ANKARA (AA) - Finlandiya'da 25-30 Temmuz 2019 tarihlerinde düzenlenen Down Sendromlular Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda 800 metre ve disk atmada altın, 100, 200 ve 400 metre, cirit ve gülle atma ile triatlonda gümüş madalya kazanan milli sporcu Dilara Çevik, Anadolu Ajansı (AA) Spor Sohbetleri'nin konuğu oldu.

Sohbette milli sporcu Dilara Çevik'in, spor, kariyer ve hedeflerine ilişkin sorulara cevapları şöyle:

Dilara Çevik kimdir, spora nasıl başladı?

Antalya Alanyalıyım, Alanya'da büyüdüm. Adana Çukurova Üniversitesinde Atletizm Antrenörlüğü okuyorum, 3. sınıftayım. 20 yaşındayım. 2012 yılında antrenörüm rehabilitasyon merkezinin bahçesinde beni bir koşturmuştu, o zamandan beri üzerimde 'Koş Dilara' uyarısı var. Üniversite birinci sınıfta aslında branşımın 'koşu' değil de 'atma' olduğunu fark ettim. Biraz geç fark ettim ve 3 yıldır "atma"ya yoğunlaştım. Aynı zamanda koşularımı da yapıyorum.

Finlandiya Tampera'da Temmuz 2019'da düzenlenen Down Sendromlular Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda 2 altın madalya kazandın, nasıl geçti?

Finlandiya'da 800 metre ve disk atmada altın madalya aldım, 100, 200 ve 400 metre, cirit ve gülle atma ile triatlonda gümüş madalya kazandım. Daha önceden de koşuda madalyalarım var, disk atmada 14,32 metre ile dünya rekoru bana ait. Antalya'da gülle atmada da rekorlar kırmak istiyorum, benim için Antalya'da 31 Mart-7 Nisan tarihlerinde yapılacak 2. Down Sendromlular Dünya Spor Oyunları (Trisome Games) daha önemli, yeni madalyalar getirmek istiyorum.

Milli takım kampında çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Kamp güzel gidiyor, her gün çift antrenman yapıyoruz, yoğun çalışıyorum.

Özel sporculara mesajınız var mı?

Ülkemizde engellilere bakış açısı özellikle kadın sporculara bakış açısı biraz farklı olduğu için insanlarda daha çok bu konuda farkındalık olmasını istiyorum. Duyduğum kadarıyla bazı engellileri evlere kapatma durumları bile oluyormuş, tam tersine benim gibi yeni şampiyonlar yetişebilir. Bunun için de Özel Sporcular Federasyonu Başkanım Birol Aydın'a çok teşekkür ediyorum. Önümüzü çok iyi bir şekilde açtı. Antalya'da daha fazla sporcuyla bu yarışmalara katılacağız.

Spor size neler kattı?

Çok çekingen bir insandım, spor benim daha çok sosyalleşmeme katkı sağladı. İnsanlarla artık daha rahat konuşuyorum. İlk konuşmamda kamera karşısına geçince çok takılmıştım. Engelliler her zaman spor yapmalı. Spor bana çok şey kazandırdı. Şu anda burada kameraya ve gazetecilere röportaj veriyorum mesela eskiden bana bunu söyleseler inanmazdım. Şu an burada rahat konuşabiliyor olmam bile benim için çok büyük bir şey.

Ailen senin spora başlaman için destek oldu mu?

En büyük desteği ailem veriyor. Ben aslında spora 5 yaşında başlamıştım, bir dönem tekvando, basketbol, tenis oynadım, yani hep bir spor branşının içindeydim. Başlangıçta aslında koşmayı sevmiyordum, sonra spora çok emek vermeye başladım. Eskiden koşmayı sevmiyordum, şimdi koşmadan duramıyorum.

Üniversiteye nasıl başladın?

Yükseköğretime Giriş Sınavı'ndan (YGS) belli bir puan aldım. Sonra üniversiteden çağırdılar, gülle atma denemem oldu, istedikleri barajı geçtim. Sonra bir de kısa bir teste tabi tuttular, onu da geçtim. Aldığım madalyaların diplomalarını da verdim, böylece aldılar.

Bu anlamda milli kontenjandan yararlanan down sendromlu ilk üniversite öğrencisi oldun, diğer arkadaşlarına çağrın nedir?

Yapabilirler aslında, arkadaşlarımın daha çok cesaretlenmesini istiyorum. Biraz bizim downluların yapısından kaynaklı içe kapanıklılık durumu var, cesur olmaları gerekiyor. Ailelerince de imkan sağlanmalı, hem antrenör hem de yetkililerce teşvik edilirlerse benden daha iyi yerlere gelebilirler.

Hem üniversite hem spor, zorlandığın oluyor mu?

İlk başlarda biraz zorlandım, ilk dönem biraz fazla derslerim vardı, alt dönemlerden hiç dersim kalmadı, o açıdan rahatım. İki senem kaldı mezun olmaya, sonra antrenör olacağım, benim gibi sporcular yetiştirmek istiyorum. Böyle bir hedefim var.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'yle ilgili neler söylemek istersiniz?

Öncelikle bütün kadınların Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Kadınlar zaten başarılı, bence erkeklerden daha fazla şeyi başarabiliyorlar o yüzden sanki toplum tarafından bize fazla yansıtılmıyor. Kadınlar isterlerse her şeyi başarabilirler. Sadece kadınlar değil tüm insanlar spor yapmalı. Sporun hem fiziksel hem ruhsal çok fazla pozitif etkileri var. Spor yapanlar daha mutlu oluyor, kendilerini daha mutlu hissediyorlar. Bence bütün insanlar spor yapmalı.

Milli formayı giymenin heyecanını nasıl hissediyorsun?

Mili formayı giymek çok güzel bir duygu, hele şu İdlib'de yaşananlardan sonra, 33 şehidimiz var, bu durum beni çok üzdü. Yaşananlar benim bu formaya, bu işe daha sıkı bağlanmama sebep oldu. Yani üstümde taşıdığım Türk bayrağını başka ülkelerde dalgalandırmak, üstüne madalya asmak benim için çok büyük gurur verici bir şey. Kazandığım madalyaları şehitlerimize armağan etmek istiyorum, Mehmetçiklerimize sunmak istiyorum. Beni buna bağlayan en büyük etken de bu. Benim için bu bayrak çok önemli bir şey, taşıdığım vatan duygusu çok büyük. Bunun arkasında durmak ve bir şeyler başarabilmek çok güzel.

Milli sorumluluğum var, ülkemi temsil ediyorum, okuduğum üniversiteyi temsil ediyorum. Antalya'yı, Alanya'yı temsil ediyorum. Daha çok şeyler başarmak istiyorum.

Muhabir: Fatih Çakmak