Selçuk Özdemir’in kaleminden…
Erzincan’ın Refahiye ve Sakaltutan yollarında yaşanan kazalar hepimizin canını yakıyor. Neredeyse her gün aynı haber: “Kaza oldu, yaralılar var, can kaybı yaşandı.” İçimiz acıyor, bir kez daha “Neden?” diye soruyoruz.
Düşünün, Karadeniz’in her köşesine tünel yapılıyor; dağlar bir bir delinip geçiliyor. İnsanlar daha güvenli, daha hızlı yollarda seyahat ediyor. Peki, Erzincan’ın dağlarına gelince neden işler duruyor? Kızıldağ, Sakaltutan, Ahmediye, Pülümür… Hepsi zor, hepsi tehlikeli yollar. Hemen her gün ölümle burun buruna geçiliyor bu yollardan. Ama hâlâ tünel yok. Hâlâ virajlar ve sürekli gelen kaza haberleri var.
Tüneller, sadece bir ulaşım kolaylığı değil; can kurtaran birer proje. Bir tünel, tehlikeli bir virajı yok eder, bir dağın içinden geçerek yolu kısaltır ve sürücüyü, yolcusunu güvenle hedefine ulaştırır. Erzincan’da ise tam tersi bir durum var: Yollar ya çok virajlı ya da kışın buzlanma en büyük tehdit. Bu nedenle bir an önce harekete geçmek, Erzincan’ın zorlu coğrafyasına uygun çözümler üretmek gerekiyor.
Elbette kazalar sadece yolların suçu değil. Sürücü hataları da var: Aşırı hız, dikkatsizlik, hatalı sollamalar… Ancak kötü yol koşulları, bu hataların bedelini daha da ağırlaştırıyor. Yani bu işin iki tarafı var: Hem sürücüler daha dikkatli olmalı hem de yollar daha güvenli hale getirilmeli. “Kim suçlu?” diye sormak yerine, “Bu kazaları nasıl azaltırız?” sorusuna odaklanmamız şart.
Erzincan’ın coğrafi olarak önemli bir ulaşım koridorunda yer aldığını hepimiz biliyoruz. Buradan geçen araçlar, sadece Erzincanlıların değil, uluslararası trafiğin de bir parçası. Bu kadar yoğun kullanılan bir güzergâhta güvenli ve modern bir altyapının olmaması büyük bir eksiklik.
Bir gerçek var ki Erzincan’da yaşanan trafik kazaları kader değil; ihmallerin, yetersiz önlemlerin sonucu. Artık kaybettiklerimizden ders çıkarmalı, tünelleri bir an önce hayata geçirmeliyiz. Çünkü her kayıp bir hayat, her hayat bir aile ve her aile bir dünyanın sonu demek. Unutmayalım ki her kaza sonrası bir eve ateş düşüyor, bir yürek yanıyor.
Yeni bir kaza haberi almadan önce yapılacak bir şeyler var!