Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep’in dünyanın en eski yerleşim yeri olarak 9’uncu sırada, Dünya Bankası’na göre de dünyanın 7. rekabet etme gücü yüksek şehri olduğunu belirterek, "Yeni dünyanın kodlarına güçlü şekilde hazırlanmamız, yenilenmemiz lazım. Şehir ekonomisini güçlü şekilde hayata geçirmemiz, bölgesel kalkınmayı planlamamız ve insanımızı buna hazırlamamız lazım” dedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) YouTube kanalında yayınlanan “Başkan Anlatıyor” programına konuk olan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde EGD üyesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gaziantep ekonomisini geliştirmek için hayata geçirilen çalışmalar hakkında bilgiler aktaran Şahin, programda yeni yatırımlar, ihracat, gastronomi, kültür ve turizm, çevre projeleri ve sığınmacılarla ilgili konulara temas etti. Programda gazetecilerin Suriyeli sığınmacılarla ilgili sorularını yanıtlayan Şahin, niteliği yüksek olan sığınmacılara çok hızlı çalışma izni verilmediği için birçoğunun başka ülkelere göç ettiğini belirterek, "İskandinav Belediyeler Birliği Başkanı ‘Pandemide doktor ihtiyacımızı Suriyeli doktorlardan karşıladık’ diyor. Biz bu konuda çok hızlı hareket edemedik" dedi.

“Dünya küçülüyor, Gaziantep büyüyor”

Ekonominin Gaziantep’in çok önemli bir parçası olduğunu söyleyen Başkan Şahin, 2014 yılında büyükşehir belediye başkanı olunca şehrin küresel ölçekte rekabet gücünü artıracak bilimsel araştırmalar yaptıklarını ve etki analizlerine bakıp, test edip ona göre bir yol haritası çizdiklerini belirtti. Gaziantep’in güçlü bir sanayi şehri olduğunu hatırlatan Şahin, ihracatta 5. sırada olduklarının altını çizerek, “Dünya küçülüyor, Gaziantep büyümeye devam ediyor” dedi.

Şahin, Gaziantep’te büyük bir sanayi alt yapısı olduğunu söyleyerek, 5 sanayi organize bölgesi ve ilçeler hariç 200 bin çalışanın olduğu bilgisini verdi.

“Yüksek teknolojiye geçmemiz lazım"

Başkan Şahin, montaj sanayiinden çıkıp makineleşmek, yazılım ve donanımı da geliştirmek için neler yapılması gerektiğine ilişkin yaptıkları araştırmalarda eğitim, AR-GE ve inovasyon merkezi, model fabrika ihtiyacının olduğunu tespit ettiklerini kaydederek, “Sanayide yüksek teknolojiye geçme hedefimize devam ediyoruz. Sanayi Bakanlığı tarafından model fabrika kuruldu, AR-GE inovasyon merkezimiz güçleniyor. Mevcut sanayi alt yapımız çok güçlü olabilir. Ancak montaj sanayinden çıkıp makineleşerek yüksek teknolojiye çıkmamız da elzem bir durum niteliği taşıyor" ifadelerini kullandı.

"Akıllı ulaşım, temaslı ve pozitifleri toplu ulaşımdan uzak tuttu"

Günümüz modern toplumlarında şehirler için hız faktörünün çok önemli olduğuna vurgu yapan Başkan Şahin, “Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak Bilişim A.Ş.’yi kurduk. Özellikle yazılım ve donanım kapsamında büyük yol kat ettik. 4 ay önce Sağlık Bakanı buraya geldiğinde Hayat Eve Sığar Kodu ile ilgili hızlı bir protokol yaptık. 2017 yılında Gaziantep’te başlattığımız ‘Akıllı Ulaşım’ projesi ve pandemide devreye soktuğumuz HES protokolünün entegrasyonu ile temaslı bireylerin toplu ulaşımı kullanmasının önüne geçtik. Yazılım ve donanımda bugün daha önce elektronik denetleme sistemi vardı. Biz onu İSBAK’tan almıştık. Şimdi öyle bir altyapı oluşturduk ki kendi yazılımımız İSBAK’ın da önüne geçti. Bölgedeki bütün belediyelerin bu tür taleplerini yerine getirecek hem beşeri sermayeyi hem altyapımızı kuvvetlendirdik" ifadelerine yer verdi.

