Milliyetçi Hareket Partisi Erzincan il Başkanı Erkan Karaman yaptığı yazı açıklamada "30 Mart seçimlerinden sonra sizlerle ve dolayısıyla sevgili Erzincanlı hemşerilerimle ilk defa bir araya geliyoruz. Erzincan olarak ,ülke olarak kritik bir seçim sürecini daha geride bıraktık.seçim süreci hakkında kritik yapacak olursak MHP il başkanlığı olarak tüm kuruluşlarımız la gece gündüz demeden üstümüze düşen görevi yaptığımıza inanıyor ve emeği geçen tüm ülküdaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Değerli arkadaşlar seçimlerin propaganda dönemin de ahlaki hukuki ve vicdani tüm değerler ayaklar altına alınmış yalan ve aldatma rekoru kırılmıştır. 


AKP iktidarı devletin her türlü imkanını pervasızca kullanmış kurum kaynaklarını keyfince siyasi faliyetlerine alet etmiştir.AKP zihniyeti toplumsal ve siyasal yapıyı aşırı şekilde germiş bu güne kadar görülmemiş şekilde kutuplaştırılmış ve millet iradesini çarpıtmıştır 

Yerel seçimlerin öncesinde yakın tarihin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yaşanmış başbakan ve hükümet somut delillere dayanan vahim iddaların muhatabı olmuştur 


Bir takım medya gercekleri örtmek yanlışları gizlemek ihanet ve melanetleri saklıya bilmek amacıyla seferber olmuş gecelerini gündüzlerine katarak çaba sarf etmişlerdir

Ancak bu amansız çalışmalara yardımlara desteklere yalakalıklara rağmen başbakan ve partisi temize cıkmamıştır yargıya müdehale edilmiş hakimlerin savcıların emniyet mensuplarının görev yerleri değiştirlmiş ve görevden alınmıştır sadece yolsuzlukların üzerini örtebilmek için zemin oluşturulmuştur 


Ülkemiz de yaşanan bu rüşvet ve yolsuzluk çarkının nasıl işediğini halkımız da endişe ile izlemiştir 

Ağustos da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi de sıkıntılı bir sürece gebedir. Aynı dayatma ve baskı bu seçimlerde de yaşanacaktır 

Tüm kesimlerle kavgalı olan AKP ye oy vermeyenlere savaş açan kendisini eleştirenlere tahammül edemeyen Erdoğan şimdide cumhur başkanlıgı makamı için ellerini ovuşturmaktadır.

Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları karşısında somut acıklamalar yapmayan başbakanın paralel ve montajdan başka söylemi bulunmamaktadır. 

Onbir yıl boyunca koyun koyuna olduğu cemaate her seçim taviz verip devleti teslim etmesine rağmen son yıl menfaaet çekişmesinden ve tavizin sonu gelmeyeceğini bildiğinden ters düşmüş ve silahlar çekilmiş söylenmedik edepsiz söz kalmamak kaydıyla bir senaryo ortaya konulmuştur. Türk milletinin tüm dikkati buraya çekilerek Güney Doğu teslim noktasına getirilmek üzere yıkım projesi hızla yürütülmüştür. Ve başbabakan da başkanlık ve Cumhur Başkanlığı için yanıp tutuşmaya başlamıştır. 
Yerel seçimler öncesinde adaletsizlik baskı dayatma kamuoyu yönlendirilmesi ve şantaj çok ciddi hız ve ivme kazanmıştır. Türkiye genelinde olduğu gibi Erzincanda da halk bu zor şartlar altında sandığa gitmiştir. 

Seçim öncesi devletin tüm imkanlarını kullanan AKP iktidarı halkı sindirmiş, devletin Erzincanda ki üst düzey yöneticisi olan sayın valiyi de bizzat seçim çalışmalarına katarak o yüce makamı siyasetlerine alet etmişlerdir. 30 Mart seçimleri öncesi AKP yönetimiyle beraber hareket eden vali asli görevini bir kenara bırakarak bizzat il ve ilçelerde bunlarla beraber hareket etmiş tüm Erzincan halkını devlet olarak kucaklamaktan uzak kalmıştır. Bunları söylemek durumundayken yıllarca memleketimize hizmet etmiş merhum valimiz Sayın Recep YAZICIOĞLUNU rahmetle anmadan geçemeyeceğim. Mekanı cennet olsun. 

Nüfusu her geçen gün azalan göç veren Erzincan da ticaret bitme noktasına gelmiş esnafımız kan ağlamakdır. Şehrin ekonomisi alt üst olmuş ödenmeyen senet ve kredi taksiti oranı Türkiye genelinde üst sıralara yerleşmiştir. Bir çok alanda Erzincan alt sıralara yerleşmişken ve sorunlar dağ gibi yığılmışken sayın milletvekilimiz pembe tablolar çizmeye ve masal anlatmaya devam etmektedir. Vali ve belediye başkanı gezilerden bu tarafa gelmemekte tabiî ki sorunlarda çözüm beklemektedir. 

