Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Marjanne de Kwaasteniet, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i ziyaret etti. Mersin’in ekonomik ve sosyal yapısı ve kentin güncel gündemi gibi konuların konuşulduğu ziyarette Başkan Seçer, "Mersin’in tarım konusundaki önemli potansiyelini düşündüğüm zaman Hollanda ile çok önemli iş birliklerinin olabileceğini düşünüyorum" dedi.

Büyükelçi Marjanne de Kwaasteniet ve beraberindeki heyeti makamında ağırlayan Seçer, heyete Mersin ile ilgili bilgi verdi. Hollanda ile Türkiye arasında çok önemli ve çok yönlü ilişkiler olduğunu belirten Seçer, Hollanda’nın önemli bir ticaret ve tarım ülkesi olduğunu söyledi. Hollanda ve Türkiye’nin Avrupa kıtasında birbirinden kopması mümkün olmayan iki önemli ülke olduğunu dile getiren Seçer, "Çok önemli ekonomik özelliklere sahip olduğunu biliyorum. Özellikle Mersin’in tarım konusundaki önemli potansiyelini düşündüğüm zaman Hollanda ile çok önemli iş birliklerinin olabileceğini düşünüyorum. Yine Hollanda’nın lokasyonu, Mersin’in lokasyonu; dünya ticaretine konu olmasını da aslında Mersin özelinde Hollanda ile iş birliğimizi zorunlu kılan nedenler olarak görüyorum. Mersin önemli bir kent. Burada yaşayan Suriyeli sığınmacılarla beraber 2.3 milyon civarında bir nüfusa sahip. Toprak lokasyonu, kadim kültürü, tarihi ve bütün özellikleri bünyesinde taşıyan bir kent. Bu bölge dünya tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri. Çok önemli etnik yapılara, inanç gruplarına, semavi dinlere, medeniyetlere, imparatorluklara ev sahipliği yapmış topraklar üzerinde bulunuyoruz. Bu zenginliğin bizi önemli ve farklı kıldığını düşünüyorum. Biz bu potansiyellerin tüm dünyada tanınması için de gayret sarf ediyoruz. Umut ediyorum, bu ziyaretiniz ilişkilerimizin gelişmesi açısından son derece faydalı olacak" ifadelerini kullandı.

"Dünyadaki birçok temel tüketim ürünlerinin anavatanı burası"

Türkiye ve Mersin’in tarım potansiyeline de değinen Seçer, "Burası muazzam bir coğrafya. Burası kadim Anadolu toprakları. Burada 4 bine yakın endemik bitki var. Ziraatçılar bunu gayet iyi bilir. Dünyanın hiçbir tarafında olmayan ama burada olan bitkiler. Burası Bereketli Hilal’in hemen kıyısı. Başta buğday olmak üzere dünyadaki birçok temel tüketim ürünlerinin anavatanı burası. Şu anda bizim gayri safi milli hasıla içerisinde tarımın payı maksimum yüzde 6 civarında. Bu çok düşük bir rakam. Bizim bu potansiyeli açığa çıkaracak aslında çok büyük imkanlarımız var. Gelelim Mersin ölçeğine. Bizim kentimiz 320 kilometre sahili olan bir kent. Kuzey’i Toros Dağları’na, güneyi Akdeniz’e bakar. Batıya doğru gittikçe çok özel ürünler yetişir. Akdeniz’den kaynaklı mikroklima iklim muazzam imkanlar sunar. Belki de dünyanın en kaliteli muzu, Anamur muzu bu bölgede yetişir. Çilekten üzüme, elmadan şeftaliye her türlü meyve üretimi yapılabilir. Bu açık ya da örtü altı üretim fark etmiyor. Bu bölgenin su sorunu yok. Toros Dağları muazzam bir su kaynağı görevi görür" şeklinde konuştu.

Pandemi sürecinde işsizlik başta olmak üzere sosyal politikalarda atılan adımlar ve yapılan hizmetler hakkında bilgiler veren Seçer, "Biz bu dönemde belediyemizin birçok imkanını bu yöne kanalize ettik. Önemli yatırımlarla ilgili bekleme kararı aldık. Sosyal politikalar konusunda pandeminin getirdiği komplikasyonlara maruz kalan vatandaşlarımıza yardım konusunda çalışmalar yaptık. Pandemi ile mücadelede; özellikle toplu yaşam alanlarındaki dezenfeksiyon işlemlerine kadar birçok konuda biz kurum olarak görevimizi yerine getirdik. Tabi ki diğer kurumlar ile vatandaşlarımızın da desteği ile bu süreci aşmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

"Karışıklık direkt bize yansıdı"

Suriye’de yaşanan sorunlardan kaynaklı Akdeniz bölgesindeki kentlerin yoğun göç aldığını da vurgulayan Seçer, şunları söyledi: "Bu bölge çok yoğun sorunlar yaşayan bir bölge. Sadece kendi sorunlarımızla uğraşırken bir de komşu coğrafyadaki gelişmelere maruz kalıyoruz, etkileniyoruz. Örneğin Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana ve Mersin; özellikle Suriye’deki karışıklık direkt bize yansıdı. Bizde 400 bin misafir olduğunu düşünüyoruz. Kayıt altına alınanlar 230 binleri buldu. Bunun için de bir Uyum Merkezi kurduk. Uluslararası Göç Örgütü ile çok iyi ilişkiler kurduk. Bir birim oluşturduk. Çok önemli projeler yapıyoruz; özellikle kadınlarla ilgili. Eşim de destek veriyor, aktif olarak çalışıyor. Onların istihdamına, ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ve topluma entegrasyonları ile ilgili. Çünkü bizim için çok önemli bir ekonomik, sosyal ve siyasal sorun haline dönüşüyor. Özellikle alt yapı ve üst yapı konusunda belediyemizin gelirleri yerli nüfusa göre ayarlanmış. Bir de buna şehrin yüzde 20 oranında bir ilave nüfus gelince bu bir sorun dağı olarak karşınıza çıkıyor. Bu konuda Avrupa Birliği’nden destek alıyoruz. FRIT II kapsamında önemli projeler yapıyoruz. Toplam 39 milyon Euro’luk bir çalışma içerisindeyiz. 17 milyon Euro’su kesinleşti. Bunu içmesuyu şebekesi, kanalizasyon, atıksu arıtma çalışmaları ile ilgili hibe kredileri aldık. Ama yeterli değil. Daha projelerimiz var onun üzerinde çalışıyoruz."

Büyükelçi Marjanne de Kwaasteniet ise "İstanbul, Ankara, Mersin gibi büyükşehirlerde CHP’li Belediye Başkanları pandemide oldukça aktif. Fakirlikle mücadele gayet başarılılar" dedi. Mersin Limanı’nın genişletilmesiyle ilgili de konuşan Kwaasteniet, "Neler olacağını izleyip göreceğiz. Endişelerinizi anlıyorum. Kent görünüşü mutlaka engelleyecek. Bunu anlayabiliyorum. Sanki liman, şehrin içine ait oluyormuş gibi bir hal alacak. Neler olacak göreceğiz”  ifadelerini kullandı.