Çocuklarımıza kendilerini koruması için mahremiyet konusunu anlatmalı ve bu konunun önemli olduğunu,çocuğun kişiliğini oluşturan duygularını yönetmesi ve becerisini kazandıran, kendisini iyi hissedebileceği kendinden büyük bir yakınıyla güven duyduğu kişi tarafından 3-4 yaşlarından itibaren verilmesi uygundur. Çocuğa ince ince dokunarak ,bu parçaların çocuğa işlenmesi sağlamak gerekir. Anne ve babalar, çocuklarımızla iletişim kurarken arada bıraktığınız bir mesafe olmalıdır. Örneğin çocuğunuzu öperken bile ondan izin almalısınız. O izin verdiği sürece onun alanına girin.Bu davranış çocuğa mahremiyet hissini kazandırmış olur.Çocuklara mahremiyet eğitimi, onlarda korku,güvensizlik ve endişe yaratmadan,günlük yaşam içinde doğal olarak verilmelidir.Bu eğitimde çocuklara kazandırmak istediğiniz düşünceler çocuğun kendisinin ve başkasına ait özel bedensel sınırlarında fark etmiş olmasını sağlayacaktır.Gözlemlerimi sizinle paylaşmak isterim ki aileler bu eğitimi çocuklara vermekte oldukça zorlanıyorlar. Çocukları korkutarak, susturarak değil onlara açıklayarak öğretmeliyiz. Bu eğitimde ki amacımız, çocukların mutlu,sağlıklı, huzurlu ve karakter sahibi olarak yetişeceklerini ve çevresinde ki kötü niyetli insanların istismarlarından koruyan temel eğitimdir.Mahremiyet eğitimi çocukta kişilik gelişiminin temelini oluşturduğu için çocuğun duygularını ve o duyguları ileride yönetmeyi de öğrenmesini sağlayacaktır. Çocuklarımıza aslında kazandırmak istediğimiz düşünce şu olmalıdır.”Bedenime ,özel alanlarıma benim iznim olmadan kimse dokunamaz.” Bu düşünceyi çocuğa onun anlayacağı şekilde anlatmalıyız.Örneğin; Çocuğunuzu öperken bile “seni öpe bilir miyim?” diye sorun. Çocuğunuzu zorla,dayıya,halaya,yengeye öptürmeye zorlanmamalıdır.Çocuğunuzun vücudunu akrabalık bağlarına da izinsiz bir şekilde kullanmamak gerekir.Mahremiyet eğitiminde çocuklarımıza bedensel sınırlarını fark etmesini sağlaya bilirsiniz. Çocuk kendinin ve karşısındaki kişinin de özel alanı ve bedensel sınırlarının farkında olup saygılı olması sağlanmalıdır. Bu konuda iş aile bireylerine düşmektedir.Çocuğa ev ortamında çıplak gezinmemek gerektiğinin öğretilmesi gerekir. Elbiselerini giydirirken boş bir oda da giydirilmeye dikkat edilmelidir.

Çocuğa özel alanlarının başkalarından gizlenmesi,bu adımda verilecek bir eğitimdir.Çocuğunuza özel alanlarına anne- baba ve doktorlar haricinde kimsenin dokunamayacağı bilincini kazandırmalıyız. Ebeveynlerde bu özel alanlarına dokunurken izin almalı çocuktan ve bu dokunmanın sebebini açıklamalıdırlar. Çocuklara tuvalet eğitiminin verilmeye başlanması bu eğitimde temizlik kurallarına dikkat etmesinin gerekli olduğunun öğretilmesi, insanların çocuğu görebileceği şekilde olmamalıdır. Tuvalet kapısının her zaman kapalı olmasını anne- babalar söylemelidir. Çocukların kıyafet ve aksesuarlarını yaşlarına ve cinsiyetlerine uygun olmasına,giysilerinin mahrem bölgelerini ön plana çıkarmamasına dikkat etmelisiniz.Çocuklara 4- 5 yaşına geldiklerinde kendi odası, yatağı olduğunun, odaların özel alanlar olduğu onun anlayacağı bir şekilde öğretilmelidir. Anne,babanın odasına özellikle girerken kapıyı tıklatarak girebilir miyim?? Tarzında izin alması gerektiğinin farkına varmasını sağlayarak öğretilmelidir.Çocuklar yaşı çok büyüdüğü halde anne ve baba ile yatmamalı ,kardeş bile olsalar birlikte yatırılmamalıdır. Anne ve babalar çocukların güçlü bir gözlem yetenekleri vardır. Sizler çocuklarınıza ne kadar anlatırsanız anlatın bu bilgilerin tamamını öğrenemeyebilir. Onların öğrenme şekilleri taklit yoluna giderek bir şeyleri anlamak olacaktır. Yani sizler nasıl davranırsanız çocuğunuzda sizi örnek alacaktır. Çocuklara ailelerinden izinsiz olarak tanıdığı veya tanımadığı kişilerle, konuşmamaları ve onlarla bir yerlere gitmemeleri;onlardan bir şey almamaları öğretilebilir.

