İletişim Bilimleri Araştırmacısı İsmail Kaplan, internet ortamındaki bütün verilerin depolandığının altını çizerek, “Yayınladığınız bir fotoğrafın silseniz bile tamamen ortadan kaybolması teknik açıdan imkânsıza yakındır” dedi.

Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi İsmail Kaplan, sosyal medya kullanıcılarının mahremiyet algısı üzerinde yaptığı çalışmalarda, sosyal medyanın ortaya çıktığı yıllarda, insanların ne ile karşılaştıklarının farkında olmadıklarını belirtti. Kaplan, “Bizim gerçekte hayattaki değer ve kavramlarımız, sosyal medya denilen sanal dünyanın dışarısında bırakılıyor ve sosyal medya, gerçek hayatında dışarısında var olan sanal bir dünyadan ibaret. Buradaki her şey aslında bir oyun ve eğlenmek amacıyla oluşturulmuş bir platform. İnternetin gelişiminden itibaren de bu platformlarda anonim hesapların türemesi, problemlerin başlıca kaynağıdır” ifadelerini kullandı.

“İnternet ortamına sunulan veriler kolay kolay silinmiyor”

Özellikle 2009 yılından sonra sosyal medya kullanıcılarının kendi kimlikleriyle internet ortamında var olmaya başladıklarını belirten Kaplan, bu durumun dezavantajlarından bahsetti. İnternet ortamına sunulan verilerin kolay kolay silinmediğini aktaran Kaplan, “Mesela herhangi bir sosyal medya uygulamasında fotoğrafımı paylaştım ve daha sonra insanların bunu görmesini istemediğim için sildim. Bu yanlış bir düşüncedir. Çünkü bunlar büyük sunucularda depolanan veriler. Evet biz bunları ortadan kaldırabiliriz, ama bir şekilde internet ortamına bir defa yüklenen verilerin daha sonra tamamen ortadan kaybolması teknik açıdan imkânsıza yakındır” diye konuştu.

“Sosyal medya birçok kavramı normalleştirdi”

Geçmiş yıllarda sokakta yürürken takip edilebilme ihtimalinin insanları tedirgin ettiğini, fakat şimdi bu durumun normalleştiğini ifade eden Kaplan, “Sosyal medya birçok kavramı normalleştirdi. Bence internet ortamının getirdiği en büyük problem, bireysel anlamda takip edilmek değil, kişisel bilgilerin büyük bir veri oluşturmasıdır çünkü bunların insanların satın alma ve karar verme davranışlarını etkileyecek biçimde kullanılması ciddi bir soruna dönüştü. Mesele, bizim verilerimizin şu anda veya gelecekte kararlarımızı etkileyecek biçimde belli propaganda araçlarında kullanılması ihtimalidir. Çözülmesi gereken asıl sorun budur” dedi.