Tokat’ta adını paha biçilemeyen turkuaz renkli çinilerden alan Gök Medrese’nin restorasyonu başladı.

Tokat merkezinde uzun yıllar müze olarak kullanılan Gök Medrese, müzenin taşınmasının ardından 8 yıldır kapalı olarak bulunuyordu. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından ihale edilen Gök Medresede restorasyon çalışmaları başlatıldı. Restorasyon çalışmalarını AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt, AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu ile birlikte yerince inceledi. Vakıflar Tokat Bölge Müdürü Yılmaz Kılınç, çalışmalarla ilgili heyete bilgi verdi.

Tokat Milletvekili ve aynı zamanda eski Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Tokat’taki vakıf eserlerinin sayısının İstanbul’dan sonra en zengin il olduğunu kaydetti. Gök Medrese’de 3 medeniyetin izlerinin bulunduğunu belirten Beyazıt, “Gök Medrese’nin önemli bir şaheserdir. Burası darüşşifa şifa olarak yapılmasına rağmen Gök Medrese denilmesinin nedeni iç avluya bakan yöndeki duvarlarında turkuaz renkli çinilerinin olduğu Türkiye’deki ender yerlerden birisidir. Turkuaz bir Türk rengidir, bir Türk dokunuşudur. Selçuklular döneminde dahi Selçuklunun bu güzel eserinin içinde turkuaz renkli çinilerinin olduğunu göreceksiniz. Bunlarında restorasyonu yapılarak tarihe kazandırılacak" dedi.

Tarihi mekandaki çinilere paha biçilemiyor

Restorasyon çapılmaları ile ilgili bilgi veren Beyazıt, “Buranın ihalesi yapılarak çalışmalar başlatıldı. İnşallah 2023’den daha erken bir tarihte restorasyon ve onarımının aslına uygun bir şekilde yapılmasının sözünü kendisinden alacağız. Biran önce bu güzel eserin bizim medeniyetimize şehrimize dünya insanlığına kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız" diye konuştu. Beyazıt, tarihi mekândaki çinilerin çok değerli olduğunu sözlerine ekledi.

Gök Medrese’nin tarihi

Tokat Gaziosmanpaşa Bulvarı’nda Taşhan yakınında uzun yıllar müze olarak kullanılmış olan bu tarihi anıt Selçuklu eserlerinden biridir. Kitabesi konulmayan yapı, 13. yüzyılda (1277) Müineddin Pervane Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Anadolu Selçuklu mimari ve sanatının en belirgin özelliklerini taşımaktadır. Osmanlılar zamanında XVIII. yüzyıla kadar medrese, bimarhane ve bir odası türbe olarak kullanılan yapı, daha sonraları şifahane ve göçmen barınağı olarak kullanılmıştır. Halk arasında “Gökmedrese”, “Pervane Medresesi”, “Kırk Kızlar Medresesi”, “Darüşşifa”, “Bimarhane Tekkesi” olarak da adlandırılmıştır.