Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Didem Cemile Yeşilırmak, "Başarıyla hayata tutunabilen prematüre bebeklerimiz için bile özellikle ilk 2 yıl alt solunum yolu enfeksiyonları açısından oldukça risklidir" dedi.

Gebelik haftası küçüldükçe prematüre bebeklerin sorunlarının arttığını söyleyen VM Medical Park Samsun Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Kliniği’nden Dr. Öğr. Üyesi Didem Cemile Yeşilırmak, 37 haftayı tamamlamadan dünyaya gelen bebeklerin tıbbi literatürde ‘prematüre bebek’ olarak tanımlandığını söyledi.

Dr. Öğr. Üyesi Didem Cemile Yeşilırmak, "Prematüre bebeği yeni doğan yoğun bakım ünitesine aldığımız zaman başlangıçta solunumla ilgili sorunlar yaşarız. Ancak ileri teknolojiyle donatılmış tecrübeli ellerdeki yoğun bakımlarda prematüre bebeğin solunumla ilgili sorunu ilk birkaç gün içerisinde başarıyla atlatılır. Sonrasında ise en sık gördüğümüz problem yoğun bakımda kazanılabilen enfeksiyonlardır. Bazen enfeksiyonlar anne karnında da başlamış olabilir. Tüm yeni doğan bebeklerde görülen sarılık problemi de prematüre bebeklerde daha sık karşımıza çıkmaktadır. Sıklıkla karşılaştığımız bir diğer sorun ise kafaiçinde ve akciğerlerde olan kanamalardır. Bu sorun ölümcül problemlerimizin başında gelmektedir. Yeni doğan yoğun bakım ünitesi bebeğin izlem koşullarına uygun donatıldıysa ve ekip bebeği iyi tanıyorsa, yine ilk hafta içerisinde kanamaları minimize etme şansına sahip olur" diye konuştu.

Prematüre bebekler enfeksiyonlara karşı oldukça hassas

28 haftanın altında doğan bir prematüre bebeğin yeni doğan yoğun bakım ünitesinde 2 ay geçirdiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Yeşilırmak, başarıyla hayata tutunabilen prematüre bebekleri taburcu olduktan sonra nelerin beklediğini şu sözlerle anlattı: "Özellikle ilk 2 yıl alt solunum yolu enfeksiyonları açısından oldukça risklidir. Bu yüzden bebeklerimiz taburcu edilirken günümüz söylevlerine de uygun bir karantina koşulunda taburcu edilmektedir. Zaten pandemi süreci öncesinde de prematüre bebeklerimiz sosyal izolasyonda tutuluyordu. Çünkü prematüre bebeklerimiz enfeksiyonlara çok açıktırlar ve ne yazık ki çoğu bebeğimiz ilk 2 yılda tekrarlayan enfeksiyonlarla tekrar hastaneye yatmaktadır. Özellikle alt solunum yolu enfeksiyonları olmasın diye taburcu edilen bebeklere ekim ve mart ayları arasında koruyucu akciğer iğneleri yapılmaktadır. Bir diğer önemli problem ise işitme ve görme sorunlarıdır. Bir bebek eğer 30 gestasyon haftanın altında doğduysa hem görsel hem de işitsel bir takım sorunlarla taburcu edilmiş olabilir. Bu nedenle hekimin uygun gördüğü haftalarda takipleri yaptırılmalıdır. Aksi takdirde ileriye dönük kalıcı sekeller oluşabilir. Ayrıca kalıcı hastalıkları önlemek adına hiçbir sorun yaşamayan prematüre bebekler bile nörolojik açıdan yakın takibe alınır."

Hedef prematüre bebekleri sağlıklı yaşatmak olmalı

Teknolojiyle donatılmış ve uzman hekimler tarafından izlenen yeni doğan yoğun bakım ortamlarının prematüre bebeklerin tedavi sürecinde çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Didem Cemile Yeşilırmak, "Prematüre bebek iyi tanınmak zorundadır. Eğer prematüre bebeğin özelliklerini iyi bilmezseniz maalesef sonuçlar çok da yüz güldürücü olmayacaktır. Günümüzde prematüre bebeklerin tedavisinde 23’üncü gestasyonel haftaya kadar viabilite (annesinin vücudu dışında yaşayabilme) oranlarımız oldukça arttı. Ancak tek hedef bebekleri yaşatmak olmamalıdır, önemli olan prematüre bebekleri sağlıklı yaşatmaktır. İşte tam olarak bu sebeple prematüre bebeklerimiz yenidoğan yoğun bakım uzmanının liderliğinde bebek takibi yapılabilen ünitelere sevk edilerek tedavi edilmelidir" şeklinde konuştu.