Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, son zamanlarda Mersin’e söz verilen, yeri Mersin olarak planlanan ve belgelere geçen yatırımların bir takım kulislerle, lobilerle başka yerlere kaydırılmasına izin vermeyeceklerini belirterek, “Mersin yatırımlarının elimizden alınmasına sessiz kalmayız, izin vermeyiz. Devletin sözü esastır. Hiçbir il, grup, lobi Mersin’de karar verilmiş yatırımların yerinin değiştirilmesi için boşuna çalışmasın. Mersin, yatırımlarının takipçisidir” dedi.

MTSO Başkanı Kızıltan, bir açıklama yaparak, pandemi sürecinde iş dünyasının yaşadığı sıkıntıları, beklentilerini ve Mersin ekonomisini değerlendirdi. Mersin iş dünyası olarak, dünyanın da Türkiye’nin de hazırlıklı olmadığı korona virüs salgınına rağmen 2020 yılında olarak üretmeye, çalışmaya, ihracat yapmaya, yeni pazarlar bulmaya ve istihdam sağlamaya devam ettiklerini vurgulayan Kızıltan, “Büyük fedakarlıklar gösterdik, zarara uğradık ama pes etmedik. Bazı sektörlerimizde büyük kayıplar verdik ki özellikle hizmet sektörleri, yeme içme mekanları, turizm tesisleri bunların başında gelmektedir” ifadelerini kullandı.

“Lokanta, kafeterya ve pastaneler destekten çok çalışmak istiyor”

MTSO 24 No’lu Lokanta Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Meclis Üyeleriyle sektöre ilişkin yaptıkları değerlendirmeyle ilgili bilgi veren Kızıltan, “Gerek meslek komitesi üyelerimiz gerekse meclis üyelerimizle yaptığımız toplantıda şu sonuca vardık; özellikle lokanta, kafe, pastane gibi işletmelerimiz artık üretmek, çalışmak istiyor. Desteklerin büyük kısmından etkin yararlanamayan bu grup işletmelerimiz; ‘ancak üreterek ve satış yaparak bu krizden çıkabiliriz’ diyor. Elbette pandemi sorunu var ama kurallara azami uyarak, tüm tedbirleri ve şartları yerine getirerek ve aynı birçok sektörde olduğu gibi HES kodu ve benzer sorgulama sistemleri ile neden bu sektöre de çalışma izni verilmesin? MTSO 24. Meslek Komitesi bir araya gelip aralarında HES kodu zorunluluğunun da bulunduğu 32 maddelik sıkı önlemler içeren bir taahhütname hazırladı. Bunlar çözüm olarak görülmelidir, çünkü artık bu işletmelerin geçici desteklerle ayakta kalması mümkün değil. Banka kredileri hem çok yüksek faizle çalışıyor hem de bu yapılarıyla bu işletmelerin krediye ulaşma imkanı yok gibi zaten. SSK ve vergi yüklerini saymıyoruz bile” dedi.

“Turizm pandemide en büyük kayıpları yaşayan sektör oldu”

Turizmin ise pandemi sürecinde en büyük darbeyi alan, en büyük kayıpları yaşayan sektör olduğuna dikkat çeken Kızıltan, şunları kaydetti:

“Elbette önümüzdeki süreçte bu pandemi azalarak da olsa bitecek. Turizm sektörünün de bu hazırlıkları şimdiden yapması gerekiyor ama bu zaman diliminde ayakta kalmalarını sağlayacak azami tedbir alınmak zorundadır. Turizmin ülkenin en büyük sektörlerinin başında olduğu düşünülürse bu desteklerin önemi daha da anlaşılacaktır.”

“Mersin sanayisi pandemiyi mazeret yapmadı, üretime devam etti”

Üretime dayalı alanların ise küçük, orta veya büyük firma demeden büyük fedakarlıklarla bu yılı tamamladığını vurgulayan Kızlıtna, “Ama özellikle KOBİ’lerimiz üretmek, istihdam oluşturmak adına tüm birikimlerini, hatta yedek akçelerini tüketti. 2021’in sorunlar tamamen bitmese de daha iyi olacağına inanıyorum. Bunu Mersin olarak projelerimizde, yatırımlarımızda ve kentin bir çok dinamiğinin ortak vizyon ve samimi iş birliğinde görebiliyoruz ve daha da umutlanıyoruz” diye konuştu.

“MTSO ve MTOSB iş birliği Mersin’e örnek olmalıdır”

