Zeki Polat'ın Kaleminden
Evet gerici bir adamım..
Eğlenceye sosyalliğe karşıyım..
“Hadi ordan”
Ben hepinizden daha çok şehrin sosyalliğine ihtiyacı olduğunu düşünen..
Ama sosyalliği konserlerle değil insanlıkla bağdaştıran biriyim..
Çünkü, Mahallemde cenaze varken Televizyonun sesini açamayan bir neslin çocuğuyum..
Empati yapmayı çok severim..
Ölüm duyduğumda, baba olur, çocuklarımı gözümün önüne getiririm..
Düşmüş adam duysam..
Ben düşerim duygularını hissederim..
İftiraya uğrayan duysam.,
Kendimi onun yerine koyup yaşadıklarını öğrenirim..
Tıpkı çevremde öldürülen Müslüman Annelerin Babaların ve Çocukların yerine koyup onların gözüyle size baktığım gibi..
Öyle bakınca Başlığım..
“Müslümanların Ölümü ve Konser Keyfi..”
Sonunda beklenen an geldi. Şehrimizin dört bir yanını saran heyecan, sosyal medyadaki parlak duyurular ve heyecanla o geceyi bekleyen kalabalıklar...
Evet, yaklaşan konser bu yılın en güzel, en (SEV)ilen ve en(CAN)lı konseri olacak..
Ama yinede..
Müziğin ritmiyle dans ederken, yanan ışıkların altında eğlenirken bir an olsun aklımızdan çıkarmayalım: Dünyanın bir başka köşesinde, müslümanlar ölüyor.
“Ama kimin umurunda, değil mi?”
Düşünsenize, bir yanda patlayan bombalar, yıkılan evler, acıyla haykıran anneler... Diğer yanda ise solistin karşısında coşan kalabalıklar, şarkılara eşlik eden binlerce ses. Ne kadar da acı, değil mi? Modern insanın vicdanı, eğlencenin büyüsüne kapılınca ne kadar da kolay unutuyor acıları.
Elbette, herkesin eğlenmeye hakkı var. Bu, hayatın bir parçası. Ama bizler, "insan" olmanın gerektirdiği empatiyi nereye sakladık? Belki de en pahalı maskelerin altında, en parlak sahne ışıklarının ardında bir yerlerde unuttuk.
Çözüm nedir? Herkesin kendi vicdanında bir cevap bulması gerektiğini düşünüyorum. Belki konserin ortasında bir dakika durup, sessizce dua etmek. Belki de konser için harcanan milyonların bir kısmını bu acılar içinde kıvranan insanlara bağışlamak. Küçük ama anlamlı bir adım atmak...
Konserlerin ve eğlencenin bir toplumu nasıl uyuşturduğunu, gerçeklerden nasıl kopardığını fark ettiğimizde, belki de bir şeyleri değiştirebiliriz. Müziğin sesine kulak vermek güzel, ama bir de içimizdeki insanın sesine kulak versek, ne dersiniz?
Gerici bir Sokak Gazetecisi..!!