Erzincan Erzincan olalı hiçbir dönemde şimdiki kadar adam kayırma, ötekileştirme , bastırma, susturma ve sindirmeyle karşı karşıya kalmamıştır. Yanlış yönetimler sayesinde Erzincan bırakın doğunun parlayan yıldızı olmayı giderek doğunun kanayan yarası haline gelmektedir. Erzincandaki hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinde yeterli yatak olmadığından hayatlarını kaybeden insanlarımız varken sigorta hastanemiz çürümeye terk edilmişken kapanma noktasına getirilen Devlet Hastanesi sağlık ocağına dönüştürülmüşken nasıl sağlıktaki gelişmelerden bahsedebilirsiniz. Erzincanın eğitimdeki sırası her geçen yıl daha aşağılara giderken kirli siyasetinizi eğitimin her kademesine sokmuşken, millilikten uzaklaştırdığınız eğitimdeki başarıdan nasıl bahsedebiliniz. Şehrin nüfusu ciddi oranda azalırken göç veren bir il haline gelmişken esnaf tüccar çiftçi kan ağlarken hükümetin finans kaynağı olan TOKİ sıcak parayı çekip almışken nasıl ekonomik gelişmelerden bahsedebilirsiniz. Erzincan sporumuz ilgisizlik ve borç batağından dolayı kapatılırken nasıl spordaki başarıdan bahsedebilirsiniz. Ne yazıkki Erzincan haklıda tüm bu olumsuzluklara ve oyunlara rağmen AKP iktidarına prim vermiştir. Gerçekten bu çok düşündürücü ve ibretle izlenmesi gereken bir durumdur.

Değerli basın mensupları sizlerle bu arada Türkiyemizde özellikle Güneydoğu anadoluda cerayan eden ve bizleri yüce Türk Milletini üzüntülere sevk eden olaylara değinmek istiyorum. Analar ağlamasın diye başlatılan yıkım sürecinin Türkiyemizi nerelere getirdiğini hep beraber izlemekteyiz. Bu bölgede Türk devleti hergün biraz daha etkisini kaybederken bölücü faaliyetler ise yoğunlaşmaktadır. Hainler gayet rahat bir şekilde yol kesip kimlik kontrolü yapmakta, dağda tepede örgüt paçavraları dalgalanmakta, Diyarbakır Bingöl karayolu günlerdir kapalı tutulmakta, Askere polise silah sıkılmakta ve asker polis bu olaylara eli kolu bağlı olarak , içleri kan ağlayarak seyirci kalmaya zorlanmaktadır. 

Devletin varlığının ortada olmaması hasebiyle bölücüler bölgeyi kontrol altına almış vaziyettedir. Son olarakta T ürk milleti için her şeyden kutsal olan uğruna milyonlarca şehit verilen değerimiz Türk bayrağı bir grup çapulcu tarafından ikinci hava kuvveti komutanlığına bağlı bir askeri alana girilerek indirilmiştir. Bayrak bizim anlayışımızda namuz ve şereftir. Bu Bayraga uzanan elleri kırmayanların namus ve şerefine leke düşmüştür. Bu illete sesiz kalan herkes günü geldiğinde yüce milletimizin önünde hesap verecektir. 

Değerli basın mensupları sizler vasıtasıyla Erzincanlı hemşerilerimle şunu da paylaşmak isterim. Aylardır paralel, darbe ve montajdan başka bir söylemi olmayan başbakanın ey PKK diye bir söylemi olduğuna şahit olmadık. Diyarbakır da yapılan sözde toplantıda burası KÜRDİSTAN denirken üç tane sayın bakanın koyun dinlemekte olurken EY BAŞBAKAN sen susuyorsun. Selahattin DEMİRTAŞ başbakanın B-C planı APO ya yalvarmaktır diyor, Sırrı SÜREYYA devletin bakanları APO ile görüşüyor diyor Kandildeki Duran ALKAN zibidisi AKP APO ya yalvarıyor diyor sen yine susuyorsun. Niye susuyorsun Ey BAŞBAKAN? Cumhur başkanı olacağım diye onların oyuna ihtiyacım var diyorsan eğer vatan topraklarına hakim olmadığın yerde o yüce makam sana HARAMDIR. (Yazıklar olsun diyorum bu gelişmeler karşısında bu millet halen daha sessiz kalıyor ve susuyorsa sende prim yaptığını sanıyorsan ) Şurası unutulmamalıdırki hiçkimse Türk milliyetçilerini ve ülkücüleri aşmadan, Türkiye üzerinde hesap yapacağını sanmasın. Biz Türk milliyetçileri ve ülkücüler olduğumuz müddetçe Türkiye bir türk yurdu olarak varlığını sonsuza kadar sürdürecektir. Bıçağın kemiği kırmaya başladığı bu günlerde yüce rabbimden vatanım ve bayrağım için yardım diliyorum. Cenabı Allahtan dileğim en kısa zamanda bu milletin gözünü açması olacaktır."dedi