Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşları İdlib’de mücadele eden Türk askerlerinin yanında yer almak istediklerini belirtmek üzere bir basın toplantısı düzenledi. Suriyeli İş Adamları Derneği Başkanı Ghassan Hitto, “Suriye olarak Yunanlıları ve birçok milletten mültecilerini ülkemizde misafir olarak ağırladık. Onlardan herhangi bir bedel talep etmedik. Onları canla başla misafir etmeye çalıştık. Şu anda bizler Yunanlıları anlamakta çok zorlanıyoruz. Mazlumların dostu kahraman Türk kardeşlerimize teşekkür ediyoruz” dedi.

Eyüpsultan Bahariye Mevlevihanesinde düzenlenen basın toplantısına Suriyeli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve basın mensupları katıldı. Kuran-ı Kerim okunmasıyla başlayan toplantıda Türkiye’deki Suriyeli Sivil Toplum Örgütleri Platformu adına Suriyeli Emekli General Muhammet Faris basın açıklamasında bulundu. Arapça olarak yapılan basın açıklaması Suriye Sivil Toplum Kurulu temsilcisi Sait Denizoğlu tarafından Türkçe olarak okundu.

Suriye Hava Kuvvetlerinde pilot olarak görev yapan ve uzaya ilk giden Suriyeli olan Emekli General Muhammet Faris yaptığı açıklamada, “Nefsi müdafaa en temel hak, mazlumları müdafaa insanlık görevidir. Bugün, hakkını savunanlarla görevini yerine getirenler olarak yan yanayız.

Suriye halkı bugüne kadar vatan topraklarını, namusunu ve bayrağını düşmanlarına karşı savunmak için canını, kanını, malını ve sahip olduğu her şeyi feda ederek savaştı. Bugünden sonra da kanının son damlasına kadar, ülkemizi işgalcilere satan, halkımızı o zalim ve diktatörler ki bu yaptıklarıyla yetinmeyip başta Türkiye olmak üzere komşu ülkeleri de tehdit etmeye başlamıştır. Tüm kinlerini saçarak her türlü hile ve tuzağı kullanıp besledikleri terör örgütleri eliyle bu güzel ülkenin güvenlik ve istikrarını bozmaya, ülkede bozgun ve isyan hali çıkartmaya alenen cür’et edip çeşitli terör eylemleri gerçekleştirdiler. Nihayet Türkiye’nin adaletli ve caydırıcı cevabı ‘Bahar Kalkanı’ adıyla gelecek istikrar, güven ve huzurun müjdecisi olmuştur” dedi.

Özgür Suriye Ordusunun çok zor günlerden geçtiğini kaydeden Faris, ”Türkiye’de yaşayan Suriye toplumunun temsilcileri olarak bizler, ana yurdumuzdan farklı hissetmediğimiz Türkiye’ye, necip Türk Milletine, saygıdeğer başkanına ve saygın hükümetine karşı vatan borcumuzu, vefa ve şükran görevimizi biraz da olsa yerine getirmek niyetiyle bir araya geldik. Günümüz coğrafyası ve yüzyıllara dayanan ortak tarihimiz bizlere iki toplum ve ülkenin 950 km. uzunluğunda ortak bir sınıra sahip olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda bu iki toplum din bağları, akrabalık bağları, komşuluk ve ortak kültür, medeniyet ve örf bağlarıyla birbirine sımsıkı bağlı görünüyor. Bu durum mevcut nesillerimizin gelecek ve kader birliklerini de doğrudan etkilerken aynı zamanda dün onlarca kahraman Türk asker kardeşimizi kalleşçe şehit eden ortak düşmanımız, hem bizi hem de Türk halkını aynı anda aynı şiddetle tehdit etmekte. İşte o aynı düşman yıllardır kanlı elleriyle her türlü vahşi yöntemi kullanıp Suriye’yi yerle bir ederek halkımızı sürgün ve tehcire uğrattı. Türk ve Suriye kanı, aynı hedef ve emelleri güderek kutsal fetih ve savaşlar boyunca birçok diyarda aynı toprağa düşerek kucaklaşmış ve kan kardeşi olmuştur. Bunun en güzel örneği Çanakkale Şehitliğinde yatan binlerce Suriyeli şehidin mezarlarıdır. Aynı kan kardeşliği bugün Suriye topraklarında, iki kardeş halkın birliği ve kaynaşmasının muhteşem örneği olarak tekrarlanmaktadır. Dün Çanakkale’de kanını toprağa feda eden Suriyeliyi unutmayan Türk kardeşi, bugün Suriye’de kanını seve seve feda ederek emsalsiz bir vefa ve kahramanlık destanı yazmaktadır. Bütün bunlar vatan topraklarımızı ve gelecek nesillerimizi korumak gayesiyle yaptığımız ortak mücadelelerdir” şeklinde konuştu.

