TBMM de kabul edilen internet yasası, internette erişim düzenlemesini getirecek deniliyor. Hükümet te bu düzenlemenin gerekliliğine inanmış ve inadına savunuyor. Başbakan da fırsat buldukça yasa lehine konuşuyor. Hatta sansür olmadığını bile ifade ediyor.
Acaba sansür ne? Tanımı mı değişti?
İstisnalar hariç, her mekanda artık televizyon var. Hem de uydu yayınları evimizin içinde her an bizimle beraber. Fakat insanların elinde de kumanda aleti var. Neyi arzuluyorsa onu izliyor.
Çünkü “ameller, niyetlere göredir.”
Acaba bu yasayı çıkaranlar, hangi niyetlerini engellemek istiyorlar? Çok merak ediyorum.
Bence niyetler halis değil!
Müslüman – Türk halkını bu tür düzenlemelerle koruyamazsınız. Çünkü daha beter tehlikeler var. Siyasi arenada daha çirkin ve toplumu birbirine kırdıran ifadeler havada uçuşur.Pervasız söylemler, yalanlar, ayyuka çıkmış durumda. İşte bu beter tehlikeyi de bertaraf etmenin yolunu bir kıssayla pekiştirmek istiyorum. (Doğru olup olmadığı değil de, mesaj önemli.)
Bir vakitte rahmeti Osman Bölükbaşı uçakla seyahat ederken, aynı uçakta yine rahmetli Erdal İnönü torunuyla birlikte seyahat etmektedir. İnönü’nün torunu uçaktan dışarıyı seyrediyor ve bir köyün üzerinden geçmekte olduklarını fark ediyor. Hemen dedesine sesleniyor:
-“Dede para ver de köylülere atayım sevinsinler.” Der. İnönü de birkaç koltuk ilerde oturan Osman Bölükbaşına takılmak için, torununa;
-“Git şu amcadan iste versin.” Der. Çocuk gider, Osman Bölükbaşı’ndan para ister. Bölükbaşı çocuğa der ki;
-“ Ne yapacaksın parayı?”
-“ Aşağıdaki köylülere atacağım ki, köylüler sevinsin.”
- “ Seni kim gönderdi yavrum?” Der. Çocuk arkaya döner, İnönü’yü göstererek:
-“ Dedem gönderdi.” Der. Osman Bölükbaşı çocuğun kulağına eğilir ve şöyle der:
-“ Yavrum, git dedeni aşağı at, bütün Türkiye sevinsin.” Der.
Şimdi internet düzenlemesiyle, ne kadar insanı kurtarmayı düşünüyorsunuz? Hangi erişimi engellemek istiyorsunuz? Aslında yapılması gereken belli:
Başbakanın niyetine ve konuşmalarına düzenleme getirin;
BÜTÜN ORTADOĞU KURTULSUN!
