Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Fatih Temoçin, Korona virüsü hakkında sosyal medyada yayılan bilgi kirliliği hakkında, “Sosyal medyada her gördüğünüze inanmayın” dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Fatih Temoçin, Korona virüsü enfeksiyonu ile ilgili bilgilendirme yaptı. Sosyal medyada yayılan bilgi kirliliğinden yakınan Temoçin, “Maalesef böyle durumlarda panik hastalıktan önce geliyor” diye konuştu.

Sosyal medyada Korona virüsünün belirtileri arasında burun akıntısı olmadığına ilişkin yazılar yer aldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Fatih Temoçin, “Tüm nezle ve soğuk algınlıklarında olduğu gibi Korona viral enfeksiyonlarda da burun akıntısı görülebilir. Diğer etkenlere göre bir miktar az görüldüğüne dair yazılar ve yayınlar bilimsel literatürde mevcut. Ama eğer burun akıntısı yoksa Korona virüsünüz, varsa değilsiniz gibi kesin bir ayrım yapmak mümkün değil. Hastanın sadece klinik bulgularını değerlendirerek tanı koymak hastanın Korona virüs hastası olup olmadığını söylemek şu an çok mümkün değil” şeklinde konuştu.

Antibiyotik kullanımı bu virüs için faydalı olmaz

Antibiyotik kullanımının bu virüs için faydalı olmayacağını belirten Fatih Temoçin, “Antibiyotik kullanımı ülkemizde ve tüm dünyada maalesef çok uygunsuz şekilde artmaya devam ediyor. Viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımının hiçbir etkinliği yok buna Korona virüs enfeksiyonları, Covid-19 da dahil. İnfluenza virüs enfeksiyonları da dahil” ifadelerini kullandı.

Çin’den gelen kargolardan korkmak için bir sebep yok

Çin’den gelen kargolardan korkmak için bir sebep olmadığına değinen Temoçin, “Bazı virüsler zarflı virüslerdir ve zarflı virüslerde kuruluğa çok dayanıklı virüsler değildir. Çevre şartlarına çok dayanıklı virüsler değildir. Covid-19 virüsü de zarflı bir virüstür. Korona virüsler zarflı virüslerdir. Kuruluğa çok dayanıklı virüsler değildir. O nedenle bu kargolarda böyle bir bulaşma riski ortada yok. Çok rahat şekilde alışveriş yapılıp o kargolar kullanılabilir. Kıyafetlerde de çok uzun süre canlılığını sürdüremez. Kuru inorganik ortamlarda 3-4 saat canlılığını koruyabilir. Bazı yazılarda 8 saate kadar diyor ama çok net veriler yok bununla ilgili. Kıyafetleri güneş ışığının altında ya da başka bir yerde bekletmek o süreden dolayı virüsün inaktive olmasını sağlayacaktır” bilgilerini verdi.

"Bunu yerseniz korona virüsü olmasınız demek çok bilimsek bir yaklaşım değil”

Hastalıkla ilgili yapılan haberlerde faydalı olduğu yönünde ortaya atılan besinlerden de bahseden Dr. Temoçin, “Dengeli beslenmek düzenli beslenmek tüm enfeksiyonlara karşı vücut direncini artırır ve mutlaka bir pozitif katkısı bulunur. Ama mutlaka sarımsak yiyin, mutlaka ballı karışımlar yiyin ve tüketin gibi bir şey demek çok zor. Bol sıvı tüketmek, bol meyve yemek vücut direncini artıran beslenme alışkanlıklarına sahip olmak viral enfeksiyonları önlemede uygundur. Bunu sadece Covid-19 için değil belki tüm solunum yolu enfeksiyonları için mümkündür. Ancak korona virüsü tedavisinde bu etkilidir. Bunu yerseniz korona virüsü olmasınız demek çok bilimsek bir yaklaşım değil” şeklinde konuştu.

Panik hastalıktan önce geliyor

Paniğin hastalıktan önce geldiğine değinen Fatih Temoçin açıklamasını şöyle tamamladı:

“Maalesef böyle durumlarda panik hastalıktan önce geliyor. Bu panik ve korku havasının neden olduğu kargaşa hastalığı yönetmekte sağlık çalışanlarının işini zorlaştırıyor. Sosyal medya da bu panik havasını körüklüyor. Birçok insan sosyal medya üzerinden hastalıkla ilgili bilgiler takip ediyor. Orada yayınlanan bilgilerin doğruluğu da aslında şüpheli. Sosyal medyada gördüğünüze inanmayın. Bu genel geçer bir kural. Bu hastalık için de geçerli. Bu konuda Sağlık Bakanlığı tarafından yayılan Covıd-19 rehberi adlı bilim kurulu çalışmasına güvenebilirsiniz.”