'nde, ABD'de yaşananlar, bütün bunların hepsi aslında Türkiye'ye yönelik bir operasyondur. En son dün yaşananlar, bir NATO ülkesine bugüne kadar yapılmamış şekilde provokasyonla Türkiye'ye saldırıya geçiyorlar. Dolayısıyla tehlike geçmiş değil. Türkiye'ye yönelik bu hainlerin hesapları devam ediyor ve Türkiye'yi diz çöktürene kadar, teslim alana kadar vazgeçmeyecekler. Onun için Türkiye zor bir süreci inşallah başarıyla sürdürür, başarıyla sonuçlandırır."

Arslan, "Maalesef Türkiye hala yüzde 32'lerde bir kayıt dışı istihdama ve ekonomiye sahip. Geçmişte tabii ki yüzde 55'lerden buralara geldik ama hala ciddi bir kayıt dışı problemimiz var." dedi.

- "İş kazalarının yüzde 99'u önlenebilir"

İş kazalarıyla ilgili 2012'de bir kanun çıktığını, 2015'te de bunun takviyelerle desteklendiğini anlatan Arslan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye bu konuyla ne kadar uğraşsa da başarılı olamadı, ölümler devam ediyor. Bu sorunu çözemiyoruz. Gencecik çocuklarımız hayatlarının baharında, alın terlerinin karşılığı, çoluk çocuğunun nafakası için gittiği işlerinden maalesef tabutlarla gelmek zorunda kalıyor. Bunu asla normal vaka olarak kabul edemeyiz. Bu ülkeye haksızlık, bu gençlere haksızlık, bu çalışanlara haksızlık, bunu çözmek zorundayız. Bizim evlatlarımız bunlar. Henüz ömrünün baharında, hayata büyük umutlarla tutunmuş insanların önlenebilir bir kaza sonucu hayatını kaybetmesini anlayamıyoruz. Bizdeki ölümlü iş kazalarının yüzde 99'u önlenebilir kaza ve her yıl bin 700 civarında evladımızı sadece iş kazalarında kaybediyoruz."

- "Talebimiz işçilerin kamuda çalışmaya devam etmesi"

Arslan, 2014'ün ocak ayında Türkiye genelinde taşeronla ilgili örgütlenme için çalışma yürüttüklerini söyledi.

Buna birçok sendikadan karşılık bulduklarına işaret eden Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir gün hiç kimsenin bilgisi yokken, Başbakan Ahmet Davutoğlu bir grup toplantısında bütün taşeron işçilerin kamuda istihdam edileceğini ve bunların kamu çalışanı yapılacağını, yerel yönetimlerle ilgili ayrı bir düzenleme yapılacağını ve taşeron sistemini sona erdireceklerini söyledi. Tabii hepimiz heyecanlandık, mutlu olduk ama sonra baktık ki getirilmek istenen düzenlemeler işçi sendikalarını tasfiye etmek üzere. İşçilerin temel hakları olan toplu sözleşme hakları ve sosyal haklarından vazgeçirme projesi. Baktık ki ne işçi ne de memur yapılacak, arafta bir yerde tutulacak. Hakları sınırlandırılmış, güvenceleri elinden alınmış bir model önümüze getirilmek isteniyor. O gün buna itiraz ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan Allah razı olsun. Bu olaya müdahale etti ve o çözüm durduruldu. Talebimiz, bu taşeron şirketlerde çalışan bütün işçilerin, işçi statüsünde ve işçi kadrolarında kamuda çalışmaya devam etmeleridir."