Kalpte ritim bozukluğu inme riskini arttırıyor
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kenan Durna, kalp hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olarak gösterilen inmenin(felç), yaş ilerledikçe (özellikle 60-65 yaşlarından sonra) daha sık görüldüğünü söyledi.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kenan Durna, kalp hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olarak gösterilen inmenin(felç), yaş ilerledikçe (özellikle 60-65 yaşlarından sonra) daha sık görüldüğünü söyledi.
İnmeye yol açan nedenlerin başında kalpte en sık görülen ritim bozuklukları arasında yer alan “atriyal fibrilasyon”un geldiğini belirten Medicana Samsun Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Kenan Durna, kalp sağlığı ve inme ilişkisi hakkında bilgi verdi.
Aritmiye bağlı inmeden korunma yöntemleri hakkında bilgi veren Durna, "Aritmiye bağlı inmelerin önlenmesinde günümüzdeki en etkin yaklaşım oral antikoagülan (OAK) yani kan sulandırıcı ilaç kullanımıdır. Günümüzde koruyucu tedavi gereksinimi olan hastaları bulup seçme yerine gerçekten düşük riskli olup tedavi gerektirmeyen hastaları bulmak yaklaşım olarak ön plana geçmiştir. Buna göre 65 yaşın altında, yalnızca aritmisi olan yani başka risk faktörü olmayan hastalarda tedaviye gerek kalmamaktadır. Pratik olarak diğer tüm hastalarda OAK tedavisine başvurmak gerekmektedir” diye konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Kenan Durna aritmide inmeden korunmada ilaç kullanımı hakkında şu bilgileri verdi:
“Günümüzde aritmide aspirin ile etkili inme korumasına dair kanıtlar zayıftır. Tek başına kullanıldığında sanki aspirin daha az kanama riski taşır gibi yanlış bir kanı vardır. Ancak aspirinin özellikle yaşlı hastalarımızda neredeyse oral antikoagülanlara benzer bir kafa içi kanama riski taşıyabildiği unutulmamalıdır. Bu nedenle aspirin aritmiye bağlı inme korumasında yalnızca kan sulandırıcı ilaçların kullanımını reddeden hastalarla sınırlı tutulmalıdır. İlaçlı koruma kararı verilirken kan sulandırıcı ilaç tedavisinin yüksek ölüm ve kısıtlılık riski nedeniyle en korkulan komplikasyonu olan beyin kanamasını da içeren ağır kanama riski, inme tehlikesine karşı göz önünde bulundurulmalıdır. İlaçlı koruma başlatılmadan bir kanama riski değerlendirmesi yapılmalıdır. Kontrol altında olmayan hipertansiyon, anormal böbrek/karaciğer fonksiyonu, kanama öyküsü veya eğilimi, eş zamanlı ilaç/alkol kullanımı bu risklere örnek olarak verilebilir. Amaç koruyucu ilacı verebilmek için değiştirilebilir kanama risklerini ortadan kaldırmaya çabalamaktır. Kan sulandırıcı ilaç tedavisinin yararlarının potansiyel zararlarından fazla olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Tedaviye karar verirken hekim ve hasta için önemli olan davranış, kanama riskinden korkulmasından çok inmeden korunmak olmalıdır.”