Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu ortak yayında soruları yanıtlamaya devam ediyor. Gazeteci İsmail Küçükkaya, adaylara Suriyeli mültecilerle ilgili yapılacak çalışmaları sordu.

31 Mart’ta gerçekleştirilen İstanbul seçiminin yenilenme kararının ardından 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimi öncesi Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu katıldıkları ortak yayında soruları yanıtlamaya devam ediyor. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen ve 21.00’de başlayan “İstanbul 2019 Seçim Özel” isimli ortak yayında İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde adaylar seçim öncesi merak edilenler hakkında açıklamalar yapıyor.

“Benim partimden olabilir, plaja girmemesi yanlış, İnsanlık dışı uygulamalar yanlış”

İsmail Küçükkaya’nın Suriyelilerle ilgili yapılacak çalışmaların sorulması üzerine Ekrem İmamoğlu, “Biz mevcut mülteci insanları, özellikle çocukları, kadınları, bir envanter çıkaracağız. Biz çocuğu ve kadını koruyacağız. Belediyede özel bir masa kuracağız. Biz benim partimden olabilir, plaja girmemesi yanlış kardeşim. İnsanlık dışı uygulamalar yanlış. En insanı duygularımızla bizim kapsayıcı duygularımızla hareket edeceğiz. Ülkemiz adına ulusal politika geliştirmek için aktif olacağız. Bu süreci nasıl destekleyebiliriz, engellemek için neler yapabiliriz. Biz uluslararası alanda 16 milyonluk kenti yönetiyoruz, bu ülkenin sesi olarak güneyimizde yaşanan olayda petrolü düşünerek oradaki varış sürecine demokrasi sürecine katkı sunmayarak bizi mülteciyle karşı karşıya bırakamazsınız. İstanbul’un sokakları tehlike altında. Doğuda güneydoğuda insanlarımız ekmeğinin elinden aldığını söylüyor” dedi.

“Kanunsuz işlere karışırlarsa normal seyirde gitmesini beklemeden tutar kolundan göndeririz”

Binali Yıldırım ise, “Ekrem Bey çok şey anlattı da ne yapacağını söylemeyi unuttu. Göçmen konusu özellikle Suriyeliler iç savaş başlayınca bu insanlar ölümden kaçtılar. Bize sığındılar, biz inancımız gereği misafir ettik. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Böyle bir kimlikleri var, nerede olurlarsa olsun. Bunların hepsinin kaydı var. Eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri veriliyor. Bunlar en temel insanlık hizmetleri, şu görüşe katılıyorum. Bu uluslararası camia gerekli desteği vermedi. Türkiye’yi ne kadar güzel yaptığını her platformda söylediler ellerini taşın altına koymadılar. Bunlar geçici gidecekler. Afrin harekatını yaptık. Başbakanken, oraya bir kısmını gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Fırat’ın doğusundaki o bölgeyi temizleyip diğerlerini de göndereceğiz. Ama bu süre içerisinde İstanbul’da yaşayan Fatih Zeytinburnu, Esenyurt, Beyoğlu, gibi bölgelerdeki sayı fazla, burada bir asayiş sorunu, İstanbulluların huzurunu, rahatını kaçıran, olaylara karışırlarsa, kanunsuz işler yaparlarsa, bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasınlar tutar göndeririz. Belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil, bu iş merkezi hükümetle yapılacak. Göç idaresi içişleri bakanlığıyla yapılacak. Bu koordinasyonla yapılacak. İBB’de mültecilerle ilgilenen birim var, bu birim daha da güçlendirilebilir” diye konuştu.

“Önemli olan vaat vermek değil, vaadi yerine getirmektir”

İsmail Küçükkaya’nın “Kadının güçlendirilmesiyle ve iş hayatına katılmasıyla ilgili ne yapacaksınız?” sorusuna Binali Yıldırım, “Kadını iş hayatına katılmasıyla ilgili son 16 yıla bakarsanız çok ciddi bir artış var, siyasette de artış var ama istediğimiz düzeyde değil. Üniversitedeki kız öğrencilerin sayısı erkeklerden fazla, kadın öğretmenlerin sayısı erkek sayısından daha fazla. Asıl bizim yoğunlaşmamız gereken kısım ev kadınlarımız. Ev kadınlarımızın iki türlü sorunları var, hem çocuklara hem işlere bakıyorlar. Onların da sosyalleşmeye ihtiyacı var. Üretimlerini belediye olarak değerlendireceğiz ve her aileye bin liraya kadar katkı sağlayacağız. İstanbul’un 961 mahallesi var, bunun 300 kreş yok. Bu 300 mahallede 955 tane kreş yapacağız. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak, dışarı çıkacak ve oradan alacaklar. Ekrem beyde de bunlar olabilir. Ben şunu söylemek istiyorum. Bir çok vaatler belediyelerin sosyal vaatleri diyorum. Yaptığı şeyler var, yeni şeyler var. Mesela Ekrem Bey Beylikdüzü’nde kreş vaadi vermiş, 11 tane vermiş sadece 1 tane yapabilmiş, keşke hepsini de yapmış olsaydı ne güzel olurdu. Önemli olan vaat vermek değil, vaadi yerine getirmektir. Siyasetçinin kalitesi oradan ortaya çıkar, ben verdiğim hiçbir şeyi karşılıksız bırakmadım” dedi.

