SAMSUN (İHA) – Korona virüsü genç yaşlı ayırt etmiyor. Virüse yakalanan genç hastalarda da ciddi damar hasarları görülebiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, korona virüsü sonrası genç hastalarda dahi kalp damar tıkanmaları, kalp krizleri, şeker hastalığı gibi hastalıkların görülmeye başladığını söyledi.

Korona virüsünü atlatmış olmakla mücadelenin henüz bitmiş olmadığını, hastalık sonrası aylara da çok dikkat edilmesi gerektiğini dile getiren Medicana International Samsun Hastanesi’nde görev yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, “Kovid-19 dediğimiz hastalık ciddi anlamda damar duvarının iç duvarında endotel dediğimiz bir tabaka var bunda önemli bir hasar yapıyor. Bu hasara bağlı olarak vücutta pıhtılaşmalar hangi organda hasar fazlaysa o organdaki hasarlara hastalıklara sebep olabiliyor. En fazla akciğerde görüyoruz ama beyin hastalıkları, beyin damar tıkanmaları, kalp damarındaki tıkanmalar olabiliyor. Kardiyoloji bölümümüz korona virüsünden sonra genç hastalarda dahi kalp damar tıkanmaları, kalp krizleri görmeye başladı. Biz yine akciğer embolileri (akciğer damar tıkanması) çok sık görmeye başladık. Gençlerde bacak damarı tıkanan var veya bazen pankreası bozulan şeker hastası değilken şeker hastalığı olanlar var. Korona virüsü hastalığı çok ciddi bir damar hasarı yapıyor. O yüzden hastalığı atlattık bitti, akciğer tutulumumuz olmadı artık her şey bitti demeyelim kan sulandırıcılarımızı, kandaki pıhtı değerlerimizi ölçtürmeye devam edelim. Profesyonel bir hekimimizle irtibat halinde olarak bu önümüzdeki 3-5 ayı daha detaylandırarak devam etmemiz gerekmekte” dedi.

Hastalığı geçirdim aşı olmama gerek yok gibi bir düşüncenin de yanlış olduğunu vurgulayan, antikor testleri ile de isteyenlerin korunma durumlarını öğrenebileceğini dile getiren Uzman Dr. Özgür İnce, “Aşı sürecindeyiz şu anda çok hızlı aşılar yapılıyor biliyorsunuz. Aşı sürecimizi çok hızlı tamamlamamız bu hastalıkla mücadelede çok önemli. Toplumumuzun yüzde 70-80’ini aşıladığımız zaman hep birlikte daha rahat günler göreceğiz. Hastalığı geçirenlerde biliyorsunuz antikor dediğimiz savunma hücreleri oluşmuş oluyor. Ve ‘ben hastalığı geçirdim nasıl olsa, daha geçirmem, aşı olmamada gerek yok’ şeklinde düşünmemeliyiz. İnsanlardan ricamız şu hastalığı geçirsek de o antikorlar bizi maksimum 6 aya kadar koruyabiliyorlar. İsteyen antikor testini hastanelerimiz yapıyor. Gelip ölçtürebilirler. Ama antikorumuz olsa bile fazla antikor göz çıkarmaz mutlaka aşıları olmalıyız. Antikoru olanda olmayanda aşı hakkı geldiyse mutlaka aşısını olsun. Çünkü o antikorlardan ziyade bizi aşıların oluşturacağı antikorlar daha uzun süre ve daha kuvvetli koruyacaktır” diye konuştu.