Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Talip Geylan, yaptıkları araştırmalarda 3 aylık öğrenme kaybının telafisinin 2 yılda mümkün olabileceğinin görüldüğünü belirterek, "Biz geride bıraktığımız 1 yılın büyük bir bölümünde maalesef okullarımız kapatmak durumunda kaldık, önümüzdeki 3-5 yılı belki de çocuklarımızın maruz kaldığı öğrenme kayıplarının telafisini ortaya koyacağız demektir” dedi.

Bir takım ziyaretler için Eskişehir’e gelen Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Talip Geylan, Osmangazi Üniversitesi’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Pandemi döneminde ilk, orta ve lise düzeyinde eğitimde yaşanan sıkıntıların ileride ne gibi sorunlar oluşturabileceği hakkında düşüncelerini aktaran Geylan, pandemi dolayısıyla geçtiğimiz yılın mart ayından bu yana eğitim-öğretimin çok büyük sekteye uğradığını anlattı. Normalleşmeyle birlikte bir nebze olsun umutlandıklarını söyleyen Talip Geylan, artan vaka sayılarıyla birlikte öğrencilerin zarar gördüğünü vurguladı. Üniversitelerin öğrencisiz tadı olmadığını belirten Geylan, “En büyük duamız, temennimiz hem ülkemizin hem de insanlık âleminin bu musibetten kurtularak hayatın normal koşullara dönmesi, yüz yüze eğitimin başlaması ve öğrencilerin okullarıyla buluşabilmesi. Başta Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu olmak üzere yetkili kurullarının ortaya koyduğu tedbir ve kurallara tam riayet gösterilirse biz bu musibetten kurtulacağız. Ben buradan bir kez daha topluma çağrıda bulunuyorum, her şey bir yana çocuklarımızı öğrencilerimizi okullarıyla buluşturabilmek için herkesin sorumluluk üstlenip kurallara uyması gerekiyor. Eğitim bilimcilerin yapmış oldukları araştırmalara göre 3 aylık öğrenme kaybının telafisi 2 yılda mümkün olabiliyor. Biz geride bıraktığımız 1 yılın büyük bir bölümünde maalesef okullarımız kapatmak durumunda kaldık, önümüzdeki 3-5 yılı belki de çocuklarımızın maruz kaldığı öğrenme kayıplarının telafisini ortaya koyacağız demektir” dedi.

“Üniversiteler de devlete sadakat göstermelidir”

Kamu ve kuruluşlarının devlete olan bağlılığının önemini hatırlatan Geylan, “Biz hep söyleriz, bütün kamu yönetiminden olduğu gibi üniversite yönetimlerimizden de beklentimiz adalettir. Bütün kamu kuruluşları gibi üniversiteler de devlete sadakat göstermelidir. Bir takım yapılara, bir takım oluşumlara, cemiyetlere, derneklere, sendikalara sadakat gösteren kamu yöneticisi devletin memuru değil, biat ettiği yapıların memurudur. Bu da çok çirkindir ve Türkiye’ye yakışmıyor" diye konuştu.

Eğitim personelinin aşılanması hızlanmalı

Sadece ilkokul, ortaokul, lisede, resmi ve özel okullarda 18 milyon, üniversitelerde 8.5 milyon ve eğitim sektöründe çalışanlarla beraber de yaklaşık 30 milyonluk bir eğitim camiası olduğunu vurgulayan Geylan, “Öğrenci yoğunluğu itibarıyla öğrenci ile alakası olmayan neredeyse hane yok, bir şekilde irtibatlıdır. Dolayısıyla eğitim çalışanlarının Covid-19 riskine karşı korumak demek, dolaylı olarak toplumun geneline yönelik bir koruma tedbiri almak demektir” ifadelerini kullandı.

Şimdiye kadar 80 bin civarında öğretmenin aşılandığını söyleyen Geylan, devlet ve özel okullarda yaklaşık 1 milyon 250 bin eğitim personelinin aşılanmasının çok önemli olduğunun altını çizdi.

Öldürülen eğitim personelleri anıldı

Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde 5 Nisan 2018’de Volkan Bayar tarafından 4 eğitim personelinin öldürülmesi konusuna da değinen Talip Geylan, kurbanlar anısına Eğitim Fakültesi bahçesine 4 fidan dikileceğini kaydetti.