İşte benim Erzincan ım...

Baharlarda halı Dağlı etrafında üzüm bağlı ortası bereketli tarlalı işte benim Erzincan'ım...

Kırmızı Gül ile bezenmiş bağlar
Hastanın halinden ne bilsin sağlar
Değmeyin yavruya beyler ağalar
Yar bade doldurur elleri bir hoş

Bahar aylarında güneş sansadan yükselirken ilk zirveler görür güneşi bu öyle bir görüşmedirki mecnun Leyla'sı ile buluşur sanki , çiçekler tüm görkemi ile güneşin ışığına cevap verircesine yükselir güneşle birlikte,güneş yükselir can verir ovaya can gelir doğaya...

Insanımız uyanır doğayla insanımız uyanır dünyaya , hayal şehridir bize şehrimiz rüyadır yaşadıklarımız ,sevdadır Erzincan'ı ancak yaşayan anlar yaşayan bilir.

Çok yer gezdim çok yer gördüm ancak Erzincan'da nefes aldım balık suda neyse bizde burada öyleyiz beyim..

Çıkar yücelerden yumak yuvarlar,
Iner düz ovada Şahin kovalar
Değmeyin yavruya beyler ağalar
Yar bade doldurur elleri bir hoş...

Şiirin mısraları türküye dönmüş kültürü hece hece mısra mısra örmüş munzur keşiş yücelmiş, ova gayet inceymiş işte budur anadolum işte budur benim ilim, her kültür akımı vardır bizde dağın başında kilise eteğinde şapeli bulmak şaşırtmaz bizi. Köyün orta yerindedir Camii'lerimiz yeni oluşmaya başladı Cem evlerimiz..

Aramızda gizli kimliği ile dolaşan farklı milletleri bilir ses çıkarmayız, kırıp incitmemek için ama biliriz hatta bazan espri konusu olur;

Ermeni demişken hacı baban nasıl diyecek kadar barışığız biz..

Ez cümle beğim Allah bizi cennet gibi mekanda sevdikleri ile birlikte torpilli yaratmış kıymetini bilelim...

Sevgi saygı hürmet ile...