Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa Soykırımı’nı değerlendiren Eğitim Bir-Sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, olayları bir insanlık ayıbı, tarihe sürülen kara bir leke olarak ifade etti.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’daki en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa Soykırımı’nın üzerinden 25 yıl geçse de olaylar hâlâ ilk günkü sıcaklığını koruyor, dünyanın farklı ülkelerinde Srebrenitsa Soykırımı her yıl anılmaya devam ediyor. Soykırımı değerlendiren Eğitim Bir-Sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, olayları bir insanlık ayıbı, tarihe sürülen kara bir leke olarak ifade etti.

"İki bine yakın şehidin kimliği bilinmiyor”

Sırplar tarafından katledilen Boşnak halkı kayda geçen 8 bin 372 kayıp verdi. Bu kayıplardan ise sadece 6 bin 500 kadar kurbanın kimliği tespit edilmiş durumda. Yapılan soykırımı değerlendiren Başkan Ramazan Acar, “11 Temmuz 1995’te Bosna-Hersek/Srebrenitsa’da, üstelik Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘Güvenli’ ilan ettiği bölgeye sığınmış silahsız, çaresiz 8 bini aşkın Boşnak’ın dünyanın gözü önünde katledilmesinin kanlı ve gözü yaşlı hatırası, dünyanın hiçbir yerinde bir daha soykırım yaşanmaması için ibret vesikası olarak akıllarda tutulmalıdır. Sadece birkaç gün içinde en az 8 bin 372 şehit edilen Boşnak vatandaşlardan şimdiye kadar 6 bin 500 tanesinin kimliği tespit edilebildi. İki bine yakın şehidin kimliği bilinmiyor. Öyle bir vahşet ki cenazeler tanınmayacak vaziyete getirilmiş” ifadelerini kullandı.

"Avrupa toplu mezarlara kendi vicdanını gömmüştür"

25 yıl önce Srebrenitsa’da yaşananları Avrupa’da işlenen en büyük katliam ve insanlık ayıbı olarak değerlendiren Başkan Acar, olayla ilgili Avrupa’nın tutumunu şu sözlerle ifade etti: “Bu vahşet, II. Dünya Savaşı’ndan sonra, tarihe, Avrupa’da işlenmiş en büyük katliam olarak geçmiştir. Bu katliam, çağdaşlık, modernlik, demokrasi maskesi ardına gizlenen ahlaktan, insanlıktan, vicdandan, medeniyetten nasipsiz alçaklığın, üstelik adalet, insan hakları ve barış için koruyucu sorumluluğu olan BM güçlerini de suçuna ortak ederek yaptığı zalimlikten başka bir şey değildir. Her seferinde insan hakları, barış ve özgürlüklerden dem vuran Batı, gerçekte samimiyetsiz olduğunu, bilinçaltında kendisi dışında ‘öteki’ gördüğü herkese ölümcül bir nefret ve şiddet besleyip büyüttüğünü bu vahşet üzerinden bir kez daha göstermiştir. Materyalist Batı’nın el birliği ile Srebrenitsa’da katledip mezara gömdüğü aslında kendi izanı, vicdanı, ruhu olmuştur. Öldürdüğü her masum insanın yere yıkılışında çöken, Batı’nın ırkçı, bağnaz, saldırgan insanlık ve uygarlık anlayışı olmuştur. Srebrenitsa’da biz bedenen öldürüldük; yepyeni ruhlarla bin umut, bin ufuk olup tekrar diriliriz, diriliyoruz. Batı ise hayata ve insana ilişkin tüm iddialarından vazgeçerek intihar etmiştir.”

Srebrenitsa Soykırımı’ndan günümüze kadar BM’nin işleyişini sert bir dille eleştiren Başkan Acar; yapının, dünya güvenliğinin teminatı olma vasfını şeklen bile kaybettiğini ve zulme karşı insan haklarından yana bir sığınak olmaktan çıktığını ifade etti. Müslüman milletlere karşı BM’nin tutumunu eleştiren Başkan Acar, “Müslümanları yok etmeyi amaçlayan kalleş, karanlık, kirli planlara alet ve aracılık eden uluslararası kurum ve kuruluşlar, insanlığın güven duygusunu, iğrenç ve aleni bir istismarla kötüye kullanmıştır. Gazze’den Arakan’a, Doğu Türkistan’dan Suriye’ye, özellikle Müslümanları hedef alan sistematik zulüm ve katliamlara destek vermeyi adeta politika hâline getirmiş gözüken BM, mevcut işleyişiyle bizzat kendisi sorun hâline gelmiştir” dedi.

Bir soykırımın tekrar yaşanmaması için unutulmamasını söyleyen Acar, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: Aliya İzzetbegoviç önderliğinde hak ve özgürlükleri uğruna direnen Boşnaklar, kendilerine reva görülen zulüm ve tecavüzlere aynı veya benzer karşılık vermeyerek bütün dünyaya insanlık, medeniyet ve adalet dersi vermiştir. Tarihte birçok örneği görülen bu asil tutum, kuşkusuz Müslümanların insan, hayat ve medeniyet tasavvurundan kaynaklanmaktadır. Eğitim-Bir-Sen olarak, ‘unutulan soykırım tekrarlanır’ bilinciyle bu katliamı unutmayacak, unutturmayacağız. Bir daha böyle derin acıların yaşanmaması için zulme hep karşı çıkacak, zalimden hesap sorulması için takipçi ve ısrarcı olacak, hiçbir masumun katledilmemesi için toplumsal duyarlılığı diri tutacağız."