CENEVRE (AA) - Son yılların en üst düzey katılımına sahne olan BM İnsan Hakları Konseyi'nin (İHK) 40. oturumuna İsrail aleyhine kabul edilen karar tasarıları damga vurdu. Kabul edilen tasarılarla İsrail'in hukuk tanımazlığı bir kez daha belgelenmiş oldu.

İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde 25 Şubat - 22 Mart'ta düzenlenen İHK'nın 40. oturumunda dünyanın farklı bölgelerindeki insan hakları konuları masaya yatırıldı.

Konseyin açılışında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, küresel insani krizlere ilişkin üye ülkeleri bilgilendirdi.

Oturumun ilk üç gününde 2 devlet başkanı, 2 başbakan ve 70'e yakın bakan ve bakan yardımcısı konuşma yaptı.

İHK'nın açılışında "yüksek seviyeli" bölümde Konsey'e hitap eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuşması büyük ses getirdi.

İsrail ve Myanmarlı suçlular UCM'de yargılansın çağrısı

BM 2018 Gazze Protestoları Bağımsız Soruşturma Komisyonu'nun, İsrail askerlerinin, abluka altındaki Gazze Şeridi sınırında geçen yıl düzenlenen barışçıl "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerindeki ihlallerinin savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar kapsamına girebileceğini duyurması, İsrail'de tepkilere neden oldu.

Komisyon ayrıca, suç işleyen İsrailli faillerin, Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) taşınması çağrısında bulundu.

BM İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü Yanghee Lee de Konsey'de yaptığı açıklamada, Myanmar ordusu mensuplarının Arakanlı Müslümanlara karşı işledikleri suçlardan dolayı UCM'de yargılanmak zorunda olduğunun altını çizdi.

İsrail'e Golan Tepeleri şoku

Dört hafta süren Konsey'in son gününde ise İsrail aleyhine 5 karar tasarısı kabul edildi.

Konsey, işgal altındaki Filistin topraklarında BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin (OHCHR) varlığını güçlendiren ve İsrail'i kınayan karar tasarısını, 15 çekimser, 8 aleyhte, 23 lehte oyla kabul etti. Kabul edilen tasarıda, Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarındaki uluslararası insan hakları ihlallerinin kınandığı ve yayılan eşi görülmemiş düzeydeki tahribat, ölüm ve insani acılardan dehşete düşüldüğü vurgulandı.

Konsey, İsrail'in Golan Tepeleri işgaline karşı çıkan ve İsrail'e BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 497 sayılı kararı başta olmak üzere tüm BM kararlarına uyma çağrısında bulunan karar tasarısını da kabul etti. 47 üyeli konseyde yapılan oylamada, İsrail aleyhindeki karar tasarısı, 5 çekimser, 16 aleyhte ve 26 lehte oyla kabul edildi.

Türkiye 29 karar tasarısının 16'sında ortak sunucu oldu

Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Sadık Arslan, İHK'nın 40'ıncı oturumunu, AA muhabirine değerlendirdi.

Arslan, Konsey'in Türkiye açısından en önemli tarafının Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Konsey'in 40'ıncı oturumunun açılışındaki "yüksek seviyeli" bölümde Konsey'e hitap etmesi olduğunu söyledi.

Bakan Çavuşoğlu'nun konuşmasında başta Suriye, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, yukarı Karabağ, Kıbrıs, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ve Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları ihlalleri gibi konulara değindiğini belirten Aslan, "Dolayısıyla bakanımızın konuşması burada gerçekten ilgi çekti. Bazı ülkeler de tepki gösterdi. Onlar da hak ettikleri cevabı aldılar. " dedi.

Konsey'in 40'ıncı oturumunun Türkiye açısından oldukça hareketli geçtiğine işaret eden Arslan, Konsey'e sunulan 29 karar tasarısının 16'sına ortak sunucu olduklarını, Filistin, Suriye, Myanmar, Ukrayna, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi ana başlıklarda 9 kez ulusal beyanda bulunduklarını aktardı.

"FETÖ ile mücadelemiz devam edecek"

Arslan, Türkiye'ye karşı yöneltilen bazı haksız ithamlara karşı cevap haklarını da kullandıklarını, ayrıca Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya ayağında yer alan firarilerinin katıldığı panele en üst düzeyde tepki gösterdiklerini vurguladı.

BM İnsan Hakları ve Terörle Mücadele Özel Raportörü Fionnuala D. Ni Aolain'ın girişimleri sonucu panele katılmadığını anımsatan Büyükelçi Arslan, şöyle konuştu:

"(Aolain'ın) katılmaması onların arzu ettiği BM nezdindeki kredibiliteyi ortadan kaldırdı. Ayrıca FETÖ'nün ne kadar manipülatif olduğunu da gördük. Kadın sünnetiyle ilgili kurulmuş bir STK'yı (Kadın Sünnetine Karşı Küresel İttifak) Türkiye'deki insan haklarıyla ilgili bir konuya angaje edebiliyorlar. Bu da onlara yurt dışında gösterilen destek ve sempatinin seviyesini gösteriyor."

Arslan, FETÖ mensuplarının BM'nin bazı kurallarını istismar ederek panellere katıldıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Ama bunlarla mücadelemiz devam edecek. Çünkü biz haklıyız. Haklı davalarımızı savunuyoruz. Neticede BM İnsan Hakları Konseyi'nde tartışılacak konular gidip darbe destekçileri ya da PKK gibi halkımıza ve insanlığa karşı suç işlemiş örgütler değil, bunun kurbanlarıyla dayanışma beklemek olur. Bunu milli açıklamalarımızda güçlü bir şekilde vurguladık."

BM İnsan Hakları Konseyi

BM İnsan Hakları Konseyi 2006'da kuruldu. BM üyesi olan ülkeler, İnsan Hakları Konseyi üyeliğine BM Genel Kurulu tarafından 3 yıllığına seçiliyor. Türkiye'nin ise Konsey'de gözlemci statüsü bulunuyor.

47 üyesi bulunan BM organı, insan hakları konularını görüşmek üzere her yıl 3 kez toplanıyor. Konsey oturumları sırasında karar tasarıları da görüşülüyor ve kabul ediliyor ancak BM İnsan Hakları Konseyi'nin kararları tavsiye niteliği taşıyor ve kararların yasal bağlayıcılığı bulunmuyor.

BM İnsan Hakları Konseyi, insan hakları sicili iyi olmayan ülkelerin dönem dönem üye olarak seçilmesi nedeniyle hem BM üyesi ülkeler hem de sivil toplum örgütleri tarafından eleştiriliyor.