Askere gelen Mektuplar önce kontrol edilmek üzere okunur. “ Askerliği, Türk Ulusunun Maneviyatını tahkir ve taciz edecek unsurlardan arınmış olup olmadığını kontrol ettikten sonra Zarfın Üzerinde “Er Mektubudur. Görülmüştür” diye bir mühür vurulur. Sonra sahibine teslim edilir.
Bende, Erzincan Belediye Başkanlığına seçilen Cemalettin Başsoy beyefendiye Erzincan da yaşayan duyarlı kaygılı bir basın mensubu ve Erzincanlı olarak bir Mektup gönderiyorum. Üzerinde de Erzincan’ı, Erzincan’ın maneviyatını tahkir ve taciz edecek unsurlardan arındırması için muhakkak, kati tedbirler alınması için tavsiye niteliği taşıyan mektubuma “DOST MEKTUBUDUR. DİKKATE ALINSIN” mührü vuruyorum.
Sayın Başkanım,
Satırlarıma başlarken evvela, yeni görevinizde Başarılar dilerim. Kusura bakmayın, başkaları gibi, daha sizi tanımadan gelip karşınızda el avuç ufalayıp, Makam odanızın bulunduğu katı çiçek bahçesine çevirip, yüzünüze karşı hiç utanmadan ve çekinmeden sizi tanıdığım halde övgü ve iltifatlarla dolu cümleler kurup, sizi adeta bir çocuğun eline sıkıştırılmış lolipop’un sevincine boğmak istemedim. Hele, bir takım çıkar beklentileri içerisinde, karşınızda takla atıp, olmadık şaklabanlıklar deneyerek size şirin görünmek için palyaçoluk yapmadım. Yapmam da… Bu yüzden de bugüne kadar adına Hayırlı Olsun! Dedikleri ziyareti de gerçekleştirmedim.
Sayın Başkanım, Daha sizinle Belediye Başkanı olduktan sonra hayırlı olsun ziyaretinde ve konuşma fırsatımız olmadı. İnanıyorum ki, önümüzdeki beş yıl içerisinde sürekli karşı karşıya geleceğiz. Zamanla tanırız birbirimizi düşüncesindeyim. Bu arada, Sizinle tanışma imkanımız olmadığı için hafızanızın ne derece kuvvetli olduğunu bilmediğimden ötürü tekrar ismimi hatırlatayım. Ben, Selçuk Özdemir… Sık kullanılanlarınıza eklerseniz iyi olur. Size Hayırlı Olsun! Demeyeceğim. Çünkü dilenmesi gereken bir temenni var ise, bu size değil. Sizin Erzincan’a Hayırlı Olmanızı temenni ediyorum. Çünkü Erzincanlılar, sizi hiç tanımadan, bilmeden, araştırmadan, sormadan hatta sorgulamadan Erzincan Belediye Başkanlığına getirdiler. Erzincan Daha Sizi Tanımıyor. Arlımısınız, Arsızmısınız? Hırlımısınız, Hırsızmısınız? Bilmiyoruz temennimiz Erzincana hizmet etmeniz yönünde..
Zaman zaman konuşulur, belediye başkanı nasıl olmalı? Bu sorunun cevabı aslında çok zor değil! Dikkat çekici olsun diye mesela; Ben belediye başkanı olsam ne yaparım? Erzincan’ın hali hazır durumuna pek fazla dokunmadan ne yapılabilir onu değerlendiririm. Bunun için de şehir dışından şehir plancıları getiririm. Neden dışarıdan derseniz her gün içinde yaşadığımız şehrin noksanını bizler göremeyebiliriz de ondan! Şehrin bugünkü mevcut haline hiç dokunmadan, yani ufak tefek değişikliklerle neler yapılabilir ona yoğunlaşırım. Mesela; Erzincan’ın Kızılay Mahallesi, Hocabey veya uygun görülen yerleri “kentsel dönüşüm” alanında değerlendiririm. Bu mahalleleri vatandaşı mağdur etmeden ve menfaatine uygun olacak şekilde Göktürk modeli veya bir başka inşaat kuruluşuna veririm. Örnek mimari projelerle “örnek mahalleler” yapılmasını sağlarım. Hem yer kazanır, hem de yeşil alanlar oluşturur, hem de şehrin görüntüsünü daha modern olmasını sağlarım. Hiçbir şey yapmasam  bile, önceki belediye başkanları tarafından yapılması planlanan “çevre yollarını” harekete geçiririm. O da mı olmaz? Olur. Ama o zaman da bu milletin gözünde hiçbir şey yapmamış bir belediye başkanı durumuna düşerim. Çünkü yapılanlar şehir dışında kalır yapılanları birçok kişi görmez! Olsun. Ama çevre yolları açılmış olur. Veya bahse konu mahalleleri kentsel dönüşümde değerlendirmiş olurum. “Bir veya iki tane iş yaparım, ama tam yaparım!” Çevre yollarını yapan veya kentsel dönüşümü başarı ile bitiren bir belediye başkanı olarak anılmak isterim. Bir daha da belediye başkanı olmam! Bu fikir nasıl? Sizce de olur mu? Bence olur. Neden olur biliyor musunuz? Açılan çevre yolları asfaltlandığında şehir kendiliğinden genişler ve rahatlar! Yeni açılan yollara cephe olarak yapılacak yeni binalar için, yeni bir mimari proje geliştiririm. Örnek projelerle şehri dışarıdan içeriye doğru güzelleştiririm. İmar  alanını mümkün olduğunca şehrin dışında oluşturmaya özen gösteririm. Bahse konu mahalleleri de kentsel dönüşümle örnek mahalleler olarak yaparım.
Depremlerden dolayı yok olmuş eski Erzincan evlerinden oluşan teşvik edici bir düzenleme fena olmaz. Ben Nedim Muratoğlu nu görmedim zamanını da hatırlamıyorum ama kırk yıla yakın geçmiş bir dönem hala aradakileri silip;
Efendim belediye başkanları arasında Nedim Muradoğlu başkaydı dedirtmişse bence bunu düşünün derim..
Bu tavsiye Mektubuma burada son veriyorum. Önümüzdeki günlerde sizi yalnız bırakmayacağıma söz veririm. Mektuplarımın devamı aralıksız gelecektir. Şimdilik Mektupların sahibini BİR DOSTTAN TAVSİYELER olarak kabul buyurmanızı istiyorum. Çünkü benim sizi tanımadığım gibi, sizde beni tanımıyorsunuz. Dost olmak, Dost Kalmak en iyisidir. Çünkü Dostluklar, hiçbir çıkar ilişkisi olmadan yürütülen birlikteliklerdir. Erzincan’ın kazanması için, Erzincan’ın Aydınlık yarınları için, ben eksiklikleri yazmaya, sizde inşallah çalışmalarınıza devam edersiniz. “Mevzubahis Erzincan ise Gerisi Teferruattır..
Erzincan da yaşamaya ve yaşlanmaya niyetli bir can..