Isparta’da ‘Doğayı, doğada öğreniyoruz’ sloganıyla organize edilen Isparta Orman Okulu Projesi kapsamında Gölcük Tabiat Parkı’nda kamp yapan 14 öğrenci ve 14 veli, doğada hayatta kalmak için yapılması gerekenleri öğrenerek, yaşam mücadelesine nasıl devam edilebileceği tecrübesini kazandı. Veliler, çocuklarıyla birlikte paylaşım yapabilmek ve teknoloji bağımlılığından uzaklaşmanın keyfini çıkarırken, öğrenciler ise bulundukları gerçek yaşamın, Survivor’dan daha zor olduğunu ifade ettiler.

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü ile Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Orman Fakültesi’nin ‘Doğayı, doğada öğreniyoruz’ konseptiyle organize ettiği Isparta Orman Okulu Projesi hayata geçirildi.

ISUBÜ Orman Fakültesi koordinatörlüğünde Isparta Gölcük Tabiat Parkı’na gelen Ülkü Orta Okulu’ndan 14 öğrenci ile 14 veli olmak üzere toplam 28 kişilik grup, doğada hayatta kalmak için yapılması gerekenler, barınma, beslenme ateş yakma ve dürbün kullanma gibi bilgiler öğrendiler.

Düzenlenen proje etkinliğine katılmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren öğrenciler, 2 gün boyunca teneffüs ettikleri ortamın Survivor programından daha zor şartlara sahip olduğunu belirtirken, veliler ise teknoloji bağımlılığından uzaklaşan çocuklarıyla birlikte bir şeyler paylaşabilmek ve ortamı teneffüs etmekten dolayı memnun kaldıklarını belirttiler.

Proje hakkında açıklamalarda bulunan ISUBÜ Orman Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Yasin Ünal, “Proje kapsamında, doğayı doğada öğreniyor, doğanın dilini doğada öğreniyoruz ve doğayı bir laboratuvar şeklinde kullanıyoruz” dedi.

Ünal: “Doğayı bir laboratuvar gibi kullanıyoruz”

ISUBÜ Orman Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Yasin Ünal, “Proje, Isparta Orman Okulu. ‘Doğayı, doğada öğreniyoruz’ konseptiyle yaptığımız bir çalışma. Projemiz, ISUBÜ Orman Fakültesi ile Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 6.Bölge Müdürlüğü tarafından desteklenen bir proje. Tamamen gönüllük esasına dayalı bir proje. Biz, daha önce TÜBİTAK çalışmalarımız kapsamında Türkiye’den hedef kitle seçiyorduk, fakat bu yıl itibariyle Isparta’daki doğayı seven, doğa meraklısı öğrencilerimiz ve ebeveynlerini almaya başladık. İlkini bugün gerçekleştirdiğimiz proje kapsamında Isparta Ülkü Ortaokulu öğrencileri ve ebeveynlerine yönelik bir çalışma yürüttük. Proje kapsamında, doğayı doğada öğreniyor, doğanın dilini doğada öğreniyoruz ve doğayı bir laboratuvar şeklinde kullanıyoruz. Bugün sabah başladığımız çalışmalar çerçevesinde, doğada hayatta kalma teknikleri, çadır kurma çadırda konaklama, kuş gözlemleri, yaban hayatı, jeoloji ve gökyüzü gözlemleri şeklinde eğitimlerimiz var. Aynı zamanda bunları eğlenerek, yaşayarak, dokunarak öğrenme modeliyle gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ve bunun içine drama etkinliklerini de serpiştirdik. Şu anda katılımcı ebeveynlerimiz, çocuklarıyla birlikte geldiler. Birlikte konaklayacaklar, birlikte çadırda yatacaklar, birlikte öğreniyorlar, doğayı birlikte paylaşıyorlar ve doğayı bir laboratuvar gibi kullanıyoruz” diye konuştu.

