Medline Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şan, Türkiye’de 3 buçuk milyon civarında kalp damar hastası olduğunun tahmin edildiğini söyleyerek “Bu konuda en önemli sorun, maalesef değiştirilebilir ve önlenebilir faktörlere rağmen sağlıksız yaşam alışkanlıklarıdır“ dedi.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şan, “Kalp Sağlığı Haftası” nedeniyle açıklamalarda bulundu.

Bilimsel araştırmaların kalp damar hastalıklarına yalnızca tek bir etkenin yol açmadığını kanıtladığını anlatan Prof. Dr. Mustafa Şan, “Risk faktörlerinin birkaçının birleşmesi, sonu üzücü yerlere kadar varabilen kalp damar hastalıklarına sebep olabilir. Çözüm ise bazı alışkanlıklarımızı değiştirmekte saklıdır” diye konuştu.

Prof. Dr. Mustafa Şan, risk faktörlerini şöyle sıraladı:

Kolesterol: Yüksek kolesterol belirti vermiyor sadece kanda ölçülerek tespit ediliyor. Kanda kolesterol düzeyinin yüksek olması ise kalp damar hastalığı tehlikesini bariz bir şekilde arttırıyor.

Hipertansiyon: Kan basıncının yüksekliği ve süresi, kalp hastalıklarının sıklığını ve komplikasyonlarını önemli bir şekilde artırıyor.

Sigara: 30 yaşını aşkın her 2 erkek ve her 6 kadından biri sigara kullanılıyor. Bilim insanları, günde bir sigara içen erkeklerin kalp hastalığı yaşama ihtimali hiç sigara içmeyenlere kıyasla yüzde 50’ye yakın yükseldiğini vurguluyor. Kadınlar içinse bu oran yüzde 57’ye kadar çıkabiliyor.

Obezite: Obezite (şişmanlık) ve abdominal obezite (bel genişliği) günümüzde her iki cinsiyette de git gide yaygınlaşıyor. Bunun sonucunda obezite, kalp üzerinde oluşturmuş olduğu yapısal değişiklikler nedeniyle tek başına dahi hastalık ihtimalini yukarıya çeken bir etken oluyor.

Kalıtım: Yapılan birçok araştırma, ailesindeki erkeklerde 55 yaş altı, kadınlarda ise 65 yaş altı damar hastalığı bulunanların daha fazla hastalık riski taşıdıklarına işaret ediyor.

Hareketsizlik: Haftada 3 - 4 gün, 45 ila 60 dakika orta tempolu spor/egzersizin kalp hastalığı riskini yüzde 30 oranında azalttığı biliniyor.

Şeker hastalığı: Damar sertliğine neden olan ve ülkemizde 5 ila 6 milyon arasında kişinin muzdarip olduğu diyabet (şeker hastalığı) görülme sıklığı yılda yüzde 6 artıyor. Araştırmalar, ülkemizde diyabetin bel çevresi ve diğer birkaç faktörden bağımsız olarak kardiyak olayları kadınlarda 3, erkeklerde ise 2 kata kadar yükselttiğini gösteriyor.

Stres: Günümüzde modern toplumların hastalığı olarak tanımlanan stres, kalp hastalıklarına da kapı aralıyor. Kaygı düzeyi yüksek ve aşırı iş yüküne maruz kalan kişilerde koroner arter hastalıklara daha sık rastlanıyor.

İleri yaş: Erkeklerde özellikle 65 yaşından sonra kardiyak risk artıyor. Kadınlarda ise menopoz döneminin başlaması ile birlikte risk yükseliyor.

Alkol: Alkol kullanımı erkeklerin yüzde 30’unda, kadınların ise yüzde 3’ünde tüketim miktarına bağlı olarak ilerdeki dönemler için tehlike yaratıyor. Eldeki veriler, şiddetli içiciliğin diyabet ile koroner kalp hastalığı riskini ve özellikle de erkeklerde ölüm oranını artırdığını gösteriyor.

Prof. Dr. Mustafa Şan, kalp hastalıklarından korunmak için neler yapılmalı gerektiğini ise şöyle sıraladı:

“Katı yağlar ve aşırı tuz tüketiminden kaçının, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durun, haftada en az 150 dakika düzenli egzersiz yapın, sebze, meyve, lifli besinler ve balık tüketin, düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmeyin, günlük 1.5 - 2 litre su tüketin.”