Uzmanlar son zamanlarda bir televizyon dizisinde işlenen bir psikolojik hastalık olan erotomani hastalığı yani "karşılıksız aşk sendromu"nun tedavi edilmemesi halinde büyük sorunlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Son zamanlarda bir televizyon dizisinde işlenen erotomani hastalığı yani "karşılıksız aşk sendromuna" günümüzde gerçek hayatta da bir çok kişide rastlanıyor. Bir kişinin gerçekte aralarında hiç bir ilişki olmamasına rağmen kişi ısrarla kendisinden sosyal statü olarak çok yüksekte olan bir kişisinin kendisine aşık olduğuna kendini inandırıyor. Bunun ciddi bir hastalık olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Deniz Oğur Yiğit, "Eros hastalığı veya karşılıksız aşk sendromu diye adlandırdığımız, bir kişinin başka bir kişi tarafından sevildiğine inandığı sanrısal bir bozukluk. Referans düşüncelerinin çok yoğun eşlik ettiği, dışarıdan baktığımız zaman mantıksal bir data olmamasına veya gözle görülür bir ilişki olmamasına rağmen, kişi ısrarla kendisinden sosyal statü olarak veya sosyo-ekonomik olarak çok yüksek olan veya daha önce hiç tanımadığı ölmüş biri bile olabilir ve bu kişilerin kendisine aşık olduğuna inanabilir. Referans düşünceler olarak sürekli karşı taraf tarafından kendisine sürekli bir sübliminal bir takım mesajların gönderildiğine inanır. Beni seviyor, aramızda bir takım engeller var ama beni sevdiğini biliyorum, bana şuradan şu mesajı gönderdi gibi inançları ve düşünce biçimleri olabilir" dedi.

Tedavi süreci zor bir hastalık

Hastalığın tedavi sürecinin oldukça zor olduğunu belirten Yiğit, "Tedavi süreci çok zor bir süreçtir. Öncelikle çok fazla delüzyonlar ve halüsinasyonlar, hezeyanlar eşlik edebildiği için psikiyatriden destek alırız. Psikiyatri de bir takım antipsikotikler ve antidepresanlar kullanarak kendi işleyişini devam ettirirken bizde bilişsel hataların daha gerçekçi bakış açılarına dönüşmesi için kişiye terapisel anlamda destek verebiliriz" diye konuştu.

Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülüyor

Hastalığın kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü belirten Yiğit "Sebeplerine bakacak olursakta spesifik bir sebep sunamıyoruz ama genelde ego benliğinin sarsılmış olması veya çok yalnız yaşayan bireylerde, uzun süredir tek başına bir hayat süren artık sıkılmış, bunalmış bireylerde, aile travması olan, çocukluk travması olan veya cinsel istismar mağduru olan bireylerde bu tarz durumları görebiliyoruz. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık gördüğümüz bir bozukluk. Ama erkeklerde sık sık karşılaştığımız bir bozukluk. Dediğim gibi kişi hiçbir mantıksal sebep olmamasına rağmen ısrarla karşı kişinin kendisine aşık olduğuna inanır ve kişiye bir süre sonra rahatsız etmeye başlayabilir. Gözetleme davranışı, röntgencilik, tehdit mesajları agrasyon, şiddet, adli vakalarla da bize çok fazla gelebilirler. Bu tarz durumların eşlik ettiği bir bozukluk. Bipolar bozukluk veya şizofreni semptomu olarak da karşımıza çıkabilir. Bu ikincil erotomani dediğimiz tipidir. Birincil erotomani de daha çok tek başına seyreder bozukluk ve başka bozukluk tipleri hastalığa eşlik etmemektedir" ifadelerini kullandı.