“Gaziantep dünyanın 7. rekabet etme gücü yüksek olan şehri”

Şehirlerin küresel ölçekteki rekabet gücünde kültür ve sanatın ön plana çıktığını söyleyen Şahin, “The Telegraph bir endeks yayınlamıştı. Burada Gaziantep dünyanın en eski yerleşim yeri olarak 9’uncu sırada bulunuyor. Bizden önceki şehirlere baktığınız zaman güvenli hayatın olmadığını görüyorsunuz. Filistin ve Suriye gibi sıralamada önde olan ülkelerde insanların gidip bir turizm faaliyeti sürdürmesi pek de kolay değil. Dolayısıyla biz, kültür ve sanatta da turizm çerçevesinde şehri hazırlamamız gerekiyor. Burada da iki başlık çok önemli. Bunlar tesis ve tanıtım. 5 antik kentimiz var. Bunların hepsi UNESCO’nun geçici listesinde yer alıyor. Dünya Bankası’na göre Gaziantep dünyanın 7. rekabet etme gücü yüksek olan şehridir" şeklinde konuştu.

“UNESCO’ya nasıl girilir çok iyi öğrendik"

Gaziantep’in kültürel değerlerini öne çıkaracak çalışmalarından bahseden Başkan Şahin, UNESCO’nun geçici koruma listesinde yer alan 5 antik kente sahip olduklarını belirterek, “UNESCO’ya nasıl girilir çok iyi öğrendik. İki senemizi aldı gastronomide kreatif şehirler ağına girmek. Anadolu’da büyük bir tarih, coğrafya, medeniyet ve inanç turizmi var. Önemli olan tematik çalışmak, tesis yapmak ve tanıtmak. Gastronomide kreatif şehirler ağına girince bir toplantı yaptık. Dünyanın birçok yazarını, akademisyenini uluslararası alanda şefleri şehrimize getirdik. Bizim bu girişimlerimiz aynı zamanda ülkemiz için de güçlü bir network oluşturdu” dedi.

“Dünyanın en güzel panoramik müzesine ev sahipliği yapıyoruz”

Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep’te kurulan Panorama Müzesi ile Antep savunmasının kahramanlık anlarının bugüne yansıtılacağını da anlattı. Başkan Şahin, pek çok turizm amaçlı çalışmaya dikkat çekerek, “Gaziantep’in kurtuluşunun 100’üncü yılında 25 Aralık Panorama Müzesi’ni ziyaretçilerine açtık. Dünyanın en güzel panoramik müzesine ev sahipliği yapıyoruz. Ben 1453’ü gezdim. Oradaki baskı ofset baskı. Biz Anıtkabir’i yapan Rus ressamla 7 yıldan beri çalışıyoruz. Bizi gazi yapan serüvenimizi, kültür ve sanatla birleştirdik. Müzeye girdiğiniz zaman 100 yıl önce yaşanan her şey tekrar gözler önüne seriliyor. Rumkale’de Türkiye’nin en büyük cam terasını yapıyoruz. Çalışmalarımız haziranda nihayete eriyor. Rumkale’de ayrıca bir sahil düzenlemesi yaptık. Su sporları festivali düzenledik. Bunu daimi hale dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Rumkale’de büyük bir hayat var. İçinde hamamı, camisi, manastırı ve cumhuriyet evleri bulunuyor. Orada inşa ettiğimiz cam terasla büyük bir tarihle kültürle insanımızı buluşturacağız” ifadesini kullandı.

Gaziantep’te Avrupa Birliği (AB) projesiyle Anadolu Arkeoloji Enstitüsü kurma çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Şahin, “Anadolu en büyük miras. Avrupa’ya gidiyorsunuz Anadolu’dan giden eserler Anadolu’ya dönse müzeleri kalmayacak. Arkeorota’ya girmek için Anadolu Arkeoloji Enstitüsünün bütün işlemleri tamamlanmak üzere. Çok büyük bir laboratuvar var karbon analizi yapan. Arkeoloji kütüphanesi var. 450 akademisyenin çalıştığı çok büyük bir network var. Bu Arkeorota bizi İpek Yolu’ndan buraya getirecek” dedi.

Bölgeyi daha kuvvetli hale getirmek için kültürel turizmin altyapısını oluşturacak çalışmalar yaptıklarına değinen Şahin, Rumkale’de Türkiye’nin en büyük cam terasını yaptıklarını açıkladı.

