Ah İstanbul...
Sen ne yaman şehirsin
Kimini ağlatır, kimini sevindirirsin
Merak ediyorum hala Fatih’in fethettiği misin !
            Koskoca şehir dediğimiz kimine iş veren, kimine dert veren, tarihin altın şehirlerinden biri olan, farklı kültürlere sahip insanlara yerleşim yeri İstanbul!...Pierloti  Tepesi’nden  sana bakıyorum; Marmara’da nazlı nazlı yüzüyor gemiler, maneviyat katıyor ulu ve mübarek camiler, Fatih, Ulubatlı, Ak Şemsettin ah şimdi neredeler...Pierloti Tepesi’nden İstanbul’u izliyoruz. İstanbul muhteşem suretiyle göz kırpıyor seyredenlere, yol kenarlarına kurulan pazarlar ayrı bir mutluluk katıyor gezmeyi sevenlere. Son bir kez bakıyoruz tepeden İstanbul’a,  selamımızı verip kabul edilmiş sayıp Eyüp Sultan’a doğru yol alıyoruz. Her insana aynı duyguyu yaşattıran trafik işkencesiyle karşı karşıya karsakta araba camını silmek isteyen çocuklar yüzümüzü güldürüyor. Eyüp Sultan’a vardığımızda manevi havaya bürünüp ziyaret ve öğle namazını eda ettikten sonra Peygamber Efendimiz’i (s.a.v) Medine’de 8 ay misafir eden Eyüp Sultan Hazretleri’nin kabri başında Fatiha okuyoruz. Caminin ihtişamı ile insanlar gözyaşı dökerken ALLAH-U TEALA’DAN merhamet ve af diliyorlar.Her güzel ve özel mekanın görmek istemediğimiz bir yanı vardır ve yine buna sebebiyet veren biz  insanlarız.Cami avlusunun ve türbenin duvarlarına yazılan ‘’Hatice yengeme de ev ver, bjk şampiyon olsun.’’ tarzındaki istekler ziyaretçileri biraz utandırıyor. Ama şunu temenni ederek yola devam ediyoruz. RABB’İMİZ acizane ve halisane dualarımızı kabul etsin inşaALLAH..!
            İstanbul’a gidipte  Eminönü’nü gezmeyen,  güvercinlere yem atmayan çok şey kaybetmiş olacaktır. O yüzden biz de Eminönü Mısır Çarşısını gezip Yeni Camii’nin önüne dizilen kuşlara doğru koşup onların uçuşmasıyla sevince boğuluyoruz..Ve arkasından yola devam ediyoruz. Soluduğumuz manevi havayı hiç kaybetmeden Sultan Ahmet’e varıyoruz. Tarihi bir camii olduğu için farklı bir ihtişamla halkı selamlayan Sultan Ahmet’de ikindi namazını kılıp Ayasofya’ya geçiyoruz. Ayasofya’da da namaz kılmak isteyip de kılamamamız Ayasofya’yı müze olarak gezmemiz bizi üzüyor.’’Zincirler kırılsın,Ayasofya açılsın!’’ sloganıyla yola devam ediyoruz.
            Marmara Denizi’nin tatlı tebessümüyle,  Kız Kulesi’nin mükemmel görünüşüyle,  gözümüzden süzülen iki damla yaşla veda ediyoruz  Mihmandar şehir İstanbul’a...
İstanbul yakışmıyor sana vedalar
Marmara’yı süslüyor vapurlar, martılar
Tarihe adını yazdırdı padişahlar
ALLAH’A Emanetsiniz  köprüler, camiiler, adalar..!