Yeni tip korona virüste (Kovid-19) vaka sayısı arttıkça hastalığın klinik önemi ve virüs ile ilişkili bozukluklar daha iyi anlaşılmaya başladı. Öksürük, ateş, nefes darlığı belirtileriyle ortaya çıkan korona virüs beyin fonksiyonlarını da etkiliyor.

Virüsün beyin fonksiyonlarını etkilemesi sonucu baş ağrısı, baş dönmesi, beyin damar hastalıkları, bilinç bozuklukları, yürüme bozuklukları, epilepsi, nevralji ağrıları, duyu kayıpları ve kas ağrısı başta olmak üzere iskelet kası ile ilişkili bulguların ortaya çıkabildiğini belirten Medicana Samsun Hastanesi Nöroloji Bölümünden Uzm. Dr. Didem Er, korona virüsün nörolojik etkileri konusunda bilgi verdi.

Dr. Didem Er, “Korona virüs vaka değerlendirmeleri arttıkça hastalığın şiddetini arttıran bazı durumlar da tespit ediliyor. Bu durumlardan en önemlilerinin altta yatan diğer kronik hastalıklar, beyin ve beyin sapı tutulumu ile ilişkili nörolojik bulguların varlığı ortaya çıkıyor. Yapılan incelemelerde, vakaların yaklaşık üçte birinde nörolojik bulguların varlığına rastlanılıyor.

Nörolojik belirtilerin doğrudan korona virüsün etkisinden mi kaynaklandığı yoksa ikincil etkilerinden mi ya da yaygın etkilerine mi bağlı olduğu tam anlaşılamamıştır. Virüsün birçok organın fonksiyonunu bozup, bu organları yetmezliğe soktuğu için virüsün beyine olan etkisi, virüsün oluşturduğu metabolik bozukluklardan ayırt edilememektedir. Elde edilen veriler ve incelenen vakalar arttıkça korona virüsün beyin ile sinir sistemi üzerine olan etkisi daha anlaşılır olacaktır” dedi.

Dr. Didem Er, şöyle devam etti:

“Nöroloji hastalarının önemli bir kısmı yaşlı. Ayrıca hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları ve akciğer hastalıkları gibi bağışıklık sistemini etkiyen ek hastalıkları mevcut. Nörolojik hastalıklar değerlendirildiğinde, Alzheimer, epilepsi, multiple skleroz (MS), parkinson ve ALS gibi rahatsızlıkları olan hastalar daha yüksek risk altındadır. Böyle yüksek riskli bireylerin hastalığı önleme ve kontrol altına alma ile ilgili kurallara ciddi anlamda uyması gerekir."

Kritik hastalık durumlarının dışında hastaneye müracaatların yapılmaması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Didem Er, "Soğuk algınlığı bulguları olan hastalar randevularını yeniden planlamalı, hastane ortamında zorunlu personel dışındaki kişilerin sayısı azaltılmalı, sağlık çalışanlarının telefonları ve elektronik cihazları dezenfekte edilmeli, koruyucu donanımlar uygun şekilde giyilip çıkarılmalı, yüz yüze olan ziyaretler telekonferans veya video konferans şeklindeki ziyaretlere dönüştürülmeli” şeklinde konuştu.