Taraklı işlemelerle işlenmiş dış duvar taşlarını incelerken duvarın yerden bir metre yüksekliğindeki kısmından yirmibeş cm ye yirmibeş cm ebatlarında dış duvarları komple dolanan bir kanal dikkatimizi çekti..
Bu kanal su kanalı olamaz içi ona uygun değil duman kanalıda olamaz dış duvarda duman Isınma işine yaramazdı öyleyse bu kanalın amaci neydi sır olarak duruyor..
Boynunu bükmüş Abrenk bekliyor bir kuytuda, Yıllar olmuş uyanmaz hali derin uykuda, Vardık yanı başına üç beş taşı kalmıştı, Sorduk mahsun halini bilmedik ahvalini..
Yerleşkenin hemen altında kemerli bir yapı var öğreniyoruz ki orada da bir Pınar varmış ve yok olmuş köyün adının üç Pınar olmasının esrarıda bu olsa gerek şuan iki Pınar kayıp iki Pınar yerleşkenin içinde biri dışında ve duruyor içeride olanlara ağaçların canlılığı pınarların varlığının delili gibi duruyor hala..
Sağa doğru bakınca iki adet dikili taş gördük yanlarına varınca bu iki kitabenin özel ritüeller için kullanıldığını anlıyoruz.
Zağgeri den yükselse ezan sesi inceden, Cevap gelse Abrenkden çan sesiyle yuceden, Ayilalim husrandan o karanlık geceden, Sorduk mahsun halini bilmedik ahvalini...
Dikili taşların alt tarafında kitabeler yazılı kayıtlar var ne emek ile insanımıza bırakılmış bu eserler keşke ne demek istediklerini anlayabilseydik.
Sağa doğru bakınca dağın zirvesinde yalnızlığa terk edilmiş tek bir bina gördük binanın dış duvarlarını koruyan kaplaması yıkılmış ,herhalde burası bizdeki inzivaya çekilme yada çileye talip olma Rab ile baş başa kalma yeri gibi olmalı..
İşte zirve burası sol tarafın Çanakçı ve Zağgeri ufukta Kargın sağ tarafın Edebük ve Üçpınar alabildiğine düzlük, Rahman'ın azametini yansıtan bir manzara var bu eşsiz manzara öyle bir duygu veriyor ki insana al kalemi eline boya dünyayı keyfince..
Uçmuş gitmiş zirveye sanki yüce bir kartal, Yuvası bir kuytuda gelenleri ağırlar, Açık kalmış kapılar açık kalmış bağırlar, Sorduk mahsun halini bilmedik ahvalini...
Evet işte bunun için seçilmiş burası ,hala o özelliğini ve güzelliğini koruyor sonra şöyle bir hayale daldım.
Duvarları yenilenmiş bir yerleşkede siyah çarşaflı rahibeler pınar'dan su almış kilisede ayine hazırlanıyorlar ne zararı olurdu ki olsa böyle.,
Sonra devam ediyorum buraya kadar işlenmiş asfalt yol pınar'ın başında banklar zirvede oturma alanları yerleşke yenilenmiş yerli yabancı turistler asırlarca barbar diye tabir ettikleri bizlerden hoş görü ve misafir perverlik neymiş öğreniyorlar..
Manastır yerleşkesinin içinde muştemilat kısmı tamamen yıkılmış temel yerleri duruyor..
Burası restore edilse dağdaki manzara gün doğumu ve batımı en az nemrut kadar ilgi görür.
Görmeyenler mutlaka ziyaret edin bizler alaka gösterirsek devlet de duyarlılık gösterir. .
Erzincan Üniversitesi Rektör yardımcısı Adem Başıbüyük beye Abrenk ile alakalı bilgi verdik netice çıkar inşallah. .
Benim gücüm buna yetti..
Saygı ile...