Teknolojideki gelişmeler sonucunda estetik ameliyatlar son derece ileri bir noktaya ulaşmış olup en meme estetiği İstanbul ve ülkemizde olduğu gibi dünyada da en sık tercih edilen cerrahi müdahaleler arasında bulunuyor. Meme dokusu; emzirme, doğum, yaşlanma ve gelişimsel bozukluklar nedeniyle birtakım şekil bozukluklarıyla karşı karşıya kalabiliyor. Bunun yanı sıra doğuştan normalden küçük ya da büyük forma sahip olma ve yaş almaya bağlı deformasyon sorunları da söz konusu olabiliyor. Bu durumda kadınlar fiziksel görünümlerinden memnun olmayabiliyorlar. Öz güven problemleri ve psikolojik problemler yaşayabiliyorlar. Bu nedenle meme estetiği operasyonlarında kişisel tercihler göz önünde bulundurulsa da ameliyat sonrasına dair gerçekçi sonuçların hasta ile paylaşılıp gerekli bilincin kazandırılması en önemli konuların başında geliyor. Meme şekli ve oranı söz konusu olduğunda standart bir ölçüden söz edilemiyor. Çünkü her vücudun kendine en uygun meme tipine sahip olması tercih ediliyor.

Meme estetiği dahilinde en çok tercih edilen cerrahi müdahaleler olan meme küçültme, meme rekontrüksiyonu, meme büyütme ve meme küçültme ameliyatları Op.Dr.Evren İşçi kliniğinin uzman ekibi tarafından başarıyla uygulanıyor. Meme estetiği; meme büyüklüğünden memnun olmayan, memesinde form ya da dolgu kaybı olan, meme büyüklüğünden dolayı öz güven sorunu yaşayan, memesinde simetri problemi olan ya da kanser gibi bazı hastalıklar nedeniyle memesinin birini ya da ikisini kaybeden kişilere uygulanabiliyor.

Uzmanlar gebelik esnasında meme estetiği yaptırmayı önermiyorlar. Ayrıca emzirme sürecindeki kişilere de meme estetiği yapılması tavsiye edilmiyor. Meme implantları bebek sağlığı için herhangi bir zarar içermiyor. Ancak ameliyatın daha sağlıklı yapılabilmesi ve emzirme döneminin etkilenmemesi için süreç sona erdikten sonra yapılması daha doğru bir tercih oluyor. Meme estetiği yaptırmak isteyen kişilerin, vücut gelişim dönemlerinin tamamlanmasına kadar beklemeleri ve acele karar vermemeleri son derece önemli bir konu olarak kabul ediliyor. Kilo alıp vermek implantları doğrudan etkilememekle birlikte memenin görünümünü etkileyebiliyor. Bu nedenle kilo vermeyi düşünen kişilerin meme estetiği ameliyatlarını bir süre ertelemesi daha sağlıklı olabiliyor.

Meme estetiği operasyonlarından önce meme; kişinin yaşına, kilosuna, boyuna, vücut ağırlığına göre sahip olduğu şekle ve ağırlığa göre iki ve üç boyutlu ölçümlerle kontrol ediliyor. Bu ölçümlere göre; memenin asimetrisinin düzeltilmesi, implant tekniğiyle hacminin artırılması, meme dış görünümünün düzeltilmesi, meme büyüklüğü dolayısıyla yaşanan sırt ve boyun ağrılarının, duruş bozukluklarının ortadan kaldırılması ve kişinin arzu ettiği aynı zamanda kendisine uygun görünüme ulaşması hedefliyor.

Güzelliğinizin Sırrı Sizde Saklı

PRP İstanbul gibi metropollerin en popüler uygulamalarından olup giderek daha fazla kişi tarafından uygulanıyor. PRP diğer bir deyişle Platelet Rich Plasma, platelet/trombosit hücrelerinden zengin kan anlamına geliyor. PRP uygulaması temelde, kişinin kendi kanından elde edilen platelet hücrelerinin ve büyüme faktörlerinden zengin plazmanın kullanılmasına dayanıyor. İnsan vücudunun ağırlığının 1/3’ünü kan oluşturuyor. Kanın hücresel elemanlarının dışında kalan sıvı kısım plazma olarak adlandırılıyor. Plazma; aminoasitlerin, karbonhidratların, elementlerin dokulara taşınmasını sağlıyor. Kandaki en önemli hücrelerden biri olan trombositler içlerinde birçok büyüme faktörü ve sitozin barındırıyor. Trombositlerin görevi ise damar bütünlüğünün bozulduğu durumlarda kanamanın durdurulması ve iyileşmenin başlatılması olarak biliniyor. Yara iyileştirme özelliğinin fark edilmesinden bu yana trombositler tıpta pek çok farklı alanda kullanılıyor.

Kişinin kendi kanından elde edilen, platelet/trombosit hücrelerinden zengin kan olan PRP; iyileşmeyen yaralarda, vasküler problemlerde, diş hekimliğinde, ortopedik sorunlarda ve estetik amaçlı olarak kullanılıyor. Cilt üzerinde oldukça etkili olan PRP; kırışıklık, leke oluşumu, sivilce ve yara izleriyle cilt çatlaklarının tedavi edilmesinde kullanılabiliyor. Uygulamanın ardından sarkmalarda ve kırışıklık izlerinde azalmalar gözlenebiliyor. Peeling ve lazer gibi leke tedavilerinin PRP ile birlikte uygulanması sonucunda, tedavi sürecinin hızlandırılması ve kalıcı sonuçların alınması desteklenmiş oluyor.

Kişiden alınan kanla elde edilen plazmalarda tüpün dibinde kalan kısım hem pıhtı hücrelerinden hem de büyüme faktörlerinden yana en zengin kısım olarak biliniyor. Elde edilen plazma PRP tedavisinde ciltteki sorunlu bölgelere minik iğneler yardımıyla uygulanıyor. PRP tedavisi cildin ya da uygulamanın yapıldığı dokunun kendisini yenilemesi esasına dayanıyor. Bu nedenle tedavi sonucunun hemen görülmesinin beklenmemesi gerekiyor. PRP tedavisinin sonuçları çoğunlukla ikinci ya da üçüncü seansın uygulanmasının ardından ortaya çıkıyor. Estetik amaçla uygulanan PR tedavilerinin ardından; ciltte sıkılaşma, sarkmalarda azalma, kırışıklıklarda hafifleme, cilt lekelerinde aydınlanma, cilt renginde parlaklık artması ve izlerde azalma meydana geliyor.

PTP saç dökülmesinin önlenmesi amacıyla kullanılan kozmetik uygulamalar arasında en etkililerden biri olarak kabul ediliyor. Kişini kendi kanından hazırlanan PRP saç dökülme sorununun yaşlandığı yerlere enjekte ediliyor. İçermekte olduğu büyüme faktörleri ve dokunun iyileşmesini sağlama özelliğine sahip olan proteinler sayesinde saç dökülmesi yaşanan alanlardaki hücrelerin yenilenmesini sağlıyor. Saçlı deriye yapılan uygulamalarda ise saç kalınlığında artışın yanı sıra seyrek görülen alanlarda da yoğunlaşma oluşuyor.

Detaylı Bilgi Almak İçin: https://drevrenisci.com/