Mersin Barosu avukatlarından Hibe Gökalp, yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası uygulanabileceğini belirterek, vatandaşları uyardı.

Av. Hibe Gökalp, yaptığı açıklamada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 98. maddesinin birinci fıkrasına göre; yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla veya başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen veya durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişinin bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılmasının söz konusu olacağını söyledi. Av. Gökalp, “Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” dedi.

Önceki günlerde Kocaeli’de doğum yapmak üzere olan kadını aracından indirerek yolda doğum yapmasına göz yuman taksicinin eylemi ilgili bilgiler veren Gökalp, bu ve benzeri suçlarda suçu işleyen kişinin yeni düzenlenen kanun yasalarına göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceğini belirtti. Gökalp, “Yasal düzenlemede ifade edilen ‘Kendini idare edemeyecek durumda olma’ hali ile kastedilen, mağdurun, bir başkasının yardımı olmadığı takdirde, hayatına, sağlığına veya vücut bütünlüğüne yönelik ağır bir tehlikeye muhatap olacağı hallerdir. Failin, mağdurun yardıma muhtaç hale gelmesine kasta veya taksire dayalı hareketiyle neden olması halinde, failden yardım veya bildirimde bulunması beklenmemelidir. Bu yüzden, fail sadece işlediği suçtan sorumlu tutulacaktır” diye konuştu.

Gökalp, yasal düzenlemede ifade edilen “Kendini idare edemeyecek durumda olma” hali ile kastedilenin, mağdurun, bir başkasının yardımı olmadığı takdirde hayatına, sağlığına veya vücut bütünlüğüne yönelik ağır bir tehlikeye muhatap olacağı haller olduğuna işaret etti. Av. Gökalp, “Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunda, korunmak istenen hukuki değer, kişilerin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunmasıdır. Yasa koyucu, yasal düzenlemede bu suça yer vererek, toplumda birlikte yaşayan bireylerin, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla veya başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kişiye ‘ahlaki ve sosyal bir ödev’ olan yardım ve bildirim yükümlülüklerini yerine getirmelerini ve toplumsal dayanışmanın bu suretle yaşatılmasını amaçlamıştır” ifadelerini kullandı.