Havaların ısınması ile birlikte görülmeye başlanan yılanlarla ilgili açıklama yapan Kayseri Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, “Yılan ısırmasında sakin kalınmazsa, zehir kana daha çabuk karışır” dedi.

Türkiye’de yaklaşık 50 çeşit yılan olduğunu ve bunlardan 11 tanesinin zehirli olduğunu söyleyen Akgün Ergül, “Artık yaz aylarına girmiş bulunuyoruz. Havaların ısınması ile birlikte de yılanlar aktif hale gelmeye başladılar. Yılanlar soğukkanlı canlılardır, kış uykusuna yatarlar ve havaların ısınıp da yağmurların da bu dönemde artmasıyla birlikte, kış uykusundan uyanıp normal ekosistemine karışmaya başladılar. Çünkü uzun süre kış uykusunda kalan yılanlar, hem beslenmek hem de üreme faaliyetleri için artık doğal ortama karışıyorlar. Böyle olunca da insanlarla temas kaynaklanmakta. Tabi burada vatandaşlarımız özelikle kırsal kesimde yaşayanlar bu dönemlerde yazlık evlerine ve bağlara giden vatandaşlarımız bunlarla ilgili önlem almak zorundalar. Yılanlar aslında ekosisteme de faydalı canlılar. Ülkemizde 50’ye yakın yılan türü bulunmakta fakat bunun 10-11 tanesi zehirlidir. Bu zehirli olanlar da geceleri aktif olarak avlanmaktalar ve gündüz o kadar aktif durumda değillerdir. Çok sıcaklarda da serin kuytu yerlerde, sulak ortamlarda yaşarlar. Burada dinlenerek, geceleri de avlanarak, yaşam faaliyetlerine devam ederler” dedi.

‘Yılanlar özellikle tarım için yararlı’

Yılanların ekosistem için özellikle tarım için yararlı canlılar olduğunu belirten Ergül, “Vatandaşlarımız önlem olarak, özellikle kırsal alanlarda ve bağ evlerinde kapılarına ve pencerelerine sineklik yaptırabilirler. Kapı ve pencereleri sürekli kapalı tutmaları büyük bir önlem olacaktır. Çünkü ev içerisine dahi girebilir bu canlılar. Aynı zamanda da özellikle su kenarlarında piknik alanlarına gidecekleri zaman da çıplak ayakla yerlere basılmamalı. Mümkünse yavaş hareket edip, ortamda bir yılan var mı diye kontrol ettikten sonra pikniklerini yapmalarını öneriyoruz. Aslında yılanlar saldırgan değillerdir çünkü doğal ortamlarını koruyan canlılar ve biz onların doğal ortamına müdahale ettiğimiz durumda, ister istemez refleks olarak kendilerini savunma amacıyla saldırabiliyorlar. Ekosistem üzerinde özellikle tarım alanları için faydalı canlılardır yılanlar. Fare, köstebek gibi canlılarla beslendikleri için, faydalı bir ekosistem oluşturmaktadırlar” ifadelerini kullandı.

‘Yılanlar görüldüğünde öldürülmemeli’

Ergün, yılanların görülmesi halinde öldürülmeden yetkililerin aranması gerektiğini söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Vatandaşlarımız yılan sokmasından kaynaklı zehirlenme durumunda, paniğe ve endişeye kapılmamalıdır. Özellikle yılan tarafından sokulan vatandaş, hareket ettirilmemeli, hemen sağlık ekipleri aranmalı ve ona göre tedbirler alınmalı. Çok hareket ettirmeden gölge serin bir yerde tutulmalı. Sokulan bölge temizlendikten sonra sarılmalı çünkü çok hareket ettirdiğimiz zaman kan akışı hızlanacağı için, zehrin kalbe ve tüm vücuda dağılması daha kolay olacaktır. Panik anında zor olacaktır ama yılanın şeklini bir şekilde tarif edebilirsek ona göre de panzehiri konusunda hekim arkadaşlarımıza katkıda bulunmuş oluruz. Yılanlarla karşılaşıldığında öldürülmeden, itfaiye veya ilgili kurumlara haber verilmelidir. Bağ evlerimizde tedbir olarak da, evimizin uzak yerlerine küçük çukurlar kazarak suyla doldurabiliriz çünkü su ihtiyaçları için eve geleceğine ihtiyaçlarını buradan karşılayıp gidebilirler.”

Zehrin sakin kalınmaması durumunda kana daha çabuk karışacağını söyleyen Akgül Ergün, “Yılan zehri sakin kalamazsak kalp atışlarımız hızlanacağı için, çok çabuk kana karışmaktadır. O sırada sokulan bölge hemen su ile temizlenmelidir. Kesinlikle o bölge aşırı şekilde ovuşturulmamalıdır. Temizlendikten sonra da bölge, varsa sargı bezi ve ya temiz bir bezle sarılmalıdır. Daha sonra 8-10 cm yukarıdan bağlanmalıdır. Bunun haricinde alkol gibi türevlerle de o bölge yıkanmamalı ki alkolün kanı hızlandıran özelliği vardır. Bunlar zehrin kana karışmasını hızlandıran bir durum oluşturabilir. O yüzden temiz su ile yıkanıp bez ile sarılmalı ve üst kısmı bağlandıktan sonra, en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir” dedi.