Burdur Ateşli Sanatlar Çarşısı’nda kalaycılık mesleğini ayakta tutmaya çalışan son 3 kalaycı, çırak olmamasından yakınıyor. 50 yıldır kalaycılık mesleğini icra eden Halit Özçelik, kalaycılık mesleğine çırak yetişmediği için son nesil olarak kaldıklarını söyledi.

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte cam, plastik ve porselen ve benzeri maddelerden yapılan kap kacakların artması her il de olduğu gibi Burdur’da da bakırcı ve kalaycı esnafını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Burdur Bakırcılar Çarşısında son 3 kalaycı Halit Özçelik, Veli Sarı ve Muharrem Eren, yok olmaya yüz tutmuş kalaycılık mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor.

İlkokulu bitirdikten sonra kalaycılık mesleğine başlayan ve yarım asırdır kalaycılık yapan Halit Özçelik (63) ilkokulu bitirdikten sonra çırak olarak mesleğe başladı ve mesleğinde kendini geliştirdikten sonra ustasının iş yerine ortak oldu. 50 yıldır icra ettiği kalaycılık mesleğinin alüminyum ve paslanmaz gibi ürünlerin ortaya çıkmasıyla zayıfladığını ifade eden Özçelik, son nesil olarak kaldıklarını belirtti. Özçelik, “Bir ustanın yanında çırak olarak yetiştik. Sonra Burdur’a geldim. O zamanlar Burdur’da işler daha iyiydi. Burada yine çırak olarak devam ettim. İşi öğrendikten sonra ustam yanına ortak olarak aldı beni. Eskiden kalaycılık sadece bakır üzerinden yapılıyordu. Ama alüminyum, paslanmaz vs. çıkınca haliyle mesleğimiz biraz zayıfladı. Çırak yetişmemeye başladı. Çırak yetişmeyince bizler son nesil olarak kaldık. Kalaycılık sadece Burdur’da değil her tarafta önemliydi. Sanat açısından çok değişik mallar yapılırdı. Ustalar bakır üzerinde olsun, kalay üzerinde olsun iyi eserler ortaya koyar, faydalı olması için memleketimize kazandırırdı” diye konuştu.

Gençlerin, baba parası yiyerek kendini geliştiremeyeceklerini dile getiren ve 7 yaşından beri kalaycılık yapan Veli Sarı ise “Bir ana, bir baba çocuğun cebine para katarsa, altına araba alırsa bu çocuk ne meslek öğrenir ne bir şey öğrenir ne de okur. Ben7 yaşında başladım bu mesleğe. İlkokula giderken okulun karşısındaki tadilathaneye gelirdim orada çalışırdım. İlkokul bitti tam zamanlı olarak çalışmaya başladım. En son bu geldi öğrenirse kendine öğrenir, öğrenmezse hamallık yapar” dedi.

Üniversite okuyan gençlerin işsiz kaldığını ve kalaycılık mesleğine çırak bulamadıklarını vurgulayan Muharrem Eren, Burdur’un yanı sıra Isparta’da açtığı iş yerinde de kalaycılık mesleğine çırak bulamadığını söyledi. Eren, “Üniversiteli çok boşta olan işsiz genç var. Isparta’daki dükkânıma mesleği öğrenmek için bir tane üniversiteli geldi. Ama yıkamadan kalaylamanın başına geçmeye başladı. Ben doğrusunu anlattım sonra yıkadıktan sonra kalaylamaya başladı. Ben haftaya bir daha geleyim öğreneyim dedi bir daha gelmedi” diyerek çırak bulamadıkları takdirde kalaycılık mesleğinin yok olacağını ifade etti.