Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Hz. Muhammed’e ilişkin sözde karikatürlere fikir özgürlüğü adına sahip çıkması ve Müslümanları aşağılamasına tepkiler sürerken Memur-Sen Manisa İl Temsilciliği de düzenlediği basın açıklamasıyla başta Macron olmak üzere Avrupa’daki İslamafobiye tepki gösterdi.

Memur Sen Manisa İl Temsilciliği Şehzadeler ilçesindeki 15 Temmuz Demokrasi Meydanında basın açıklaması düzenleyerek Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a tepki gösterdi. Basın açıklamasında Memur Sen’e bağlı sendikaların başkanları ve üyeleri ellerinde Türkçe, Fransızca, İngilizce ve Arapça pankartlarla Fransa’yı protesto etti. Memur-Sen’in basın açıklamasına şehirdeki bazı STK’ların başkanları da katılım göstererek destek verdi.

Sömürgenin merkezlerinden olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, son birkaç zamandır cinnete esir politikalarına bir yenisini daha ekleyerek, insanlığa rahmet olarak gönderilen, Hz. Muhammed’e ilişkin sözde karikatürlere fikir özgürlüğü adına sahip çıkması ve Müslümanları aşağılamasını tel’in etmek toplandıklarını kaydeden Memur Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Manisa İl Başkanı Mesut Öner, “Aslında Macron, bir görüntü. Avrupa’da birçok ülkede bir cinnet hali yaşanıyor. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobi, o meşhur Avrupa aklını esir almış, çoğulculuk söylemlerinin sırçası dökülmüş ve nihayet aşırı sağ siyasetin ürettiği politikalar siyaseti belirler hale gelmiştir. Almanya’da cami baskını, Hollanda’da Gert Wilders’in terör ve şiddet içeren konuşmaları ve nihayet Macron’un, ifade hürriyeti arkasına sığınarak, İslam’a ve peygamberine saldıran unsurlara sahip çıkması cinnetin boyutlarını göstermektedir" diye konuştu.

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne de tepkisini ortaya koyan Öner, "Burada bir parantezle bir başka tepkimizi de özellikle ifade edelim. Kutsal emanetlerimizin mekanı olmakla yetinip, kutsala sahip çıkmayı beceremeyen Suudi Arabistan yönetimini ve onunla aynı kulvarda bulunmaya istekli Birleşik Arap Emirliklerini de tarih ve bizler not ediyoruz. Dine ve Kutlu Nebi’ye dönük hakaret faillerinin kuyruğuna takılan ülkelerin ve yöneticilerin, emperyalist taşeronluğu ve kapitalistlerin sömürü baronluğu sıfatlarının sona ermesinin de yakın olduğuna inanıyoruz. Hemen belirtelim ki; insanlığın inançlarını hedef almak özgürlük değil, küstahlıktır. Avrupa’daki kimi siyasetçilerde olduğu gibi Macron da kirli siyasetine malzeme aramaktadır. Macron’un, sözde ifade özgürlüğü adı altında doğrudan insanların inançlarına saldıran ve neresinden bakarsanız bakın kin, nefret ve terörle şekillenmiş zihinler tarafından çizilmiş karikatürlere sahip çıkarak, teröre ve kine ortak olmaktadır. İnancımız, farklı olabilir. Fikirlerimiz karşıt görünebilir. Ama çok temel bir ortaklığımız var; biz insanız ve dünyada birlikte yaşıyoruz. Hiç kimse, hiç kimsenin dinine, hükümlerine ve kutsallarına hakaret etme, onları yok etme hakkına sahip değildir ve olamayacaktır. İnanca ve değerlere savaş açanlara, kutsallarımıza hakaret edenlere karşı dayanışmayı güçlendireceğiz ve birlikte mücadele edeceğiz. Tam da bu noktada belirtmek isteriz ki; Emmanuel Macron ve diğerlerinin aslında neyi gizlediğin, kimi kolladığının iyi bilinmesi gerekiyor.” dedi.