Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Türk Nefroloji Derneği tarafından düzenlenen 38. Ulusal Nefroloji Kongresi, 900’den fazla nefroloji ve iç hastalıkları uzmanı, diyaliz hekimi ve hemşiresi ile akademisyeni bir araya getirdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) turizm merkezi Girne’de yer alan Elexus Hotel’de Türk Nefroloji Derneği, 38. Ulusal Nefroloji Kongresi ve Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Derneği tarafından 31. Ulusal Nefroloji Hemşireliği Kongresi düzenlendi. KKTC’de 13 Ekim’den bu yana devam eden ve 17 Ekim’de sona erecek kongreye, 900’den fazla nefroloji ve iç hastalıkları uzmanı, diyaliz hekimi ve hemşiresi ile akademisyen katıldı. Nefroloji, hipertansiyon, diyaliz ve transplantasyon alanında gerçekleştirilen kongrede basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Alaattin Yıldız, bu yılki Ulusal Nefroloji Kongresi’nde 3 farklı kurs, 37 panel, 11 uydu sempozyumu ve 3 konferansta toplam 174 konuşmacı ve oturum başkanının görev aldığını ifade etti.

Bilimsel programda, “Küresel Nefroloji Perspektifi”, “Tıpta Yapay Zeka Uygulamaları”, “Covid-19 Tedavisinde ve Aşılamada Güncel Gelişmeler”, “KBH Hastasında HIF-Prolil Hidroksilaz İnhibitörleri” ve “Türk Nefroloji Derneği Kayıt Sistemi” başlıkları ile nefroloji alanını ilgilendiren her konuda bilimsel yeniliklerin konuşulduğunu belirten Yıldız, kongrede nefroloji eğitimi ve pratiğine ilişkin sorunlar, diyaliz geri ödeme sistemleri, nefroloji ve diyaliz alanında akılcı ilaç kullanımı gibi konuların tartışıldığını söyledi. Türkiye’nin sağlık altyapı ve sisteminin güçlü olması nedeniyle özellikle kronik hastalıklarla Covid-19 salgını sırasında başarıyla mücadele edildiğini vurgulayan Yıldız, söz konusu kongrelerin, katılımcıların bilgi ve klinik uygulama yetilerinin artmasına önemli katkılar sağlayacağını düşündüğünü dile getirdi. Yıldız ayrıca, Türkiye’nin sağlık turizminde ve böbrek naklinde çok başarılı olduğunu kaydetti.

Türk Nefroloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nurhan Seyhani de Türkiye’de böbrek hastalarının Covid-19 verilerine değinerek, Covid-19’a yakalanan böbrek hastalarının hastalığı daha ağır geçirdiğini belirtti. Covid-19’un ciddi oranda böbrek hastalıklarına neden olduğunu da kaydeden Seyhani, Covid-19’un söz konusu hasta gruplarında çok ciddi sorunlara hatta ölüme yol açtığını söyledi. Türk Nefroloji Derneği’nin salgın süresince aktif bir şekilde bakanlık ve tüm paydaşlarla koordineli bir şekilde çalıştığına vurgu yapan Seyhani, aşılamanın, böbrek hastalarının Covid-19’dan korunmasında en etkili yöntem olduğuna dikkat çekti.

Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Elif Arı Bakır da Covid-19’a yakalanan böbrek hastalarının bağışıklık sistemlerinin yeterli olmaması nedeniyle hastalığı ağır geçirdiklerini ve hastalığın ölümcül olabildiğini belirtti. Böbrek hastalarında Covid-19 aşılarının yan etkilerinin hala araştırıldığını dile getiren Bakır, aşı takvimini tamamlayan böbrek hastalarında hastane yatışları ve ölüm oranlarında büyük azalma görüldüğünün altını çizdi. Obezitenin de böbrek hastalığı riskini arttırdığına dikkat çeken Bakır, dünya genelinde diyabet hastalarının 3’te 1’inin böbrek hastalığına yakalandığına vurgu yaptı.

Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Odabaş ise yaptığı konuşmada, “Covid-19 tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok ciddi sıkıntılara yol açtı ve etkilediği en önemli organların başında akciğerler ve böbrekler geliyor. Hastalarımızın ciddi bir kısmında böbrek yetersizliği meydana geldi. Böbrek yetersizliği çeşitliliğine baktığımızda genellikle oluşan akut böbrek hasarı, akut immunolojik iltihabı ve elektronik bozukluklar karşımıza çıktı. Aslında hastanede yatan hastalar özellikle yoğun bakımda yatan hastaların ölüm nedenlerinin en başında böbrek etkileri ve akut böbrek hastalığı meydana geliyor” dedi.

Etkin bir tedavi ile hastaların çok büyük bir kısmının hayata tutunduğunu kaydeden Odabaş, “Hastaların 3’te 1’inden daha az bir kısmı ise ciddi akut böbrek hastalığı olan hastalardı, bu hastalar maalesef kaybedildi. Özelikle şeker hastalığı, hiper tansiyon, ileri yaş, daha önceden oluşmuş bir böbrek yetersizliği varsa akut böbrek hastalığına sürecini oldukça kolaylaştıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Tabii burada yapılabilecek şeylerden biri mutlak suretle Covid-19’a yakalanmamak. Korunmak lazım, korunmanın önemi unsurlarından biri de mesafe kuralına dikkat etmek, bir başka faktör ise mutlaka maske takmak. Artık çok büyük bir şansımız var, aşı geldi. Herkesin özelikle böbrek hastalığı olanların aşı olması lazım, aşı dozlarının verilen resmi periyotlarda yaptırılması gerekiyor. Özelikle 3. doz aşıların yaptırılması lazım” diye konuştu.