ANKARA (AA) - BARIŞ KILIÇ - Akıncı Üssü, 15-16 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında FETÖ mensubu darbecilerin komuta merkezi konumundaydı.

Asker darbecilerin yanı sıra örgütün askerlerden sorumlu "sivil imam"ları da buradaydı. Bunlardan biri de darbe girişiminin bastırılmasının ardından jandarma tarafından yakalanan Nurettin Oruç'tu.

Oruç, 1998-2003 arasında FETÖ/PDY bünyesinde faaliyet yürüten Zaunus Dershanesi'nde öğretmenlik yaptı. Ardından 2010 KPSS sonucunda Diyarbakır'a öğretmen olarak atandı. Mart 2014’e kadar mesleğini sürdüren Oruç, bu tarihte istifa ederek, Soyut Medya isimli film şirketinde 2 bin 500 lira ücretle çalışmaya başladı.

Akıncı Üssü'nün güvenlik kameralarında

Darbe girişimi gecesi Oruç, Akıncı Üssü 143. Filo koridorunda yürürken güvenlik kameralarına yakalandı.

Kalkışmanın bastırılmasının ardından üs çevresinde gözaltına alınan ve Kazan İlçe Jandarma Karakolu'na götürülen Oruç’un üzerinde, koridordaki görüntülerinde bulunduğu gibi açık renk pantolon ve beyaz tişört bulunuyordu.

Uzman emniyet personeli, koridordaki görüntülerle Oruç’un jandarma karakolunda kaydedilen görüntüleri inceledi ve sonuçta, 143. Filo koridorunda görülen şahsın Nurettin Oruç olduğunu, kemer ve ayakkabılarına varıncaya kadar tespit etti.

Defalarca ABD'ye gitti

Hakkındaki soruşturmada, 2 bin 500 lira ücretle çalıştığını beyan eden Oruç'un, Ocak 2015'ten Haziran 2016'ya kadar 7 defa yurt dışına çıktığı belirlendi.

Savcılık sorgusunda Almanya üzerinden ABD’ye yaptığı ziyaretler sorulan Oruç; New York, San Fransisco, Los Angeles'ta film festivallerine katıldığını, Hollywood'u gezdiğini, ayrıca New York'ta film işleri için bulunduğunu iddia etti.

Oruç, bazı seyahatleriyle aynı dönemde örgütün, kendisi gibi Akıncı Üssü'nde bulunan diğer "sivil imam"ları Kemal Batmaz, Adil Öksüz ve Hakan Çiçek'in de ABD'de bulunmalarının "tesadüf" olduğunu ileri sürdü.

Hayvancılık belgeseli görüşmesi için Akıncı'ya gitmiş

Savcılık sorgusunda Oruç, "film yapımcısı" olduğunu, 16 Temmuz 2016 sabahı, otostop yaparak ve üç araç değiştirerek, üssün çevresindeki bir köye hayvan yetiştiriciliği konusunda belgesel görüşmesi için gittiğini iddia etti.

Oruç, cep telefonunu da evde unuttuğunu öne sürdü.

Birçok noktada FETÖ ile temasta

Darbe şüphelisi olarak hakkında yürütülen soruşturmada Oruç'un ve ailesinin birçok noktada örgütle temasları ortaya çıktı.

Oruç’un bir dönem, FETÖ/PDY kapsamında işlem yapılan Nilüfer Pratik Özel Eğitim Hizmetleri Gıda Tic. Ltd. Şti’de yüzde 25 hissesi bulunuyordu. Bank Asya'da hesabı olan Oruç, örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in "Bank Asya'yı kurtarma çağrısı"nın ardından bankaya yaklaşık 24 bin 500 bin lira yatırdı.

Oruç’un eşi, oğlu, annesi, kız kardeşi, yengesi, dayısı ve teyzesinin kızı da örgüt elebaşısının çağrısı üzerine bankadaki bakiyelerini artırdı.

Oğlu, Fetullahçı Terör Örgütü bünyesindeki özel bir kolejde eğitim gördü, eşi Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamudaki görevinden ihraç edildi.

Oruç'un şirket ortakları ve eşleri hakkında da FETÖ/PDY tarafından soruları örgüt mensuplarına verildiği ortaya çıkan 2010’daki KPSS soruşturması kapsamında soruşturma yürütüldü, hatta dava açıldı.

Dayısının örgütün tepe yöneticilerinden biriyle 5, teyzesinin oğlunun ise 187 kez irtibat kurduğu belirlenen Oruç’un bazı akrabaları ile şirket ortaklarının, örgütün haberleşme programı ByLock kullandıkları da tespit edildi.

Görüntülerini inkar etti

"Fetullah Gülen'i medyadan tanırım. Fetullah Gülen cemaatiyle irtibatım yoktur. FETÖ üyesi değilim." diyen Oruç'a Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanırken Akıncı Üssü koridorlarında kaydedilen görüntüleri izletildi.

Görüntülerin kendisine ait olduğunu inkar eden Oruç, "Koridordaki bana kısmen benziyor ama ben değilim. Kabul etmiyorum. Ben orada değildim." diye konuştu ve kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti.

79 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi

Akıncı Üssü darbe davası kapsamında esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, Oruç'un, tıpkı Kemal Batmaz, Harun Biniş ve Hakan Çiçek ile bazı asker sanıklar için olduğu gibi "anayasal düzeni ihlal", "cumhurbaşkanına suikast" ve 77 kişiye yönelik "kasten öldürme" suçundan 79 defa ağırlaştırılmış müebbet hapsini talep etti.