“Yeşil Antep" için 27 milyon fidan

Gaziantep’te başlatılan Yeşil Antep Projesi hakkında da bilgiler veren Şahin, proje kapsamında 27 milyon fidan dikileceğine vurgu yaparak, kişi başına düşen yeşil oranı artırmayı, karbondioksit salınımını azaltmayı hedeflediklerinin altını çizdi. Şahin, şehirdeki yenilenebilir enerji çalışmaları hakkında da ayrıntılar vererek, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi çalışmalarının devam ettiğini ve ENERJİ A.Ş.’yi kuracaklarını bildirdi. “Şehirler en büyük tüketici. Tükettiği enerjiyi yeniden üretecek şekilde çalışma yapmak gerekiyor” diye uyaran Şahin, ilk göreve geldiğinde imar, ulaşım master planlarının yanında iklim master planı yaptıklarını söyledi.

“Yeni dünyanın kodlarına güçlü şekilde hazırlanmamız, yenilenmemiz lazım”

Artık altyapı belediyeciliğinin bittiğine işaret eden Şahin, “Sosyal ve kültürel belediyecilik yükselen değer. Bilgi ekonomisi, yeşil ekonomi dünya bunu konuşuyor. Biden Paris Anlaşması’nı imzalayacağını söyledi. Pandemi sonrası kurulan dünyada bu başlıklar çok önemli hale dönüşüyor. Bilgi ve yeşil ekonomiyi nasıl çözeceğiz bunu konuşacağız. Yeni dünyanın kodlarına güçlü şekilde hazırlanmamız, yenilenmemiz lazım. Şehir ekonomisini güçlü şekilde hayat geçirmemiz, bölgesel kalkınmayı planlamamız ve insanımızı buna hazırlamamız lazım” sözlerine yer verdi.

“Niteliği yüksek olan kişilere çok hızlı çalışma izni veremeyince birçoğunu kaçırdık”

Gazetecilerin Suriyeli sığınmacılarla ilgili sorularını da yanıtlayan Başkan Şahin, bu meselenin bütün dünyanın üzerinde çalıştığı bir mesele olduğunu belirterek, sığınmacıların entegrasyonuyla ilgili geliştirilen Gaziantep Modeli’nde neler yapıldığını paylaştı. Birlikte eğitim modeli kapsamında 100 bin öğrenciyi sistemin içine dahil ettiklerini ve 5 bin derslik yapmak zorunda kaldıklarını anlatan Şahin, “Niteliği yüksek olan kişilere çok hızlı çalışma izni veremeyince birçoğunu kaçırdık. Bu bizim handikabımız oldu. Geçen gün İskandinav Belediyeler Birliği Başkanı ‘Pandemide doktor ihtiyacımızı Suriyeli doktorlardan karşıladık’ diyor. Biz bu konuda çok hızlı hareket edemedik” diye konuştu.

Birlikte çalışma modelinin önemine de değinen Şahin, Gaziantep Ticaret Odası’nda 900’e yakın Suriyelilerin içinde olduğu şirket kurulduğunu, 40-50 ortak sanayi altyapısı oluşturulduğunu söyledi. Şahin ayrıca, Cerablus’ta şartlar oluştuktan sonra 100 bin kişinin, Fırat Kalkanı’yla birlikte güvenli hat oluşunca da 400 bin kişinin evine döndüğünü kaydetti.

“Artık şehir milliyetçiliği sona erdi”

Şehrin kendi kendine yetebilmesi adına tohum bankası, baharat kütüphanesi oluşturduklarını aktaran Başkan Şahin, “Kendi üretimimizi kendimiz gerçekleştiriyoruz. Burada en önemli şey sulanabilir arazidir. Çiftçimiz açısından pompaj ile sulama çok maliyetli. Bu nedenle sulama sıkıntısı yaşayan fidanlarını ekmekte güçlük yaşıyor. Burada büyük bir ekosistem var. Çiftçi rahat ederse esnaf rahat ediyor, esnaf rahat ederse de sanayi rahat ediyor. O nedenle bizim yeni dönemde mutlaka güneş enerjisi ile birlikte sulanabilir arazilere ulaşmamız ve maliyeti düşürmemiz gerekiyor. Mezopotamya’da bereketli hilalin ortasındayız. Evliya Çelebi buraya geldiğinde ‘Burayı anlatmaya ne kalem ne de kelam yeter’ diyor. Hakikaten bölgesel kalkınma açısından büyük bir fırsat var. Bizim bölgenin bütün toprağını sulayacak alt yapıyı ve teknolojiyi devreye sokmamız şart. Artık şehir milliyetçiliği sona erdi. Fıstık ve biber gibi ürünlerin hangi şehre ait olduğunu kanıtlamaktansa bu ürünlerin üretimini artırmak ve dünyaya pazarlamak en önemli amacımız olmalı” diyerek sözlerini sonlandırdı.