“Sosyal medyadan, okullarımızın, meraklıların, doğaseverlerin başvurularını alarak etkinliklerimize devam etmeyi planlıyoruz”

“Bu projemizin devam etmesini istiyoruz” diyen Ünal, projenin devamı ve süreç hakkında bilgi vererek, “Bunun için ‘@ispartaormanokulu’ adında bir Instagram sayfası kurduk. Bu sayfada, okullarımızın, meraklıların, doğaseverlerin başvurularını alarak etkinliklerimize devam etmeyi planlıyoruz. Bu etkinliğimiz Ekim ayına kadar, her haftasonu kamp şeklinde, hafta içi de günübirlik etkinlikler şeklinde sürecek. Günübirlik etkinliklerimizde, Isparta Aşağı Gökdere Kovada Gölü Milli Parkı’nda kuş gözlemi, yaban kesi gözlemi, doğa etkinlikleri şeklinde sürdüreceğiz. Hafta sonu etkinliklerimize ise Gölcük Tabiat Parkı’nda devam edeceğiz. Burada, şu anda 14 öğrenci ve 14 veli olmak üzere 28 katılımcımız bulunuyor. Bugün sabah başlayan etkinliğimizde, bu gece çadırda konaklayarak, yarın kuş gözleminin ardından çadırlarımızı topladıktan sonra inşallah döneceğiz” şeklinde konuştu.

Kaya: “Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık”

Öğrenci velilerinden Önder Kaya ise, “İki oğlum ve eşimle birlikte bu etkinliğe katıldık. Sabah saat 09.30’dan beri buradayız ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Bizim için çok güzel bir etkinlik oldu. Gölcük daha önce de bildiğimiz bir ortam, daha önce gelmiştim, bu ikinci gelişim oluyor. Bir gün öncesinden planlanan bir etkinlikti. Kamp kuracağız, gece burada kalacağız, elektrik olmayacak, nasıl olur ki diye böyle bir tedirginlik vardı. Ama sabahtan itibaren zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. 6 yaşındaki oğlum Tuna, kendi çadırını kendisi kurdu, hiç müdahale etmedik. Açıkçası sabah saatlerinden bu yana hiçbir şeyle ilgilenmedik. Doğaya özlemimizi gidermiş olduk” dedi.

“Çocuklarımızı, teknoloji bağımlılığından başka türlü kurtaramayacağımızı düşünüyorum”

Kaya ayrıca, “Bence bu etkinlikle çocuklarımızın birçoğu özgüven kazandı. Birçoğu birbirini tanıyordu ama kendiliğinden burada kaynaştılar. Burada birçok şey öğrendiler. Sağ olsun Yasin Hocam, çok güzel şeyler öğretti, biz de zevkle izledik. Buradaki ebeveynlerle de sohbet ettiğimizde ortaya çıkan düşünce, ‘Bu kadar güzel olacağını hiç düşünmemiştik’ oldu. Gelişen ve ilerleyen bir teknoloji çağının içerisinde yaşıyoruz. Anne - babalar olarak çocuklarımızı doğadan koparmamalıyız. Milli Eğitim Bakanımızın velilere ödevler şeklinde verdiği nasihatlerdeki gibi, amaçlanan şey, çocuklara kaybedilen şeyleri öğretmek. Bu anlamda büyük bir fırsat oldu. Kesinlikle bu tür etkinliklere katılıp, çocuklarımızı doğadan koparmamamız lazım. Çocuklarımızı, teknoloji bağımlılığından başka türlü kurtaramayacağımızı düşünüyorum. Daha önce telefonları ellerinden düşmüyordu. Şu anda burada bulunan hiçbir çocuk eline telefon almadı. Alanlar da sadece fotoğraf çekmek için almışlardır, o da çok nadirdir. Genelde zaten veliler, onları çok uzaktan, onlar farkında olmadan çektiler. Bu bence çok özel bir durumdu” diye konuştu.

