Gazeteci Yazar Selçuk Özdemir'in Kaleminden...

Dün, akşam Erzincan adeta başka bir şehre dönüştü. Hadise’nin konseri, sadece bir sanatçının sahneye çıkmasından ibaret değildi. O an, şehirde yaşayan binlerce insan için hem bir nefes hem bir umut hem de bir araya gelme vesilesiydi.

Açık söylemek gerekirse konsere gitmedim. Ancak çarşıda dolaşırken hissettiklerim bambaşkaydı. Kalabalık, enerji, ışıklar, kahkahalar… Kısacası hayat vardı. Erzincan’ın o durgun, zaman zaman içe kapanık havası, yerini büyük şehirlerdeki gibi canlı bir ruha bırakmıştı. Kendimi bir an İstanbul’da sandım. Oysa sadece Erzincan sokaklarındaydım.

Konser öncesinde ve sonrasında pek çok yorum yapıldı. Özellikle Hadise’nin sahne kıyafetleri ve tarzı üzerinden tartışmalar döndü. “Şehrimize uygun mu?” sorusu çokça soruldu. Ama asıl sorulması gereken şu değil miydi: İnsanların hayatında bir nebze neşe olmak kime ne zarar verir?

Evet, dünyada savaşlar var, ekonomide sıkıntılar yaşanıyor. Ama bu sorunlar var diye insanlar tamamen karanlığa mı gömülmeli? Hiç mi gülmesinler? Hiç mi bir araya gelip müzikle, sanatla nefes almasınlar?

İnsanı insan yapan şey yalnızca hayatta kalmak değil, aynı zamanda yaşamaktır. Eğlenmektir, duygulanmaktır, paylaşmaktır. Yerine göre davranmak insan olmanın temel erdemlerinden biridir. Bazen savaş, bazen yas, bazen de müzik… Her şey yerli yerinde yaşandığında anlamlıdır.

Sosyal ve kültürel etkinlikler, sadece eğlence değildir. Toplumu bir araya getirir, ortak bir ruh oluşturur, insanların moralini yükseltir. Bugün bir konserle yüzü gülen insanlar, yarın karşılarına çıkacak zorluklarla daha dirençli mücadele edebilir. Bu tür etkinliklerin, halkın psikolojik ve toplumsal iyilik haline katkısı küçümsenmemelidir.

Bazı kesimler, savaş var diye, ekonomi kötü diye konser yapılmasını sorguluyor. Ama sapla samanı karıştırmamak gerekir. İnsanları mutlu eden, bir araya getiren etkinlikleri yalnızca “eğlence” olarak görmek eksik bir bakış açısıdır. İnsanların gülmesini, dans etmesini, birlikte olmasını “ayıpmış” gibi göstermek, toplumun dayanma gücünü kırmaktan başka bir işe yaramaz.

Bu konserin Erzincan’da gerçekleşmesinde emeği olan başta Erzincan Milletvekilimiz Sayın Mustafa Sarıgül olmak üzere herkese teşekkür ederim. Onlar sadece bir sanatçıyı getirmediler; umut, birlik ve heyecan getirdiler. Esnaf kazandı, gençler neşelendi, aileler çocuklarıyla dışarı çıktı.

Şimdi ise tek bir beklentimiz var: Devamı gelsin! Erzincan bu enerjiyi hak ediyor. Daha fazla konser, tiyatro, festival... Çünkü bu şehir sadece geçmişiyle değil, bugünüyle ve geleceğiyle de anılmalı. Ve en önemlisi: İnsanlar yaşamayı unutmamalı.

Erzincan’a yakışan da budur.