“Herkesin bildiği ama kimsenin dile getiremediğine artık sır deniyor”…
Şehrimizin politik sahnesi, herkesin bildiği ama kimsenin dile getiremediği sırlarla dolu. Bu sırlar, satranç tahtasındaki taşların hareketlerini belirliyor ve şehirdeki iktidar mücadelesinin gizli yüzünü ortaya koyuyor. Gelin bu satranç oyununda taşları yerine koyup düşünelim…
Ben hangisiyim?
Piyonlar!
Satranç tahtasının en ön safında yer alır ve her zaman fedakarlık yapmaları beklenir. Şehrimizde de, vatandaşlar bu piyonlar gibidir. Herkes, onların nasıl manipüle edildiğini bilir ama kimse bunu dile getiremez. Herkesin bildiği ama söyleyemediği bu sır, aslında oyunun şifresidir.
Şah!
Gücün simgesidir ama hareketleri sınırlıdır. Şehrimizdeki şahlar, koruma altındayken bile herkes onların gerçek yüzünü, maskesi altında sakladığı gerçekleri bilir. Güç ve korku dengesinde, herkesin bildiği ama söyleyemediği sırlarla yaşar.
Atlar!
Beklenmedik hareketleriyle bilinir. Şehrimizde de, herkes bu atların gizli anlaşmalarını bilir ama kimse sesini çıkaramaz. Bir gecede değişen ittifaklar ve sürpriz hamleler, aslında herkesin bildiği ama dile getiremediği sırlarla desteklenir.
Vezir!
Satranç tahtasının en güçlü taşıdır ve geniş hareket alanına sahiptir. Şehrimizdeki vezirler, perde arkasındaki güç odaklarıdır. Onların derin planları, herkesin bildiği ama kimsenin söyleyemediği sırlarla doludur. Vezirin ardındaki bu açık sırlar, şehirdeki tüm taşların hareketini belirler.
Oyun başlamış… oynanırken yorumlamış ve kimseye söylememiş olabilirsin. Ama ben söyleyeyim: Şehrimizdeki satranç oyunu, herkesin bildiği ama kimsenin dile getiremediği sırlarla oynanıyor. Bu açık sırlar, şehirdeki iktidar mücadelesinin gizli yüzünü ortaya koyuyor.
Ancak unutmayın..
Satrançta bile en beklenmedik bir piyon, oyunun kaderini değiştirebilir…
Belki de şehrimizin asıl değişimi, bilinen bu sırları yüksek sesle haykırmaktan geçiyordur..
Bi denesek mi?