Kanser günümüzün en büyük halk sorunlarından biridir. Sebebi bilinen ölümler sıralamasında gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin en sık sebebi olan ‘kanserler’ sadece öldürücü değil aynı zamanda yüksek maliyetlidir.

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. S. Handan Karahan Saper, gelişmekte olan ülkelerde ‘kalp ve damar hastalıklarından sonra en sık ölüm nedenleri arasında ‘kanserler’i ikinci sırada yer aldığına dikkat çekti. Saper, bu kadar büyük halk sağlığı sorunlarına yol açan bu problemin en önemli çözümünün toplumun bu konuda bilinçlenmesi ve erken taramaların varlığı olduğunu belirterek, "Kanser konusunda farkındalık sağlamak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla düzenlenen eğitimler ve kanser taramaları kanserle mücadelede kullanılan en önemli yöntemlerdir. Ülkemizde de Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen kanser taramaları gerçekleştirilmektedir. Özellikle birinci basamakta (Aile Sağlığı Merkezlerinde) ve KETEM’lerde (Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi) 3 ayrı kanser taraması yapılmaktadır" dedi.

Saper, "Türkiye’de özellikle kadınlarda en sık rastlanan kanserler meme kanserleridir. Meme kanserleri konusunda kadınlara hekim veya diğer sağlık personelleri tarafından kendi kendine meme muayenesi eğitimi verilmelidir ve kişi ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır ve kişiye yılda bir hekim tarafından klinik meme muayenesi yapılmalıdır.40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi planlanmalıdır. 20 yaş ve üzeri kadınlarda; ayda bir defa kendi kendine meme muayenesi, 2 yılda bir hekim tarafından klinik meme muayenesi önerilmektedir. 40-69 yaş arası kadınlarda ayda bir kendi kendine meme muayenesi, yılda bir defa hekim tarafından meme muayenesi ve 2 yılda bir mamografi çekimi Sağlık Bakanlığı tarafından önerilmektedir. Birinci derece yakınlarında meme kanseri öyküsü olanlarda ve bazı risk durumlarında erken yaşta radyolojik taramalar (USG ) önerilmektedir. Meme kanseri taramaları Aile Sağlığı Merkezlerinde danışmanlık ve muayene, KETEM’lerde mamografi taraması şeklinde yürütülmektedir. Mamografik görüntüleme; KETEM’lerde ücretsiz ve randevuya gereksinim olmadan gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle KETEM’lerde çekilen mamografi sonuçları çekim sonrası kişiye verilen barkod numarasıyla kişinin aile hekimine başvurması neticesinde Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ulusal meme kanseri tarama sonuçlarının girildiği internet sitesinden görüntülenmekte ve gerekli yönlendirmeler

Kadınlarda en sık görülen 2. kanser türüdür. Rahim ağzı kanserine en sık HPV (İnsan Papilloma Virüsü) neden olmaktadır. Her 100 kadından 2’sinin hayatının belli bir sürecinde rahim ağzı kanserine yakalandığı bilinmektedir. HPV virüsü genellikle cinsel yolla bulaşan bir virüs olup oldukça sinsidir, aylarca veya yıllarca hiçbir belirti vermeden yayılabilir. HPV virüsü kadın ve erkekte cinsel organlarda oluşan siğillere, kadınlarda rahim ağzı kanserine ve erkeklerde de penis kanserine yol açabilir. Çok eşli olmak, sigara içmek, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak, bağışıklık sisteminin zayıflaması , çok sayıda doğum yapmak, sosyoekonomik düzeyin düşük olması rahim ağzı kanserinin risk faktörleri arasındadır. Rahim ağzı kanserinin en sık etkeni olan HPV (İnsan Papilloma Virüs) ‘den korunmak için ülkemizde de onay alan rahim ağzı kanser aşıları yapılabilir.12 yaşından itibaren yapılabilen bu kanser aşılar en sık görülen rahim ağzı kanseri etkenlerine karşı koruyuculuk sağlamaktadır. Ülkemizde 30-65 yaş arası kadınlarda HPV taraması; HPV (HPV DNA) ve smear testleriyle Aile Sağlığı Merkezlerinde ve KETEM’lerde ücretsiz olarak yapılmaktadır. HPV testi her 5 yılda bir tekrarlanmaktadır. HPV testi alındıktan sonra testler ilgili birimlere gönderilip uzman hekimler tarafından değerlendirilmektedir. HPV testi olumlu gelen hastalarda smear testi de değerlendirilmektedir. Yapılan testin sonuçları elektronik ortamda aile hekimine iletilmektedir. Aile hekimi tarafından sonuçlar değerlendirildikten sonra rahim ağzı kanserine yol açan etkenler tespit edildiğinde ilgili kişi hastaneye ileri tetkiklerin yapılabilmesi için sevk edilmektedir.

Gelişmiş ülkelerde oldukça sık görülen ve ölümlere yol açan kalın bağırsak kanseri ülkemizde en sık görülen 10 kanser arasında yer almaktadır. Kalın bağırsak ve rektum kolaylıkla erişilebilen ve kanser öncül doku bozukluklarının (lezyonların) en sık görüldüğü yerlerdir. Kalın bağırsak kanserinin gelişmesini önlemek ve erken evrede yakalayabilmek için tarama testleri kullanılmaktadır. Kalın bağırsakta yer alan kanserler ve polipler oldukça sinsidir başka organlara yayılana kadar hiçbir bulgu vermeyebilir, basit ve ucuz tarama testleriyle erken dönemde kanserleri yakalamak veya henüz kansere dönüşmemiş doku bozukluklarını saptamak mümkün olabilmektedir. Ülkemizde Aile Sağlığı Merkezlerinde, KETEM’lerde 50-70 arası kadın ve erkeklere kalın bağırsak kanser taraması amacıyla 2 yılda bir ücretsiz olan Gaitada Gizli Kan (GGK) testi önerilmektedir. Gaitada Gizli Kan tetkiki gaitadaki hemoglobin varlığını gösterebilen bir testtir. 50-70 yaş arası bireylere 5 yılda bir sigmoidoskopi veya 10 yılda bir hastanede ilgili uzman hekimler (Gastroenteroloji veya Genel Cerrahi) tarafından yapılacak kolonoskopi de önerilmektedir. GGK kitlerinin kullanımıyla ilgili bireylere eğitim verildikten sonra bilgilendirme broşürüyle kişiye teslim edilir. Kişi tarafından evinde veya aile sağlığı merkezinde uygulandıktan sonra testin verildiği merkeze teslim edilir. Testlerin değerlendirilmesi ilgili laboratuvar tarafından yapıldıktan sonra elektronik ortamda aile hekimine bildirilir sonrasında kişi sonuç ve süreç hakkında bilgilendirilir ve lüzum halinde gerekli yönlendirmeler yapılır. GGK testi sonucu tamamen negatif olsa dahi tarama yaş grubundakilerin sigmoidoskopi veya kolonoskopi yaptırması önerilmektedir. Yüksek risk gruplarında (birinci derece akrabalarında kalın bağırsak kanseri veya polip, ülseratif kolit, Crohn Hastalığı, kalıtsal polipozis veya polipozis dışı sendrom) olanlarda 40 yaşından itibaren kalın bağırsak kanser taramaları yapılmalıdır" dedi.