“Biz 150 kreş hızlıca açacağız”

Aynı soruya Ekrem İmamoğlu ise, “Siyaset kalitemizi konusunda incitici oluyor. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı bizim nasıl bir 5 yılda neler yaptığımızı ortaya koymuştur. Bugün vaat verme pozisyonu bize aittir. Ama sayın Yıldırım’a ait değildir. Sayın Yıldırım’a şunu söylemeye çalıştım. Siz 25 yıla yakındır, 15 yılda AK Partili belediye başkanlığı olması anlamında yönetimdesiniz zaten o anlamda vaat bize yakışır. Kadınla ilgili yapılanlar yeterince yapmadıysanız, bunları söylemeniz önemli. Bizim vaatlerimiz açıklıyor olması bizi mutlu ediyor. 2019 31 Mart seçimlerinde ve şimdi gelinecek kısımla yerine oturmuştur. Biz insana kadına, çocuklara oturttuk bu seçimi. Biz 150 kreş hızlıca açacağız. Sadece kreş meselesi değil bu. Kadınların söz hakkı olması meselesi, kadın emek ofisleri, kadınların satın almak garantisiyle kadınların hayat içerisinde olmasını sağlamak. Anneler 0-4 yaş arası çocuklarla anneler İstanbul’u dolaşmasını sağlayacağız. Anneler bütün sosyal tesislerden indirim alacak, kadın sağlığı tarama merkezi, kadın sığınma evi, şiddet kriz evi açacağız. İstanbul 73’üncü sırada TÜİK verilerine göre her kadın şiddet görüyor. Çocuğuyla kadını ihmal üzerinden destekleyeceğiz. Sosyolog istihdamı sağlayacağız. Çocuk istismarı ve kadınla ilgilensin diye. Bütün bu söylediklerim ev kadınlara olağanüstü hizmet ortamı sağlayacağız” diye konuştu.

“İstanbul’un yönü yok, İstanbul’un yönünü çizeceğiz”

İsmail Küçükkaya’nın “Betonlaşma, deprem alanları kalmamış?" sorusuna Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’un gittiği yerle ilgili bir tanım yok. İstanbul nüfus planlamasını, böyle bir yönü yok. İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. Bir yıl içerisinde mevcut durumu belirleyip bir yıl içinde 2030 ve 2050 hedeflerini açıklayacağız. Dünya çapında bir takım dönüm noktalarıdır. İstanbul’un nüfusu bu, kırsal kent planlaması şu, 150 mahallesi tarıma yönlendirecek gibi hususlarda İstanbul’a planlama getireceğiz. Az önceyle konuyla ilgili yeşil alan bakımından İstanbul Türkiye dünyanın en sıkıntılı metropollerinden birisidir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Kuzey kuşağı açıkladık, kuzey ormanlarına verilen tahribattan sonra bizim çalışmayla 30 milyon metrekare alanı şehre katmayı paylaştık. İstanbul’da kentsel dönüşüm önemli bir konu. Bu şehre ben demedim, yönetenler, 25 yıldır yönetenler ihanet ettik cümlesini kuranlar söyledi. Sahile kurulan yüksek binalar, bu şehrin bir çok ilçesinde yapılan yeşil alanların yok edilerek, imara açılarak bu kent yeşil alan yoksulu haline geldi. Bu şehrin değişmez kurallarını yapacağız” dedi.

"20 tane yeşil koridor projemiz var"

Binali Yıldırım ise, “Yeşil alan bir şehir için önemli, şehrin nefes alması insanların binalardan yeşil alan olmamasından bunalıp kendini atacak bir yer bulması lazım. Bizim de 20 tane yeşil koridor projemizi var. Bu Silivri’den başlıyor Pendik’e kadar gidiyor. Bunlar İstanbul’un dereleri bunlar. Önceden buralar dereydi, daha sonra yapılaşmadan dolayı, adı kaldı kendisi yok. Bütün bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafından yürüyüş alanları, bisiklet alanları, piknik alanları olacak. Bununla yatayda millet bahçelerine geçiş olacak, ondan sonra her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı olacak, sonra semt parkları, sonra millet bahçeleri, bu koridorlarla entegre olacak, kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız. Kuzeyden Marmaray’a inişi sağlamış olacağız. Buraları depremde geçici barınma alanları olarak kullanacaklar. Bu çok heyecan verici bir proje ve yapılabilir projedir. Dikey yapılaşma kötü bir şey, şehirde sosyalleşmeyi ortadan kaldırıyor, aynı zamanda da şehrin güzelliğini ortadan kaldırıyor. Ben gelmeden baktım İstanbul’un dikey yapılaşmasında ilçeler bazında inceleme yaptım. 22 ilçede yoğunlaşmış, 18’i CHP belediyesi. 4 tanesinde AK Parti’li belediye başkanları var” diye konuştu.