Atatürk Üniversitesi Akademik Düşünce Eğitim Medeniyet (ADEM) Topluluğunca gerçekleştirilen kariyer sohbetine konuk olan AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, "Türkiye küresel boyutta yeni bir destan yazıyor" dedi.

Türkiye’nin virüsle mücadelede kullanılacak ekipman, cihaz ve malzemeleriyle yeryüzündeki insanların imdadına yetişmesi mihverinde Türkiye’nin son 18 yılda gerçekleştirdiği dış açılımları değerlendiren Milletvekili Aydemir, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Türkiye yalnız coğrafyasında değil, aynı zamanda küresel boyutta bir diriliş dönemi yaşıyor" dedi.

Atatürk Üniversitesinin Erzurum, Doğu Anadolu Bölgesi ve ülke için önemine vurgu yapan Milletvekili Aydemir, "Erzurum’un olduğu gibi bölge ve ülkenin tefekkür alemine, yetiştirdiği bilim insanları ve kaydettiği ilmi eserleriyle sadece katkı değil aynı zamanda yön veren Atatürk Üniversitemiz, onun değerli bilim insanları ve bu gün yeni bir beyin fırtınası esmesine vesile olan Atatürk Üniversitesi Akademik Düşünce Eğitim Merkezi camiasına minnettarlığımızı ifade etmek isterim. Atatürk Üniversitesinin yalnız bir dünya üniversitesi değil aynı zamanda Türk İslam dünyasının mümtaz bir tefekkür merkezi olduğu vurgusuyla üniversite camiasını selamlıyorum" diye konuştu.

Kanuni Sultan Süleyman hatırlatması

Uluslararası yardımlaşma özelinde Türk tarihinden örnek veren Aydemir, Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı Fransuva’yı esaretten kurtarışına değindi. Milletvekili Aydemir, "Mevzu uluslararası yardımlaşma, yüce Türk milletinin hamiyeti olunca muhterem ecdadı ve muhteşem tarihimizi yad etmemek mümkün müdür?" dedi.

Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlunun kurtarılması için kendisinden yardım isteyen Fransuva’nın annesine gönderdiği mektubun giriş bölümünü okuyan Aydemir, ‘“Hazret-i İzzet cellet kudretühû ve allet kelimetühûnün inâyeti ve mihr-i sipihr-i nübüvvet ahter-i burc-i fütüvvet pîşvâ-yı zümre-i enbiyâ muktedâ-yı fırka-i asfiyâ Muhammed Mustafa’nın sallallâhü aleyhi ve sellem mu‘cizât-ı kesîretü’l-berekâtı ve dört yârının ki Ebûbekir ve Ömer ve Osmân ve Ali’dir rıdvânullâhi aleyhim ecma‘în anların ervâh-ı mukaddesesi mürâfakati ile..’ ifadesinin girizgah olduğu muazzez ecdadımız Kanuni’nin kendisinden yardım isteyen Fransa Kralına gönderdiği mektubu hatırlamamak kabil midir?" diye konuştu.

Kanuni Sultan Süleyman’ın tarihimizi özetleyen duruşunu hatırlatan Milletvekili Aydemir, "Bir zihin turu, bir tarihe dönüş yapalım. Fransa Kralı Birinci Fransuva, Şarlken karşısında 1519’daki imparatorluk seçimlerinde Kutsal Roma-Cermen tacını, 1525’teki Pavia Savaşı’nda ise esir düşerek özgürlüğünü kaybetmişti hani. Önceleri Haçlı ordularının başına geçip bütün Avrupa’yı ve İstanbul’u Türkler’den kurtaracağını vaad eden Fransuva, bu defa kendisini esaretten kurtarmaları için Türkler’den yardım istemek zorunda kalmıştı hatırlarsanız. Ve sonrası. Muhteşem Süleyman, muhteşem ecdadından tevarüs eden hamiyetiyle önce bir mektup göndermiş, yardım edeceğini kaydettiği tarihi mektubunun akabinde 1. Fransuva hürriyetine kavuşmuştu ya" ifadesini kullandı.

Batı’nın ezberlerini bozan Süleymani yaklaşım

Kanuni Sultan Süleyman’ın 1. Fransuva’nın annesine gönderdiği mektubu paylaşan Milletvekili Aydemir, "Hatırlayın. Ve onun, asla unutmadığımız, Batı’nın ise ezberlerini bozan ‘Padişahların sığınağı olan dergâhıma yarar adamın Frangipan ile mektup gönderip ve bazı ağız haberi dahi ısmarlayıp memleketinizi düşman istila edip şu an hapiste olduğunuzu bildirip kurtulmanız hususunda bu taraftan yardım istemişsiniz. Her ne ki demiş iseniz benim bütün âlemin mercii olan tahtımın basamağına arz olunup tafsilatıyla malumum oldu. İmdi padişahlar yenilmek ve hapsolunmak şaşılacak şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup mahzun olmayasınız. Öyle olsa bizim babalarımız ve dedelerimiz -Allah kabirlerini nurlandırsın- daima düşmanı defetmek ve memleketler fethetmek için seferden uzak olmayıp biz dahi onların yolundan gidip her zaman da memleketler ve zorlu ve sağlam kaleler fethedip gece ve gündüz atımız eyerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Hak Sübhânehû ve Teâlâ hayırlar müyesser eyleyip iradesi ne ise vücuda gele. Baki ahval ve haberler ne ise mezkûr adamınızdan sorulup malumunuz ola. Şöyle bileler’ kaydı tarihi değiştirmişti ya. İşte biz uluslararası yardımlaşmaya böyle bakan, bizden yardım isteyen, aman dileyene böyle yaklaşan bir milletiz. Bu mevzunun tarifi olsun" dedi.

