Tüm dünyada 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak bilinmektedir. Kadına şiddet ve kadın cinayeti oranlarının yüksek olduğu bu günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadına Şiddeti Araştırma Komisyonu’ndan “evlilik ehliyeti” önerisi sunuldu.

Kadına yönelik şiddet, dünyanın birçok farklı yerinde en sık rastlanan ve halen çözüme kavuşturulamamış konulardan bir tanesidir. Kadın cinayetlerini önlemek adına bir çözüm olunabileceği düşünülen evlilik ehliyeti konusunu hukuksal açıdan inceleyen İstanbul Arel Üniversitesi Adalet Programı Öğr. Üyesi Dr. Gözde Zeytin Çağrı değerlendirmelerde bulundu. Dr. Gözde Zeytin Çağrı, “Suçun işlenmesini azaltmada cezaların caydırıcı olması oldukça önemli bir konudur. Suçun karşılığı olarak verilen ceza da büyük önem taşımaktadır” dedi.

“Kişinin önceden sabıkasının olması evlenmeye engel bir durum oluşturmamaktadır”

TBMM Kadına Şiddeti Araştırma Komisyonu’nda sunulan evlilik ehliyeti önerisinin kadına şiddeti engellenip engellenemeyeceğinin tartışmalı bir konu olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Çağrı, “Bu aşamada evlenme ehliyeti kapsamında yer alacak kriterleri belirlemek oldukça önemli. Öncelikle öneride yer alan sabıka kaydının evlilik engeli oluşturması düşünülemez. Kişinin önceden sabıkasının olması evlenmeye engel bir durum oluşturmamaktadır. Aksi durumun düşünülmesi temel hak ve özgürlüklerin ihlali olduğundan Anayasa’ya aykırı olacaktır. Bu tarz bir düzenlemenin getirilmesi halinde ise ilk olarak hangi suçların evlenme engeli oluşturacağı akla gelecektir. Söz konusu belirleme neye göre yapılacaktır, kimler evlenebilecektir? Akıl hastaları ise Türk Medeni Kanunu madde 133 uyarınca, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler” şeklinde konuştu.

Burada resmî sağlık kurulu raporunun oldukça önemli olduğunu söyleyen Çağrı, “Hükümde resmî sağlık kurulu raporunun evlenebilmek için gerekli olduğunu görmekteyiz. Bununla birlikte evlenecek kişinin şiddet eğiliminin olup olmadığının tespiti değerlendirilebilecek konular arasında yer alabilir ve konu yasal zemine oturtulabilir. Ancak burada da tespitin çok doğru yapılması gerekmekte. Fakat genele baktığımızda evlenme ehliyeti kriterleri uygulamasının kadına karşı şiddeti tamamen çözemeyeceğini söylemek mümkün. Zira işlenen kadın cinayetlerine baktığımızda hepsinin evlilik ilişkisi içerisinde işlenmediğini de görmekteyiz. Ayrıca bu tarz kriterlerin belirlemesinin neye göre, nasıl yapılacağının dikkatlice belirlemesinin de ayrı bir başlık altında incelenmesi gerekiyor.”

“Hiç kimse akıl hastasıyım diyerek ceza almaktan kurtulamaz”

Kadınlara şiddet uygulayan veya kadın cinayetleri işleyenlerin akıl hastasıyım diyerek kolayca ceza almaktan kurtulamayacaklarını dile getiren ve bunu psikolojik açıdan değerlendiren İstanbul Arel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Çocuk Gelişimi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mazlum Çöpür, “Böyle bir iddia olması durumunda psikiyatristler tarafından muayene edilmekte ve rapor düzenlenmektedir. Gerekirse belli bir süre müşahede altında tutularak rapor düzenlenmektedir. İtiraz olması durumunda kişi Adli Tıp Kurumu ilgili kuruluna gönderilerek rapor alınmaktadır. Yani hiç kimse akıl hastasıyım diyerek ceza almaktan kurtulamaz” ifadelerini kullandı.

Bir psikolojik değerlendirme ile bazı ciddi ruhsal hastalıkları belirlemenin güç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mazlum Çöpür, “Yapılacak psikolojik değerlendirmede kriterlerin ne olacağı, bu kriterleri kimin tespit edeceği ve nasıl tespit edeceği de pek mümkün görünmemektedir. Ayrıca ciddi akıl hastalıkları dışında kişilerin kendilerini bir muayenede gizlemeleri de zor bir durum değildir” dedi.

Kadınların hak arama özgürlüğünü kullanması, zor durumda kaldığında yetkili makamlara kolaylıkla ulaşabilmesinin çok önemli olduğunu belirten Çağrı, ”Bu konuda kadınların hem bu alanda çalışan dernekler hem baroların ilgili birimleri hem de yazılı ve görsel basın tarafından şiddete karşı mücadelede bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir. Kadına yönelik şiddetin söz konusu olduğu durumlarda verilecek cezalara dair yeni düzenlemeler yapılabilir” şeklinde konuştu.

“Şartlı salıverilme ve denetimli serbestlik ile ilgili düzenlemeler yapılabilir”

Son olarak ek tedbirlerin de uygulanabileceği bunun yanında somut uyuşmazlıkta takdiri indirim nedenlerinin uygulanamayabileceğini ifade eden Çağrı, “Şartlı salıverilme ve denetimli serbestlik ile ilgili düzenlemeler yapılabilir. Uygulamada görülen kadına yönelik şiddete dair verilecek kararların daha hızlı uygulamasını sağlayıcı düzenlemeler getirilebilir. Kadın cinayetlerini engelleme konusunda bazı ülkelerde olduğu gibi yetkili birimler arttırılabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.