Günümüz hayat şartlarında, ekonomik sıkıntı çeken bireylerin sıklıkla başvurduğu acil nakit ihtiyacını temin etme şekillerinden birisi de tefeci denen kimselere müracaattır.


Tefecilik, kanunlar tarafından kamu davasına konu bir suç olarak öngörüldüğü halde, her geçen gün daha fazla kimse tarafından kazanç kapısı olarak görülmektedir.Günlük hayatta gerçekte tefecilik olduğu halde ticari faaliyetmiş gibi görünen, bir şekilde kılıfına uydurulan işlemler her gecen gün farklı bir kılıfla yapılmaya başlandı. Erzincan’da her geçen gün farklı bir şekilde karşımıza çıkan tefecilik usulleri, olmayan yağı alıp satma, olmayan arabayı alıp satma, olmayan mercimek-buğday- arpayı alıp satma olmayan arabayı alıp satma ve olmayan altını alıp satma gibi yöntemlerle karşımıza çıkıyor.

Erzincan'daki bazı kuyumcuları, Erzincan'daki bazı oto alım satımcıları ve bazı hububat alım satımcıları takip altına alınması durumunda kimlerin tefecilik yolu ile haksız kazanç sağladıkları ve zor duruma düşen insanların kanlarını emen kişiler tespit edilmeleri çok kolay olur.

Allahtan korkmayan kan emici tefecilerin yüzünden iflas eden iflastan sonra intihara teşebbüs eden ve intihar eden onlarca kişi vardır. Erzincan’daki kurumların hiçbir tanesi olayın üzerine gitmeden soruşturma bile açılmadı. Kurumlar sesiz kaldılar, kurumlar sesiz kalınca tefecilik yapanlarda nasıl olsa bize karışan yok biz istediğimizi yaparız anlayışıyla insanların kanlarını emmeye devam ederek ocakları söndürmeye devam etmektedirler.

Erzincan’a tecrübeli, duyarlı ve konuların üzerine cesaretle gitmesi ile bilinen Emniyet Müdürü Mustafa Elaman'a ben buradan sayın müdürümüze çağrıda bulunmak istiyorum. İnsanların kanlarını vampirler gibi emen, ocakları söndüren, çocukları yetim bırakan, Uyuşturucu tacirlerin ve hırsızların üzerine gidildiği gibi tefecilerin üzerine de gidilmesini Allahtan korkmayan ve yasal olmayan tefecilik yolu ile haksız kazanç sağlayarak servetlerine servet katan bu kişiliksizlerin üzerine gidilmesi ve gerekli olan cezaların verilmesi için talimat vermenizi Erzincanlı vatandaşlar adına sizden arz ve talep ediyorum.

Erzincan’da tefecilik yaptığı apaçık belli olan ve toplumda saygı görmeyen bazı oto galerici arabayı iki katına vadeli vermektedir,buğday, arpa ve mercimeklerini hasat sezonu gelene kadar iki katına veren bazı hububat satıcıları ve kuyumcular bir kilo altını altı aylığına veya sekiz aylığına iki kilo altın karşılığında veren bazı kuyumcular bunlar tefecilik yapmıyorlar da ne yapıyorlar. Vadeli veya faizli para alan vatandaşlar ödeyemeyince de verdiklerini dörde beşe katlayarak mülklerine, evlerine, hata çocuklarına el koyuyorlar. Çeşit çeşit tehdit biçimlerine baş vuruyorlar.

Çocuklarını kaçırma, hakaret ve ağza alınmayan kelimeler söyleyerek burçlularını bunalıma koymaktadırlar. Bu borçluların çoğunun sonu intihar ile sonuçlanmaktadır. Hepsi var. Hepsi de alenen ortada. Hepsi de tanınıyor, biliniyor. Hepsi de deyim yerindeyse Allah’ına kadar faizci. Ve tefecidir.


Şimdi kimi, kime şikâyet ediyoruz. Kimden dem çalıyor, kimden medet umuyoruz. Bir de diyoruz ki kurumlar top yekûn mücadele etsin. Kredi kartını ödeyemediği için, kredi kartını malum tefecilerde her ay takla attıran tefeciye mahkûm olmuş memuru, o memurun amiri nasıl gidip onu denetleyecek. Elini hangi cesaretle masaya vuracak… Ne kadar mantıklı geliyor size.


Bu sorunu çözmek istiyorsak, Önce sarı ineğin peşine düşeceğiz. Onu aslanlara yem olarak verirken aklımız nerdeydi düşüneceğiz. Temizliğe önce kendimizden, sonra evimizden, sonra sokağımızdan başlayıp, en tepedeki büyüklerimize kadar işi götüreceğiz. Yoksa yaşanılanların, anlatılanların hepsi, tefecilik ve faizcilik hikâyelerinden öteye geçmeyecektir.

Not:Bu yazımda bazı meslek gruplarından örnekleme verdim bu işlerle uğraşan arkadaşlarımız üzerine alınmasın ben yazımda bazıları diye belirttim...