Yıldırım: “İnsanların hayatlarında yapacağı nadir şeylerden birisi bu”

Bir öğretmen olan ve aynı zamanda öğrenci velisi olarak geziye takılan Tümay Yıldırım ise şunları söyledi:

“Kızımla beraber bu etkinliğe katıldık. Bu, benim de bir hayalimdi, çünkü bizim zamanımızda böyle imkanlar yoktu. Kızımla beraber bir çadırı paylaşmak, benim için güzel bir heyecan, geceyi sabırsızlıkla bekliyorum. Çok güzel bir yürüyüş yaptık, hocalarımız bize çok güzel imkanlar sağladı. Çocuklar, barınak kurmayı öğrendiler, çeşitli imkanlardan faydalandılar. Bilgilenmenin yanında, birlikte bir şeyler yapmayı öğrendiler. Velilerle birlikte çocuklar kaynaştılar, doğa ve ortam çok güzel. Burada özetle, çok güzel şeyler paylaştık. En önemli olan da buydu zaten. İlk defa yapıyoruz, bence heyecan vericiydi. İnsanların hayatlarında yapacağı nadir şeylerden birisi bu. Her zaman insanların eline böyle bir fırsat geçmez, bize bu imkan verildiği için de teşekkür ediyorum. Benim heyecanım, çocukların heyecanı, hepimizin heyecanı bir araya geldi. Çok güzel şeyler oldu burada, umarım herkes paylaşır bunu.”

“Survivor’da ödül olarak yiyecek veriyorlar ama gerçek hayatta pirinç ve su bulma ihtimaliniz zor”

Proje etkinliğine katılan Ülkü Orta Okulu 7/D sınıfı öğrencisi Ceylin Çevikbaş, “Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi projesi ile çadırda kalmaya geldik. Biraz önce doğa yürüyüşüne çıktık. Barınmayı, nasıl hayatta kalacağımızı, suyu nasıl bulacağımız ve kullanacağımızı, ayrıca bulduğumuz yiyeceklerin nasıl zehirli veya zehirsiz olacağını öğrendik. Ayrıca uygulamalı bir şekilde barınak da yaptık. Çakmak taşı kullanarak ateş yakmayı, kendimiz için baskılı tişört yapmayı öğrendik. Bunların yanında kuş gözlemi yaptık. Ben çok güzel buldum. Zaten biz, çadırda kalmayı istiyorduk, burada bize de yardımcı oldular bir nevi. Aynı zamanda sınıfça yaptığımız çok güzel bir etkinlik oldu, çok mutluyum. Burası Survivor gibi bir şey olabilir ama buraya göre, orası daha kolay bence hayatta kalmak için. Çünkü, orada ödül olarak yiyecek veriyorlar ama gerçek hayatta pirinç ve su bulma ihtimaliniz zor. Açıkçası ben ortamı çok beğendim. Ayrıca, buranın öğretmenleri bize çok nazik davrandılar, tekrar kampa katılmayı, hatta bu grupla katılmayı bile çok isterim” ifadelerini kullandı.

“Doğada hayatta kalmanın Survivor’a göre daha zor olduğunu düşünüyorum”

Ülkü Orta Okulu 7/D sınıfı öğrencisi Arda Kaya ise, “Isparta Orman Fakültesi’nin projesi için geldik. Hayatta tek başımıza kalmayı öğrendik. Etkinlik olarak, nasıl barınak yapabileceğimizi, nasıl ateş yakabileceğimizi, su ve yiyecek bulabileceğimizi bizlere gösterdiler, biz de yaptık. Eğlenceli ve güzeldi. Yaşam durumu olarak buradaki hayat daha zor. Survivor’da belli kaynak ve ihtiyaçlarını giderebiliyorlar. Yemek ödülleri var, hasta olduklarında ya da durumları kötü olduğunda hastaneye ve kliniklere götürüyorlar. Ama doğada bir klinik olmadığı için her şeyi kendi başımıza yapıyoruz. O yüzden ben, doğada hayatta kalmanın Survivor’a göre daha zor olduğunu düşünüyorum. Ben zaten kamp yapmak istiyordum. Bu, benim için eğlenceli bir deneyim oldu. Bir daha da yaparım. Arkadaşlarıma öneririm, gelsinler, çok eğlenceli. Doğada hayatta kalmayı, çadır kurmayı, tişört baskısı yapmayı, isterlerse de ormanda bir şeyler yapma fırsatı bulabilirler” ifadelerine yer verdi.