Ensar kavramının tarihî bir geçmişi var. Ensar,“yardımcılar” demektir. Kurân-ı Kerimüç ENSAR dan bahsedilir .

       1.Ensar,Hz. Îsâ Aleyhisselâmın yardımcılarıdır. Onlara Havârîler denir. Hz. Îsâ (a.s.) Allah’a, O'nun rızasına giden yolda, O’nun iradesi istikametinde yürürken, bana kim yardım edecek, benim yardımcılarım kimlerdir?diye sorduğunda, o bir avuç insanlar demişlerdi ki: Biz Allah’ın dininin, peygamberinin yardımcılarıyız.

         Allah Teâlâ’da dininin ve peygamberinin yardımcılarına öyle önem veriyor ki, onları öyle şerefli insanlar ki ,bu tanımlama insana Allah’tan verilmiş bir paye, bir şeref olarak yeter.Allah, dinine, peygamberlerine yardım edenleri, ‘kendine yardım edenler olarak ilan ediyor,

         Ensârullah, işte bu ensârullah.

        2.Ensar ise, bizim Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in hayatında, hicret hadisesinden sonra ortaya çıkıyor. Dinlerini, imanlarını korumak, yetişmek, ilâhî vahyi tam olarak almak, zabt etmek ve sonra bunu bütün cihana ulaştırmak maksadıyla, memleketini terk etmek mecburiyetinde kalan Müslümanlar, Mekke’den Medîne’ye hicret etmişlerdi. Onlara ‘muhacir’ denildi. Medine’de bunları karşılayan ve onlarla her şeylerini paylaşan insanlara da ‘Ensar’ denildi. İslâm tarihinin bu şerefli camiası, zümresi böylece Ensar ismini aldı.Erzincan’da Medine’nin vakfı olduğundan Ensar sayılır.

         Bir de ‘ebedî ensar’ vardır. Onu Kur’ân-ı Kerîm şöyle ifade ediyor; “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayağınızı sağlam tutar.” Yani hani, “Yıkılıyoruz, mahvoluyoruz, altımız kayıyor!” diyoruz ya. İşte siz, Allah’a yönelince ve yardım edince, yıkılmayız. Çünkü o zaman, Allah’ın ipine sarılmış oluyoruz.

   “Muhacir Allah’ın gazabından O’nun rızasına geçendir.” buyuruyor.

     Ensar ise Allah’ın gazabından, onun rızasına yönelenlere yardım edenlerdir.

     Erzincan ise insanlığın kokuştuğu , yalan ve dolanın zirve yaptığı bu dönemde Anadolu’ya örnek olarak tepeden gelen emirlerle yaşayan değil Hak ve Hakikatı seçen yanlışlara dur diyebilecek bir toplum olabilmek için bir birimizi dürst ve doğrulukta tatlı uyarılark-la örnek bir kent olmaya yönelmektir.

     Kısaca doğrularda doğruyu söyleyen kim olursa olsun kabul etmek yanlışlarda birbirimizi uyarmak olan Emri bil maruf Nehyi anel münker yaparak insanlığa örnek olmalıyız.Yanlış yapanlara meyl etmemeliyiz.

      Böyle ettiğimiz müddetçe tarihte Erzincan’da yaşamız ecdadımızı memmun ettiğimiz gibi Anadol’ya hatta günümüz insanlığına örnek olabilmeliyiz.Böylece ebedî ensar zümresi içerisinde yer alacağız. Ensâriyet şerefini elde edebileceğiz.

 Biz şimdi hepimiz, inşallah ebedî olan ensar zümresinden olacağız.  

            Erbakan haftası olması münasebeti ile birazda Erbakan ve Erzincan’dan bahsedelim .

       Erbakan Erzincan’da ot bitmeyen kimsenin kullanmadığı KARAYAZI diye anılan bölgeye TAKSAN’ın temelini attı .Zamanın Erzincan Senatörü Temeli aldı TBMM götürdü zamanın basını telli düdük yaptı.Senatörümüz İşte temel diye Mecliste vaveyla etti.

      Erbakan nazikçe kürsüden seslendi iyiiki temeli getirdiniz teşekkür etti, Temelsiz olan CHP temel yaparsınız diyerek .Tarihe şıkkını koydu . Bu iş senatörle kalmadı Erzincan halkı söylenmeye başladı Karayızı’da Fabrikamı olurmuş . Yapılan binalar çürümeye terk edildi . Yanına Erzincan Cezaevi yapıldı zaman sonra derken günler geldi geçti .

      Şimdi O bölgede Organize Sanayi var devamında Üniversite yapıldı .Kısaca Erbakan’dan 40 yıl geriden takip ediyoruz.

     Biz bize sahip olamadığımızdan Şusun Busun diyerek ayrıştığımızdan dolayı Kayseri Milletvekilleri Turan FEYZİOĞLU ve Ferruh BOZBEYLİ Ecevit hükümetine güven oyu verme şartı ile Erzincan dahil Ağrı, Hasankale, Bayburt ve Tokat’taki Fabrika yapan fabrikaları Kayseri’ye topladı. Kayseri Büyükşehir oldu biz hala göç verip göç alan sahipsiz şehir olarak kaldık.

      Şehrimiz Cumhurbaşkanı ,Başbakan ve nice söz sahibi Bakanlar çıkarmasına rağmen sanayi ve fabrika şehri olamadık şimdide var olan birkaç müessesede elden çıkmak üzere Şeker Fabrikası satıldı satılacak , Doğusan özelleşmede doğan çocuğun ölümü beklemesi gibi ölümü beklemede .

      Şehrimiz bilen erbabı Turuzim yada üniversite diyerek günü birlik kazanç peşinde Atasözümüz vardır Doğum, ölüm yemeği ile kimse tavlanmaz, İnsanı güzelleştiren ve tavlandıran kendi ev ve el ürünüdür.

      Acilen Erzincan ve Erzincanlı olan bulunan şartları değerlendirerek Tarım Sanayi ile kendini geliştirerek üretime geçmeli. El birliği ile geçmişi değil geleceği konuşan şehir ve toplum olması dileği ile…