“11. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu”nda Türkiye Türkçesinin bütün Türkler için ‘ortak bir iletişim dili’ olma yolunda olduğu vurgulandı.

Samsun Valiliği, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), Türk Dil Kurumu (TDK) ve Yunus Emre Enstitüsü paydaşlığında düzenlenen “11. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu”, kapanış oturumuyla tamamlandı. Erciyes Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Gazi Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Leyla Karahan, Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Demir, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Kırgızistan Manas Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın son gününde sempozyumu değerlendirdi. Öğretim üyeleri, 300 bildiri 63 oturumun yapıldığı sempozyumun Türkoloji alanına büyük katkılar sunduğunu ifade ettiler.

Konuk ülkelerden gelen akademisyenler adına konuşan Azerbaycan Bakü Üniversitesi Prof. Dr. Gızılgül Abdullayeva, sempozyumun herkes için çok faydalı geçtiğini, misafirperverlikleri için Ondokuz Mayıs Üniversitesine ve emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti.

11. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu sonuç bildirisini okuyan Dr. Öğr. Üyesi Mediha Mangır, “3 gün süren sempozyumda, Türkçenin dünya dili olması, ana dili olarak Türkçe ve Türkçe öğretimi, Türk yazı dillerinin devlet dili olma süreçleri, dil incelemelerinde yöntem, terim ve yaklaşım sorunları, çağdaş Türk yazı dilleri ve ağızlarının karşılaştırmalı incelemeleri, tarihî döneme ait metinlerin dil özellikleri, söz varlığı, söz dizimi, biçim bilgisi ve ses bilgisinin çeşitli yönleri gibi konular üzerine bildiriler sunuldu ve tartışıldı” dedi.

Sempozyum, Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serkan Şen’in konuk olarak katılan akademisyenlere ve emeği geçenlere teşekkür etmesiyle sona erdi. Gelecek sene 12’ncisi düzenlenecek olan Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu’nun ev sahipliğini Gazi Üniversitesi üstlenecek.

11. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Sonuç Bildirisi, şu ifadelerden oluşuyor:

“1- Türkçenin dünya dili olduğu, gücünü daha evrensel düzeyde hissettirebilmesi için yurt içi ve yurt dışında gerekli bilimsel çalışmaların ve disiplinler arası iş birliklerinin sağlanmasının önemi vurgulanmıştır. 2- Türkiye Türkçesi bugün için bütün Türk soylular için ortak bir iletişim dili olma yolundadır. Bunun daha da iyi bir duruma getirilmesi için bugüne kadar yapılan çalışmalar arttırılarak sürdürülmelidir. Türkçe, ortak iletişim dili hâline gelirken her Türk lehçesi bağımsız olarak kendi gelişimini devam ettirecek şekilde ilerleyebilmelidir. 3-Türkoloji terbiyesi almış ve Türkçenin geleceği olan gençlerin araştırma yapma, lisansüstü eğitim alma konularında teşvik edilmelerine, olanaklar dâhilinde Türk Cumhuriyetlerindeki ve dünyanın farklı ülkelerindeki Türkoloji bölümleriyle öğrenci değişiminin sağlanmasının önemine dikkat çekildi. 4- Türkoloji, dil ve dilbilim konulu yabancı yayınlar dilimize çevrilerek bu alanlarla ilgili yöntem bilgisi ve terminolojisinin geliştirilmesi sağlanmalıdır.”