“Gece gündüz dua etsek ve minnet duygularımızı dile getirsek azdır”

Türkiye’nin verdiği desteklerden dolayı Suriye halkı tarafından takdir edildiğini kaydeden Faris, “Türkiye’nin lideri, halkı, hükümeti, partileri, sivil toplum kuruluşları ve tüm kurumlarıyla Suriye Davası’nın yanında dimdik ve onurlu duruşunu hiç şüphe yoktur ki Suriye halkı fazlasıyla takdir etmekte ne kadar değerli olduğunu bilmektedir. Ayrıca, bu kutsal davamızın zafere ulaşması için bize verdiğiniz maddi manevi destekler, çağrı ve isteklerimize kardeşlik duyguları ve insan hakları çerçevesinde tereddütsüz verdiğiniz olumlu cevaplarınız hiç şüphesiz birlikte yazacağımız yeni şeref sayfalarının müjdecisidir. Bizler boynumuzun borcu, vefa ve minnet duygularımızın gereği olarak siz Türk kardeşlerimize ne kadar teşekkür etsek, gece gündüz dua etsek ve minnet duygularımızı dile getirsek azdır. Şurası yadsınamaz bir gerçektir ki, Türkiye ve Ortadoğu’nun istikrarı ancak Suriye’nin istikrara kavuşması, siyasi değişimin tamamlanması, Suriye’nin uluslararası hukuka uygun şartlarla kurulmuş bir hükümete kavuşması, çeşitli ülkelere dağılmış mültecilerin kendi rızalarıyla onurlu bir şekilde dönüp ülkemizin kalkınma hamlesine iştirak etmeleriyle mümkündür” açıklamasında bulundu.

"Mazlumların dostu kahraman Türk kardeşlerimize teşekkür ediyoruz”

Türk Ordusuna Suriye topraklarına girip özgürlük savaşımıza destek oldukları için teşekkür ettiklerini belirten Faris, “Bütün birimleriyle Milli Suriye Ordusu, bütün renk ve farklılıklarıyla Türkiye’de bulunan Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşları ve platformları, bütün bunları ve Türkiye’de yaşayan Suriye vatandaşlarını temsil eden Türkiye’deki Suriyeli Sivil Toplum Örgütleri Platformu olarak bizler; Türk Ordusuna Suriye topraklarına girip özgürlük savaşımıza destek oldukları, terörle zorlu bir mücadeleye girdikleri, başını Beşşar Esed’in çektiği zulüm ve dikta rejimine karşı savaştıkları için teşekkürlerimizi takdim ediyoruz. O zulüm ve dikta rejimi ki yıllardan beri yaşlı, çocuk, kadın, erkek demeden, çoğu zaman da uluslararası kanunlarla yasaklanmış kimyasal silahları kullanarak halkımızı kıyımdan geçirip soykırıma uğrattı. Bahar Kalkanı Harekatı, haddini bilmez Beşşar Esed ve rejimine cesurca verilmiş en güzel cevaptır. Bu cevap, Türkiye ve Ortadoğu’nun güvenliğine karşı oluşan tecavüzleri caydırması bakımından çok yerinde olmuştur. Bizler çuvaldızı önce kendimize batırarak; Türkiye ve çevre ülkelerde mülteci olarak yaşayan bütün Suriyeli gençlerimizi, kaderimizi belirleyecek bu savaşta, Suriye Milli Ordusu’na katılmaya ve en kısa zamanda zafere ulaşmaya çağırıyoruz” dedi.

Program daha sonra soru cevap kısmına geçildi. Bir muhabirin İkinci Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’dan kaçan mülteciler Suriye’de ağırlanmıştı. Savaş nedeniyle kaçan Yunanlılar ile Sovyet ve Nazi vahşetinden kaçan Avrupalılar Gazze, Suriye ve İran’a sığındı. Bugün ise Türkiye’nin sınır kapılarını açmasının ardından Yunanistan üzerinden Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilere Yunanistan askerleri tarafından şiddet ve güç uygulanmasını bir Suriyeli olarak nasıl değerlendiriyorsunuz sorusu üzerine Suriyeli İş Adamları Derneği Başkanı Ghassan Hitto, “Suriye olarak biz sadece Yunanlıları değil Iraklıları, Lübnanlıları ve birçok milletten mültecileri ülkemizde misafir olarak ağırladık. Onlardan herhangi bir bedel talep etmedik. Onları canla başla misafir etmeye çalıştık. Şu anda bizler bunları anlamakta çok zorlanıyoruz. Yunanistan’ın bizim mültecileri almıyor olabilir. İstemiyorum diyebilir. O zaman Avrupa Birliği ülkeleriyle birlikte Türkiye’ye maddi manevi destek vermek zorundadır. Bu bir insanlık görevidir. Madem mülteci istemiyorsunuz neden Türkiye’ye yardım etmiyorsunuz. Bizim onlardan beklentimiz el birliği yapıp zalim rejimin bir şekilde bu zulmünden vazgeçirmek ve durdurmak olmalıydı. Bunu da yapmadılar, yapmıyorlar. Bizler hayretler içerisinde olanı biteni seyrediyoruz” şeklinde cevap verdi.