Söyleşinin devamında Türkiye’nin dış dünyaya yaklaşımındaki tema’yı aktaran Milletvekili Aydemir, "Bizim tefekkür kaynaklarımızdan Celaleddini Rumi, malumdur ya: ‘Her gün bir yerden göçmek ne iyi/Her gün bir yere konmak ne güzel /Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş! /Dünle beraber gitti cancağzım, /Ne kadar söz varsa düne ait /Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...’ diyor ya. Bizim son 18 yılda uluslararası yardımlaşmaya bakışımız, eskimeyen yeninin rehberliğinde ve ecdadın izinde bir teceddüd, yenilenme, güncelleştirme yaparak devam etti. Bu dönemde dünyaya bakışta, meselelere yaklaşımda ve uluslararası dayanışma ve yardımlaşma sathında yeni ve ak bir sayfa açıldı. Mazlum ve mağdur milletlerin hamisi bir Türkiye doğdu. Nerede bir ah varsa dindirme, nerede bir gözyaşı varsa silme ve nerede bir nifak yangını varsa söndürmeye odaklanmış bir anlayış" dedi.

18 yıllık AK Parti süreci

"18 yıllık dışişleri serüvenimize ecdattan tevarüs eden kıymet hükümlerimiz ve bizi tarif eden değerlerimiz penceresinden bakanlar Türkiye’nin küresel idrake vurduğu yeni damganın izlerini görecek ve hakkını teslim edeceklerdir" diyen Milletvekili Aydemir, "Türkiye parçalanmışlığın acısı içinde feryat eden coğrafyaların imdadına yetişiyor bugün. Hafter zulmüne karşı Libya’da, Esed lanetine karşı Suriye’de. Darbecilerin vesayet zulmünü hakim kılmak istedikleri Venezuela’da Maduro’nun yanında. Türkiye Somali’de, Türkiye Afganistan’da, Türkiye Irak’ta. Türkiye mazlumların ve mağdurların yanında. Bunun muhalifleri olsa da, küresel izanın gıpta ile baktığı bir sürecin mimarı Türkiye. Ve elbette bu duruş ve kararlılığın mimarı Sayın Cumhurbaşkanımız ve onun tarihimizden aldığı ilhamdır. Türkiye söz sahibi olmak için değil, hakkı teslim, haksızlıkları sonlandırmak için dünya coğrafyasındadır. Ve bir tespit ve hakkı teslim; ‘Türkiye bu yaklaşımıyla küresel nesne değil, küresel idrake mizan kuran özne durumundadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizdiği istikamet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin dış dünyaya bakışını değerlendiren Aydemir, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu kayıtta bir vurgusu var. Diyor ki; ’Dünyanın her yerine uzanıp nerede dertli varsa Türkiye olarak oraya gidip az veya çok yardımda bulunacağız.’ Böylesi mübarek bir yaklaşım. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) bu vurgunun kurumsallaşmış ifadesidir. TİKA Peru’dadır, TİKA Güney Afrika’dadır, TİKA Ukrayna’dadır. TİKA Türkmenistan’dadır. Yani Türkiye medet diyenin yanındadır. Yani Türkiye yardım isteyenin yanındadır. Türkiye sosyal ve ekonomik tecrübelerini paylaşmak yanında, gelişen teknolojisi ve bilgi birikimiyle insanlığın hizmetindedir. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığ ı(YTB) de ülkeler arası yardımlaşmada bizim bir başka açılımımız ve yaklaşımımızdır. Türk ve İslam dünyasını kuşatan özgün bir yaklaşım. Kanunice" dedi.

Korona ile mücadelede Türkiye’nin farkı

Korona ile mücadelede Türkiye’nin küresel ölçekte gösterdiği başarı ve ülkelere gerçekleştirdiği tıbbi yardıma değinen Milletvekili Aydemir, "Bugün meselenin bir başka ciheti var. Dünyaya musallat olan Korona virüsle mücadelede Türkiye adeta bir sağlık destanı yazıyor. Mücadelede başarısını yalnız kendi coğrafyasına matuf kılmayıp, bilim insanlarıyla, virüsle mücadelede kullanılacak ekipman, cihaz ve malzemeleriyle yeryüzündeki insanların imdadına yetişiyor. Öylesine ki. Bunların içinde ABD var. Bunların arasında İngiltere var. Var da var. Futbol saha ve kapalı salonlarında hastalarını tedavi etmeye uğraşan ve başarılı olmayan, hatta iddialara göre solunum cihazına bağlı korona hastalarının fişlerini çekerek ölüme terk eden güya gelişmiş ülkelerin imdadına koşuyor. Bu yaklaşım yalnız fiziki ve madde planında değil. Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın açtığı çığırda bu ülkelere merhamet taşıyor, şifa taşıyor. Bir dikkat, Türkiye vadetmiyor. Yani söylem yok, eylem var. Türkiye ecdadı Kanuni olan evlatlarıyla dünya coğrafyasının imdadına yetişiyor. Sözün özü Türkiye vicdanını karartmış küresel aktörlere vicdan dersi veriyor" diye konuştu.