Çocuklara çoğunlukla taciz ve tecavüz tanıdığı ve belirli bir seviye de güvendiği büyüklerden geliyor.Anne ve babalara düşen görevlerden birisi de çocuklarına herhangi birisi istemedikleri şekilde dokunduğunda “hayır” demeyi öğretmelisiniz. Çocuk duyguları ile iletişime geçip duygularını anlamlandıra bilmelidir. Çocuk duygularını anlamlandırırsa duygularını yönetebilir. Çocuğa kendini “fark etme” olanakları sağlayalım.Çocuk duyguya isimler koyabilir.Gülme, kızma, rahatsız olma gibi duyguları fark edebilir. Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse kendine izinsiz dokunulduğunda bu davranıştan “rahatsız olma” duygusunu içinde duya bilir. Ailesine bu durumun rahatsızlığını dile getirebilir.

İstismara uğrayan çocuklarda görülen fiziksel belirtiler ise; Çocukta bir anda öfke patlamaları da yaşanır. Davranış değişiklikleri ortaya çıkabilir. Örneğin; çocuk bir anda başparmağını emme alışkanlığı geliştirebilir ya da tuvalet eğitimini bildiği halde altına kaçırması ve yatağını ıslatabilir.Çocuğun uyku düzeni değişebilir. Çocuklar uykuya dalmakta zorluk yaşayabilir,sürekli olarak kabuslar görerek uyanması, küçük yaştaki çocuğun oyuncaklarıyla ya da bebekleriyle cinsel hareketlerde bulunabilir.Aniden bazı kişilere ya da durumlara karşı korku duyması baş gösterebilir. Çocuk,kendisine cinsel istismar uygulayan kişiyi görmek istemez ondan sürekli kaçar.Banyo yaptığı veya normal durumlarda bile soyunmak istemeyebilir. Tuvalete gitmek istemeyebilirler,genital bölge veya ağız çevresinde ağrılar oluşması bu durum çocuklarda maalesef nadiren fark edilebilir.

Ebeveynler Çocuklarına yönelik bir istismarda şüphelenirse ne yapmalı?

Anne ve babaların ilk yapacakları davranış çocuklarını korkutmadan sakin ve güvenli bir ortamda konuşabilirler. Sakinlikle çocuğunuza son günlerde senin hoşuna gitmeyen şekilde dokunan yada senin hoşuna gitmeyen şeyleri yapmaya zorlayan birileri oldu mu ? Diye sorabilirsiniz. Bu durumda sizin çocuğun ilk açıklamasına verdiğiniz tepkide önemlidir.

Panik olmadan,ortalığı telaşa vermeden ,sinirlerinize hakim olarak dinlenmelidir.Bu durumda çocuğa inanmalı,kendisine bu olanların onun suçu olmadığı anlatılmalıdır. Bu gibi durumlarda çocuk söylemek istemez olanları anlatırsa,istismarcının ona tekrardan zarar vereceğini dönüşür. Çocuğun güvenliği için her ihtimale karşı korunmalıdır. Bu noktada ise adli makamlarla iletişime geçmek gerekir. Mağdur olan çocuğun Ruh sağlığının korunması için gerekli görülen desteği alması sağlanmalıdır.Unutmamanız gereken nokta ise; Bu olayların üstü kapatılarak veya olmamış gibi yaparak çocuğun böyle ciddi bir olayın üstesinden gelmesini beklemek yarar değil daha çok zarar verecektir. Susmak yada susturulmak yaraları geçirmez,aksine daha da derinleşir. Çocuk ne yaşarsa yaşasın ailesi tarafından sevilmeye her zaman devam edildiğinin hatırlatılması, olanların onun suçu olmadığı ve ailesinin sevmeye devam ettiği çocuğa açık bir dille söylemeli ve bunu aile üyeleri davranışlarıyla da göstermelidirler. Çocuğun iyileşmeye başlaması için bu adımlar son derece önemlidir.

UNUTMAYIN !

Alo 183 sosyal destek hattı bu gibi olaylarda bu numarayı aradığınızda sizle yardım edebilecek kişiler var.