Bu önemli iş birliklerinden birinin de Model Fabrika projesi olduğunu belirten Kızıltan, “Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ortak vizyonunda kentimize kazandırılan Model Fabrika belki de kentin en önemli ve en kapsamlı iş birliklerinden birisidir. Ben bu iki değerli kurumun samimi iş birliğinin kentimize örnek olacağına, sonuçları ve başarıları görüldükçe benzer iş birliklerinin daha da artacağına yürekten inanıyorum. MTOSB arazisi içinde kurulmuş ve açılışını da gerçekleştirdiğimiz bu merkez, Mersin sanayisini yüksek teknolojili üretimde bir üst lige çıkartacak bir yer olacaktır. Model Fabrika içinde aynı zamanda bir Ar-Ge ve Yenilikçilik Merkezi de bulunacak. Tamamen Mersin sanayicisinin, KOBİ’lerin, hatta akademisyen ve öğrencilerin buluşma noktası olacak bir yerden bahsediyoruz. ‘Benim aklımda bir fikir var’ diyenler, genç mühendisler, ar-ge kapasitesi veya sermayesi, teknik alt yapısı olmayan KOBİ’ler veya girişimciler buraya gelecek ve profesyonellerin, danışmanların yardımıyla tasarım ve düşüncelerinin prototiplerini hayata geçirecekler. Yenilikçilik Merkezine gidip orada bilgisayar ortamında tasarım yapıp ardından onun 3 boyutlu yazıcılarda prototipini çıkartabilecekler. Ardından onu alıp tüm özellikleri taşıyor mu, kullanışlı mı, ne tür değişiklik yapılması gerektiğini saptayıp yeniden bilgisayar ortamında düzeltmeleri yapıp tekrar 3 boyutlu prototipini çıkartabilecekler. Üstelik bunları belki de bir saatte tamamlayabilecekler. Eskiden ürünler çizilirdi, kalıplar çıkarılırdı tutkalla birbirine yapıştırılırdı, prototip dökümü hazırlanırdı makine çalıştırılırdı. Olmadı mı, baştan başlanırdı. Bu çağ artık kapandı. Türkiye sanayisi artık bu ikinci ligde olamaz. KOBİ’lerimiz böyle rekabet edemez. Peki, sonrasında ne olacak? Sonuç elbette Endüstri 4.0’a geçişin adımları olacak. 24 saat çalışan karanlık fabrikaları göreceğiz. Asıl amaçlardan birisi de tüm Mersin’e, tüm bölgeye hizmet etmek. Tüm üretim merkezlerinin endüstri 4.0’ı yakalaması için çabalayacağız” ifadelerini kullandı.

Bu modelin işsizlik yerine yeni teknolojiler, yeni üretim sitemleri yeni meslekler, yeni beceriler gerektireceğinin altını çizen Kızıltan, meslek liseleri ve yüksek okulların buna şimdiden hazır olması gerektiğini kaydetti. Mavi yakalı emekçilerin yok olmayacaklarını, onlara ihtiyacın bitmeyeceğini belirten Kızıltan, “Sadece mavi yakalı tanımı değişecek. Artık mavi yakalılar robotik teknolojileri kullanan kişiler olacak. Kısaca yeni becerilere sahip insan kaynağına ihtiyacımız olacak. Bu becerilere sahip insan kaynağını yetiştirirsek ben bu tip yeni teknolojilerin işsizliğe neden olacağına inanmıyorum” değerlendirmesinin yaptı.

“Mersin’in yatırımlarının başka yerlere gitmesine izin vermeyeceğiz”

“Son zamanlarda Mersin’e söz verilen, yeri Mersin olarak planlanan ve belgelere geçen yatırımların bir takım kulislerle, lobilerle başka yerlere kaydırılmasına izin vermeyeceğiz” diyen Kızıltan, şöyle devam etti:

“Bu hem ülke adına bir israftır hem de etik olarak yanlış bir tutumdur. Bu yatırımlar büyük fizibilite çalışmalarıyla, bilimsel etütlerle ve ekonomik karlılık hesaplamalarıyla karar verilmiş yatırımlardır. Öyle basit kent lobileri ile yatırımların başka yerlere kaydırılma çabaları ülkemize verilen bir zarardır. Bunu söylemekteki amacım, son zamanlarda Mersin Konteyner Limanı Projesinin başka bir ile gideceğine yönelik söylentilerdir. Mersin, lojistik anlamda bu limanın yapılacağı en etkin, en karlı tek yerdir. Etkin ve karlı liman yapmak için sadece deniz kenarında olmak yetmez. Kentin lojistik kültürü, birikimi, bütüncül alt yapısı, lojistik şirketlerinin sayısı, ulaşım filosu hepsi düşünülmelidir. Mersin bu anlamda sadece Akdeniz’de değil, dünyada marka bir kenttir. Bu markayı oluşturmak kolay değil. 150 yılın sonucu ve emeğidir bu. Biz Mersin iş dünyası olarak yatırımların kulislerle, kent lobileriyle değil, akılla, bilimsel verilerle ve optimum karlılık ve verim gözetilerek yapılması taraftarıyız. Mersin bu kriterlere uymayan, hak etmediği, zorlama hiç bir yatırımın taraftarı ve talepçisi olamayacaktır. Ama bu kriterlere uyan Mersin yatırımlarının da elimizden alınmasına sessiz kalmayız, izin vermeyiz. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay, Lütfi Elvan bakanımızın sorusu üzerine tüm Türkiye Cumhuriyeti önünde söz verdi; ‘Konteyner Limanı yeri Mersin’dir’ dedi. Devletin sözü esastır. Hiçbir il, grup, lobi Mersin’de karar verilmiş yatırımların yerinin değiştirilmesi için boşuna çalışmasın. Mersin, yatırımlarının takipçisidir. Bu noktada Mersin vekillerimizin, başta Lütfi Elvan olmak üzere valimizin, kentin tüm kamu yöneticilerinin ve temsilcilerinin de Mersin yatırımlarının yakından takipçisi olmaları bizim için ayrıca sevindirici ve umut vericidir. Mersin için emek veren, bir çivi çakan herkese teşekkürler. Ama unutulmasın Mersin kendisine verileni misliyle ülkesine geri veren bir kenttir.”